Birkaç gün önce, eniştemin vefatı nedeniyle İzmir’e gittim. Anladım ki, ben uzun zamandır İzmir’de gece bulunmamışım. Türkiye’nin muhtemelen en güzel büyükşehri, gece bu kadar mı çirkin hale gelir.
Gündüz, pırıl pırıl bir Akdeniz, Ege kendi, gece görgüsüz bir Arap kentinden beter, kimse kusura bakmasın ama rengarenk bir Uzakdoğu genelevi görüntüsü.
Özellikle Bayraklı bölgesinde gündüz sadece boyları ile göze batan binalar, gece manasız, çirkin, rengarenk ışıklandırmaları ile birer hilkat garibesine dönüşüyor.
Gündüzün sade, doğal genç kızı gece abartılı bir konsomatris makyajı ile karşımıza çıkıyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e sormak isterim, bir kentin genel görüntüsüne, imajına, nasıl bir kent olacağına, bir müteahhit mi karar verir!
İzmir’in gece bu çirkin, görgüsüz görüntüye dönmesi Folkart’ın sahibinin ya da mimarlarının zevkine mi bırakılır. Bu kadar ucuz mudur bu işler!
Sıkı mıdır aynı şeyi Nice’de, Cannes’da, Marsilya’da, Napoli’de, Bari’de hadi onları bırakın bize daha yakın Selanik’de, Atina’da yapmak. Hadi gitsin Folkart Barcelona’da, Valencia’da, Cenova’da aynı şeyi yapsın, yiyorsa bu kentlerin gecesini kendi olmayan zevkinin renklerine boyasın.
Gerçekten merak ediyorum, yapabilir mi! Peki orada olamayacak şey, bizim buralarda nasıl oluyor? Sadece İzmir’i değil, bizim memleketin tüm kentlerini mahvetmek niye bu kadar kolay. Binlerce yıllık şehirler, bir müteahhitin zevksizliğinin kölesi olabilir mi!