• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Fazla kiloya fazla anlam yükleme!

05/06/2022 18:53


Dr. FEYZA BAYRAKTAR

[email protected]

Yaz mevsiminin gelmesi, deniz sezonunun açılmasıyla birlikte en sık konuşulan konuların başına kilo verme yöntemleri yerleşti. Ya tek bir kilo verme yöntemine sadık kalarak hedefe ulaşma yolunda adımlar atmak ya da deneme-yanılmayla kendine en uygun yöntemi bulma yolunda düşe kalka ilerlemek…

Yollar farklı olsa da birçok kişi için hedef, kumsala inmeden yağları eritmek. Bu sürecin olmazsa olmazı egzersiz günlük rutine oturtulmaya çalışılırken kimileri ipin ucunu kaçırıp tatile değil de olimpiyata gidiyormuş gibi hazırlıklarını yapmaya başladı.


Kışın aldığı kiloları vermekte zorlananlar için mayoyla görünme endişesi, tatil keyfine daha başlamadan gölge düşürürken kendini ‘iradesiz‘ olarak etiketlemek de henüz gidilmemiş tatilin faturası oldu.

Yemekle aşk-nefret ilişkisi

İnsanın sağlık ya da estetik kaygılar sebebiyle kilo vermek istemesi son derece doğal. Yalnız bu isteği, hayatın merkezine oturtup ‘Kilo vermem gerek‘ düşüncesini diğer her şeyin üzerine çıkarıp yöneticisi haline getirmek, olmazsa olmaz ihtiyaç yemekle aşk-nefret ilişkisine da sebep oluyor.

Bu aşk-nefret ilişkisi “Yemek çok seviyorum” ya da “Stresli olduğum zaman hep atıştırıyorum” diyerek fazla yemeyle başlar. Ardından hem aynalar hem de çevre “Kilo almışsın” diye söylenir. Sonra da sonu gelmeyen bir diyete başlama sürecine adım atılır.

Her haftanın başında sabah girilen diyet, akşamında ya da ertesi gün ‘yasaklı‘ diye etiketlenen yiyeceklerden en az biriyle bozulur. Yasağı delme etkisiyle “Battı balık yan gider” denip bir dahaki diyete başlama gününe kadar stok yaparcasına yenir. Daha sonrasında da çok büyük bir günah işlemiş gibi suçluluk ve pişmanlık hissedilir. Yaz-kış demeden devam eden bu döngü, yaz mevsiminin gelmesiyle insanı daha da kapana kıstırılmış ve çaresiz hissettirebilir.

Kilo vermeyi zorlaştıran psikolojik etkenler

Kilo vermeyi zorlaştıran psikolojik etkenlerden belki de en önemlisi, buna olması gerektiğinden fazla anlam yüklemektir. İnsanlar kilo verdiği zaman -eğer fazla kilosu varsa- daha sağlıklı olabilir, aynadaki görüntüsü kendini daha iyi hissettirebilir ya da çevreden aldığı iltifatlarla daha fazla beğenildiğini düşünebilir. Tabii ki tüm bunlar da kişinin hayatını olumlu yönde etkiler.

Yalnız kilo vermek, ulaşılması gereken nihai hedef gibi insanın hayatının merkezine oturacak kadar da mucizevi bir etkiye sahip değildir. İnsanlar kilo verdiği zaman kiloya bağlı birçok problem ortadan kalkabilir ama hayattaki diğer problemler varlığını korur. Örneğin kilo vermek, alım gücünü arttırmaz ya da ilişkilerdeki problemleri çözmeye yardımcı olmaz. Bir insan kilo verdi diye çevresi onu daha çok beğenebilir ama o insanın beğenilmesi sevileceğini garantilemez.  Sonuçta insanları dünyada kapladığı alana göre değil, bizde yarattığı etkiye göre severiz.

Kilo verme hedefi, hayatta çözülemeyen diğer problemler varken en çözülebilen olanı çözmeye çalışmak, yani birçok ‘kontrol edilemeyen‘ içinde ‘en kontrol edilebilir’ olana odaklanmak, hedef belirlemekte zorlanırken somut bir hedefe tutunmak, başarılı hissetme ihtiyacını tartıdaki sayının hareketiyle karşılamaya çalışmak, beğenilmek üzerinden onaylanmaya çalışmak gibi birçok amaca hizmet edebilir. Hizmet ettiği amaçlar arttıkça, kilo vermeye yüklenen anlam ve güç de artar, böylece kilo vermek daha zor hale gelir.

Kilo verme süreçleri kolay değildir, emek ister. Kilo, hayatın içinde verilir. Yani hedefler koyup ulaşmaya çalışırken, insanlarla bir araya gelip sosyalleşirken, hobilere zaman ayırıp hayatın tüm sıkıntısı içinde molaya çıkarken kilo verebilir insan… Kilo vermeyi nihai hedef yapıp tüm enerjisini bunun için harcarken sosyalleşmekten kaçınıp hayatı yaşamayı kilo verdikten sonraki bir zamana ertelemeye çalışırken değil…

Hak ettiğinden fazla anlam yüklenen hedeflere giden yollar, kendini sabote etme mayınlarıyla doludur. Unutmayın; bir hedefe ederinden ne kadar fazla güç atfederseniz yanlış manevra yapıp yoldan sapmanız o kadar olasıdır. 

Filed Under: Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Psk. Dr. Feyza Bayraktar

SON HABERLER

UEFA, Şampiyonlar, Avrupa ve Konferans liglerinde dağıtacağı para ödüllerini açıkladı

Avrupa futbolunun patronu UEFA, 2022-23 sezonunda Şampiyonlar Ligi, Avrupa … Devamı...

Ulusal Galeri’de ‘yapışkanlı’ iklim eylemi

Sanat eserleri üzerinden yapılan iklim krizi eylemlerine bir yenisi … Devamı...

Plajda önlem: Akıntıya ‘yapay zeka’yla takip

Sıcaklıkların rekor seviyelere ulaştığı Japonya'da, çok sayıda kişi … Devamı...

İlkinin üstünden iki ay geçmedi: Çaya yeni zam

Mayıstaki yüzde 43,7’lik zammın ardından çay fiyatına yüzde 9,5 oranında … Devamı...

Zelenski: Tahıl tahliyesini Türkiye ve Birleşmiş Milletler’le görüşüyoruz

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Ukrayna'nın Türkiye ve Birleşmiş … Devamı...

Reuters’ın Z kuşağı analizinden muhalefete uyarı çıktı: Henüz ikna olmadılar

Araştırmalara göre Türkiye'de önümüzdeki seçimlerde ilk defa oy verecek 6 … Devamı...

‘Yılın adamı’ Erşan Kuneri dönüyor

Netflix Erşan Kuneri'nin ikinci sezonunu Twitter hesabından … Devamı...

Tekirdağ’da, ‘kunduru’dan 25 ton rekolte bekleniyor

Tekirdağ'ın Kapaklı ilçesinde, yaygınlaştırılması amacıyla 60 dönümlük … Devamı...

Guns N’ Roses Glasgow konserini iptal etti

ABD'li rock grubu Guns N' Roses'un bu akşam İskoçya'nın Glasgow kentinde … Devamı...

Bedelli askerlik ücreti 80 bin lirayı aştı: Üç yılda 2,5 kat arttı

56 bin 507 lira olan bedelli askerlik ücreti, altı aylık enflasyon artışına … Devamı...

Fransa Açık tek erkeklerde şampiyon Rafael Nadal
Mahkeme kararına uymayan Kolombiya cumhurbaşkanına beş gün ev hapsi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1708 gündür hapiste

YAZARLAR

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Yılmaz Özdil: Gerçekti hayal oldu

Bahadır Özgür: Evcil’in ilmek ilmek ördüğü tezgâh

Murat Muratoğlu: Fotokopi çeker gibi para basıyorsan…

Mustafa Balbay: Saray da Meclis’te çoğunluğu kaybetme olasılığını göz ardı etmiyor

Can Ataklı: Saray medyası ‘dünya da çok etkilendi’ diye bir ayrıntı koymuş habere

Evren Devrim Zelyut: Hasar almadan 2023’ü görmelerine imkan yok

Yusuf Karadaş: Erdoğan’ın NATO’da Kürt pazarlığı

Yaşar Aydın: Muhalefetin önündeki birtakım sorular

Zeynep Gürcanlı: Ukrayna ve Rusya’nın boşluğunu doldurmak kolay değil

Akif Beki: Dodurga’yı alan Türkiye’yi de alıyor şu halde

Taha Akyol: Hangisine inanacağız?

‘Cennete açılan kapı’dan atlayıp Kemaliye semalarında uçtular

12 yaşındaki çocuk istedi, dünyaca ünlü mimar çizdi: Özel tasarım köpek kulübesi

HBO Max daha gelmeden Türkiye’deki projelerini durdurdu

Ankara’nın seğmen kıyafeti tescillendi

Elliot Page paylaştı: Pasaport fotoğrafımı seveceğim hiç aklıma gelmezdi

Mandalar günün dört saatini nehirde geçiriyor: Amaç süt verimini artırmak

Yeni Zelanda tartışıyor: Nereye s*çacaklar?

Yanlışlıkla hesabına maaşının 330 katı yatan işçi kayıplara karıştı

Kırşehir’in ‘koku vadisi’ ziyaretçilerini bekliyor

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi