Acaba iki partiden herhangi biri koalisyon görüşmeleri içinde diğerinin kimliksel ve zihinsel temelini rencide edebilecek bir şart öne sürdü mü? Cumhurbaşkanı’nın isteksiz olduğu telkinlere karşın, AKP’nin böyle bir koşulunu duymadık.
Unutmamak lazım ki seçimi koalisyona yeğleyen sadece Erdoğan değildi. AKP’nin neredeyse bütün teşkilatı ve tabanı ilkesel açıdan bu işbirliğine sempatik bakmıyordu. Ama yine de Başbakan muhtemel koalisyonu CHP açısından zora sokabilecek ideolojik bir koşul yaratmadı.
Ne var ki bunu CHP için söylemek pek mümkün gözükmüyor. Cumhurbaşkanı’nın yeniden Meclis tarafından seçilmesi örneğinin gösterdiği üzere, CHP ancak tek başına iktidara geldiğinde mümkün olabilecek bir şartı öne sürebildi. Bu teknik bir düzenleme değildi… AKP açısından bakıldığında halkı yeniden ikincil kılabilecek bir muhtemel değişimin de zeminiydi…
Diğer bir deyişle CHP, koalisyonun küçük ortağı ve iktidara gelmesi zor bir parti olmasına karşın, AKP’nin ideolojik kazanımının geri alınmasını isteyebildi.
Buna başka örnekler eklenebilir. Ama görünen o ki CHP’nin AKP hazımsızlığı, AKP’nin CHP hazımsızlığından çok daha fazla… Bu da CHP’nin ‘olabilir’ olanı zorlayacak bir rasyonalite içinde davranmasını zorlaştırdı.