Kendi elinde olsun veya olmasın, TL’nin iç ve dış değerini koruyamayan ve daha da kötü gitmesine neden olan bir Merkez Bankası Başkanı neden yerinde kalsın?
Merkez Bankası para politikası raporunda; “Parasal sıkılık ve parasal aktarım, likidite gelişmeleri yakından takip edilerek miktarsal sıkılaştırma kararları ile desteklenebilecektir. Miktarsal sıkılaştırma adımlarına, kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak devam edilecektir” deniliyor.
Siyasi iktidar Merkez Bankası’nın bu kararını bozar. Seçim nedeniyle KOBİ’lere ve esnafa kredi dağıtır. Bütçe yardımları adı altında para dağıtır. Kur korumalı mevduata kur farkı ödemektedir. Kur korumalı mevduat kaldırılıyor. Herkes dövize dönüyor. Döviz talebi artacak, kurlar daha da artacaktır.
Merkez Bankası parasal sıkılaştırmaya giderken, bütçede lüks harcamalar, lüks arabalar ve israf artmaktadır. Söz gelimi Diyanet İşleri Başkanlığı lüks otellerde toplantılar yapmaya devam ediyor.
Bu şartlar altında, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası havada kalacaktır.
Aklı başında bir Merkez Bankası Başkanı neden sorumluluk alsın?