Kurtuluş Savaşını iki ordunun savaşması gibi dar bir kalıba sığdıramayız. Bizimki tarihte bildiğimiz savaşlardan çok farklıdır. Kurtuluş Savaşı denilmesi yalnızca bir semboldür. Bu savaş gerçekte bir ülkenin yeniden doğuşunun, bir mücadelenin yalnızca bir kısmıdır. Millî mücadele ile Türkiye iktisadi bağımsızlık kazandı. 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile Düyun-u Umumiye İdaresi’nin gelir toplama yetkisi sona erdi. Devrimler ve inanç özgürlüğü bu savaşın devamıdır.
Mamafih Atatürk, “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz” anlayışı ile aynı zamanda ekonomide de kurtuluş savaşı verdi.
Atatürk’ün ekonomik çözümleri, ideolojik saplantılardan uzak akılcı ve pragmatik bir yoldan oldu.
Türkiye Cumhuriyet döneminde, 1923 -2021 yılları arasında GSYH ortalama yüzde 5,07 oranında büyüdü. Ama Atatürk döneminde 1923 -1938 yılları arasında daha yüksek, ortalama 7,85 oranında büyüdü.
Bunlardan birisi devletçilik ve birinci sanayi planıdır. 1932-1938 birinci sanayi planı döneminde, GSYH yüzde 9 oranında büyüdü.