Türkiye’de insanlar 150 yıldan beri sandık başına gidiyor; sandığın önemine ve oraya yansıyan iradeye vâkıf insanların ülkesi burası. Her seçimde oylar hiç şaşmadan bilinçli olarak kullanılıyor.
Halk 2002 yılında oylarıyla AK Parti’yi tek başına iktidara taşıdığı gibi, her seçimde biraz daha artırarak, devletin idaresini 13 yıl boyunca yine ona bıraktı.
Arada, AK Parti’nin istediği Anayasa değişikliklerine referandumda onay verdi aynı halk; AK Parti’nin aday olarak sunduğu Tayyip Erdoğan’ı ilk turda Cumhurbaşkanı seçeli de henüz bir yıl olmadı.
Bütün o seçimlerde doğru ve bilinçli davrandığına inanıyoruz da, son seçimde mi halkın aklının çelindiğini ve yanlış yaptığını sanıyoruz?
Halkın son tercihini, “milli irade”yi çöpe atma anlamına gelecek bir siyasi tavır, takınana zarar verir.
Yapılması gereken belli: Meclis’e yansıyan tablodan bir değil birden fazla koalisyon formülü çıkıyor… Hükümet kurma görevinin tevdi edileceği kişi, çalışmasını samimiyetle yürütmeli ve anlaşmanın zeminini oluşturmak için gayret göstermelidir…
Samimiyetle sonuca mutlaka varılacaktır.
Varılmazsa ne olur?
Onu o zaman düşünürüz.