Kuşkusuz CHP deyince, geleneksel devlet referansları ile sermaye programının sınırları içinde hatları belirlenmiş bir partiden söz ediyoruz. Dolayısıyla CHP’ye canlı organ çalışmasına dayalı bir Marksist form önerme haddini kendimizde görmüyoruz.(!)
Bu kurultayın en önemli sonucu, delegelerin kullandıkları tercihle güçlü bir değişim isteğini ortaya koymuş olmalarıdır. Kurultayda genel başkanlık değişiminin CHP’nin önümüzdeki yerel seçimlerdeki adaylık tercihlerine uzanan sonuçları olacaktır. Bu değişimin politik yönü ve içeriğinin nasıl şekilleneceğini başka etki ve sonuçlarıyla birlikte izleyip tartışmaya devam edeceğiz.