DOĞU EROĞLU
@DoguEroglu/ dogueroglu@gmail.com
Eskişehir’de kurulması planlanan Alpu Termik Santralı Projesi hakkında verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu’ kararının iptali için, Eskişehir büyükşehir, Tepebaşı, Odunpazarı belediyeleri, Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) ve Eskişehir Barosu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dava açtı.

İptal davası reddedilirse, Alpu Termik Santralı projesi, tarıma elverişliliğinden ötürü ‘büyük ova’ vasfı da taşıyan bu topraklara kurulacak. (Fotoğraf: Doğu Eroğlu)
Böylece Eskişehir’de aylardır protesto edilen Alpu Termik Santralı projesine karşı yargı süreci resmen başladı. Eskişehir İdare Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, Alpu’nun planlama safhasında pek çok unsurun ihmal edildiği, ÇED raporunun hukuka aykırılıklarla dolu olduğu, ÇED sürecinde yapılmayan inceleme ve araştırmalar yüzündense santralın gerçek çevresel etkilerinin hesaplanmasının imkansız olduğu aktarıldı.
Bir ‘devlet’ projesi
Türkiye’deki pek çok çevre, kent ve enerji projesinin aksine Alpu, bir kamu kuruluşu tarafından, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) tarafından planlandı. Santralın planlama aşamasını yürüten, ÇED sürecini rekor sayılabilecek bir süre olan 177 günde tamamlayıp proje hakkında ‘ÇED Olumlu’ kararı alınmasını sağlayan EÜAŞ, 26 Nisan 2018 tarihinde de santralın özelleştirme ihalesini yapmaya hazırlanıyor. Daha önce Çayırhan-B Termik Santralı için de uygulanan bu modele göre termik santralların planlama ve ÇED süreçlerini kolaylıkla halleden EÜAŞ, yasal süreç bittikten sonra santralları özelleştiriyor.
Belediyeler, Eskişehir Barosu ve ESKİ’nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Alpu projesine verilen ‘ÇED Olumlu’ kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için açtığı davada pek çok iptal gerekçesi bulunmasına karşın, bunların en çarpıcıları, EÜAŞ tarafından yürütülen ‘hızlandırılmış’ ÇED sürecinde hiç yapılmamış veya geçiştirilmiş araştırmalarla ilgili. Üstelik davacı kurumlara göre ÇED raporundaki sorunlar bununla da bitmiyor. ÇED yönetmeliğine aykırı hususların en dikkati çekeni, raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygun bulduğu bilimsel kadro tarafından hazırlanmamış olması.
Bakanlık kendi kuralına uymadı
ÇED yönetmeliğine göre, bir proje hakkında başvuru yapılmasının ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hazırlanacak rapor kapsamında gerçekleştirilecek araştırma ve incelemeleri belirliyor, aynı zamanda bu çalışmaların hangi uzmanlar tarafından yapılacağına da karar veriyor. ‘Özel Format’ olarak adlandırılan bu yönergeye uyulup uyulmadığı da yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından denetleniyor. Yönetmelik uyarınca, ‘Özel Format’a uygun hazırlanmamış projelerin ÇED süreçleri bakanlık tarafından durduruluyor.
Davacılara göre söz konusu ÇED raporu, bakanlığın belirlediği personel tarafından hazırlanmadı. İlgili çalışma grubunda ‘kimya mühendisi, harita mühendisi, orman mühendisi ve hidrojeoloji mühendisi’ bulunması şart koşulmuştu. Fakat rapor, hidrojeoloji mühendisi ve harita mühendisi bulunmayan bir ekip tarafından hazırlandı. Bir başka deyişle, ÇED raporunun hazırlanmasında uygun uzman personel görev almamasına karşın bakanlık proje hakkında ‘ÇED Olumlu’ kararı verdi.
Projede pek çok husus denetimden ‘kaçtı’
Davacıların iddialarına göre, aslında gerçekleştirilmesi gereken pek çok araştırmanın ve belirtilmesi gereken hususun raporda bulunmaması da ÇED yönetmeliğine bir başka aykırılık konusu. Yönetmelik uyarınca, entegre projeler için tek bir ÇED süreci işletilmesi, böylelikle bir projenin tüm etkilerinin kamu ve toplum tarafından denetlenebilir olması gerekiyor. Alpu projesi için hazırlanan rapor ise tesisin tüm ünitelerini içermiyor.
Kömürün nereden alınacağı belirsiz: ÇED raporunda ve daha sonra hakkında ‘ÇED Olumlu’ kararı verilen nihai ÇED raporunda, termik santralda elektrik üretiminde kullanılacak kömürün sağlanacağı kaynak konusunda çelişkili ifadeler var. Nihai ÇED raporunda 85839 ruhsat numaralı sahadan çıkarılacak kömürün santralda yakılacağı belirtilirken, ÇED raporunda 85068 ruhsat numaralı sahanın santrala kömür sağlayacağı öne sürülüyordu. 85068 ruhsat sayılı saha hakkında, Alpu projesine kömür sağlayacağı gerekçesiyle çoktan ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alındı bile, dolayısıyla entegre tesisler için tek bir ÇED süreci işletilmesi kuralı çoktan ihlal edildi.
Kömür konveyor hattı isale hattı ve su deşarj hattının çevresel etkileri raporda yok: Santral projesinin hayata geçirilmesi için hayati önem taşıyan kömür konveyor hattı, isale hattı ve su deşarj hatlarının rotaları harita üzerinde gösterilmesine karşın, bu hatların geçeceği bölgelerdeki çevresel etkilere ÇED raporunda yer verilmedi.
Kül depolama alanının yeraltı sularına etkileri incelenmedi: Kül depolama alanlarının yeraltı suları üzerindeki etkilerinin belirlenebilmesi için gereken yeraltı suyu kalitesi raporları da ÇED süreci kapsamında hazırlanmadı. Dolayısıyla ÇED raporunda bu konuda yapılan hesaplamalar tahminler üzerine kuruldu.
Saha araştırmasız ÇED raporu: Rekor hızla ‘ÇED Olumlu’ kararı alınan proje, davacılara göre sahadan hiçbir veri toplanmaksızın planlandı. Proje hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yapılan başvuru sonrasında 19 Ekim 2017 tarihinde proje için ‘Özel Format’ verildi. Yani projenin çevresel etkilerinin anlaşılabilmesi için hangi alanlarda araştırma yapılacağı bakanlık tarafından 19 Ekim 2017’de belirlendi. ÇED raporuysa 25 Ocak 2018 tarihinde bakanlığa sunuldu. Bir başka deyişle termik santralın bölgeye yapabileceği etkiler yalnızca 98 günde incelendi. Dolayısıyla projenin meteorolojik ve iklimsel özellikler, tarım ve orman alanları ile su kaynaklarına yapabileceği etkiler için sahada araştırma yapacak vakit yoktu. Böylelikle termik santralın olası etkileri, yıl içinde bölgedeki ekolojik döngü incelenmeden ‘ölçülüverdi.’
Yakılacak kireç ve atığın niteliği belirsiz, etkileri ölçmek imkansız: Bakanlığın hakkında ‘ÇED Olumlu’ kararı verdiği nihai ÇED raporuna göre, santralda kullanılacak kireç taşının nereden temin edileceği bilinmiyor. Santraldan çıkacak külün analiziyse, yakılacak malzeme netleşmediği için ÇED raporunda bulunmuyor. Yani Alpu projesinin çevresel etkilerinin hesaplanması, elektrik üretimi sırasında oluşacak atığın kaçıncı sınıf olduğunun belirlenmesi ÇED sürecinde mümkün olmadı.
Santraldan sonra bölgedeki su kaynaklarının akıbeti belirsiz: Nihai ÇED raporuna göre, termik santralda kullanılacak su, 21 kilometre mesafedeki Gökçekaya Hidroelektrik Santralı’ndan sağlanacak. Ancak bu su kaynağının santral projesinde kullanılmasının bölgedeki diğer su ihtiyaçlarının giderilmesine yapacağı etki ÇED raporunda değerlendirilmedi. Proje hakkındaki görüşü sorulan DSİ Etüt Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı, “…Havzanın su potansiyeli dikkate alındığında daha az proses suyuna ihtiyaç duyulan santral teknolojilerinin değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir” diyerek bir anlamda, santralın işletmeye alınması halinde bölgedeki suyun yetersiz kalacağını itiraf etti. Buna karşın bölgedeki su ihtiyaçlarıyla ilgili uzun vadeli alternatif çözüm senaryolarına yer vermeyen ÇED raporu hakkında ‘ÇED Olumlu’ kararı verildi.
ÇED süreci bitti bile: Eskişehir’de termik santrala rekor hızla onay