Hazine ve Maliye Bakanı Nebati geçen hafta diyor ki; “20 yıldır bu ülkede hiç ama hiç kimse ‘Beni enflasyonun altında ezdirdiler’, ‘Beni doktorsuz bıraktılar’, ‘Benim çocuğumu kitapsız bıraktılar’ diyemez”…
Pes vallahi! O zaman bu ülkenin vatandaşlarının neler çektiğini raporlara dayanarak anlatalım.
Cüzdana giren para o kadar az ki, bakınız Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerinde yer alan 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülkedir. Türkiye’de asgari ücret yaklaşık 296 Euro’ya denk gelirken, sadece Arnavutluk bizden daha kötü bir halde 248 Euro vermektedir.
Peki bu kadar az para alan vatandaşın satın aldığı mal ve hizmetler ucuz mudur? Güldüğünüzü duyar gibiyim. Türkiye enflasyonda G20 ülkeleri arasında %85 ile şampiyondur. Aslında bu rakamın daha yüksek olduğunu biliyoruz. Normal şartlarda TÜFE denilen tüketici fiyatları enflasyonu ÜFE’nin yani üretici fiyatlarının 4-5 puan üstü olur. Türkiye’de ÜFE %157 ise yaşadığımız enflasyon en az %160 olmuştur.
Tam bu noktada Nebati’ye soralım: Emeğin ücretler yolu ile aldığı pay azalırken, dünyanın en adaletsiz gelir dağılımlarından biri ülkemizdeyken bu insanlar %160 enflasyon altında nasıl ezilmemiştir?