Herkes Avrupa kupası kura çekimlerinde olduğu gibi torbadan hangi ismin başbakan olarak çıkacağını bekliyor. Her türlü yetkiyi Saray’a bırakmış olan AKP kurmaylarının bile net bir fikri yok. Çünkü bu konular partide değil, Erdoğan ve damadından oluşan yetkili kurullarda belirleniyor. Yarışmanın yerini atamanın aldığı bir sisteme dönüştü Türkiye’nin çarpık demokrasisi.
Evet, AKP’den önce de Türkiye’nin Siyasi Partiler Yasası sorunluydu. AKP ısrarla bu yasada reform yapmaktan kaçındı. Yüzde 10 barajı gibi, 12 Eylül’ün mirası olan bu yasaya sahip çıktı. Darbe anayasasından bahsedenler, darbecilerin en etkili yasalarından olan Siyasi Partiler ve Seçim Yasası değişikliğini hiçbir zaman gündeme getirmedi.
Çünkü zihinlerinde demokrasi fikri yoktu, iktidarı ve gücü ele geçirince darbecilerin geliştirdiği hukuksal yapıya sahip çıkmakla kalmadılar, bu sistemi kendi lehlerine olmak üzere daha da bozdular. Bugün artık Türkiye’de bir hukuk devletinden söz etmek mümkün değil.
Türkiye’de artık tek kişinin oyu var. Milyonların ne düşündüğü, neyi veya kimi tercih ettiğinin önemi yok. Erdoğan, damadına danıştıktan sonra oyunu kullanıyor ve herhangi bir kişi ya AKP ilçe başkanı ya da başbakan oluyor. Tek bir oy ülkenin kaderine hakim olmuş durumda bulunuyor. O oy, başbakanı işinden edebiliyor, yenisini belirliyor. Koca bir parti ve ülke bu durumu olağan karşılıyor.