Seçimler genelde haklı olarak AKP’nin potansiyelini değerlendirememesi olarak okunuyor.
‘Yeni Türkiye’ söylemine karşın iktidar partisi bizzat kendi desteği ile büyüyüp serpilen ‘yeni Türkiye’ sosyolojisine uzak kaldı. Bu kavramı kendinden hareketle üretti ve seçmenin de bu kızıl elmanın peşinden geleceğini umdu.
Oysa Yeni Türkiye toplumsal zeminde bir süredir oluşmakta ve son derece katmanlı ve melez bir beşeri yapı üretmekte. İşin ilginci bu yeni tipolojinin büyük çoğunluğu ‘doğal olarak’ AKP seçmeni.
…Açıkça söylemek lazım ki, AKP ‘ustalık’ dönemi ile birlikte her şeyi ve bu arada kendi içindeki farklılıkların kişilikleşme arayışını da siyasetin içine hapsetti. Parti siyasi kavganın içine gömüldükçe sosyalle olan bağını elden kaçırdı.
Bu bağ üye sayısıyla veya teşkilat gücüyle kurulmuyor… Hatta belki de o teşkilatlar geri tepen etkiler üretiyor. Çünkü burada önemli olan ‘hitap edebilmekti’ ve yönetim bunun kavramak bir yana, algılama emaresi de göstermedi.