Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin salı günkü toplantısında sarfettiği, “13 şehidimizin sorumlusu Erdoğan” şeklindeki sözlerini gerekçe göstererek 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Kuzey Irak’ın Gare bölgesinde PKK’ya yönelik operasyona ilişkin, “13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır” demiş, cumhurbaşkanına beş soru yöneltmişti.
Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’na, “Utanmadan sıkılmadan 13 şehidimizle ilgili olarak ‘Bunun sorumlusu cumhurbaşkanıdır’ diyorsun” diye seslenerek, “Terbiyesiz herif” ifadesini kullanmıştı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yaptığı tüm iftira, hakaret ve küfürleri kendisine aynen iade ediyoruz” demişti.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından açılan davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun, ’13 şehidin sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu’ yönündeki ifadesinin, ‘cinayetlerin faili PKK terör örgütünü aklamaya, aynı zamanda terör örgütünün işlediği suçların sorumluluğunu Erdoğan’a atfederek cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını zedelemeye yönelik bir çaba’ olduğu belirtildi.
‘PKK’yı eleştirmedi’
Kılıçdaroğlu’nun, yaklaşık bir saat süren konuşmasının hiçbir yerinde, ‘PKK terör örgütüne ve yaptığı eylemlere dair en ufak bir eleştiride dahi bulunmadığı’ kaydedilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
“Konuşma bir bütün olarak değerlendirildiğinde, PKK’yı aklamaya yönelik çabalar da açık bir şekilde görülmektedir. Esasında davalının rehinelerin kurtarılmasına yönelik PKK’ya müzahir örgütleri muhatap göstermesi, açıkça ifade edilmese de rehinelerin kurtarılmasına yönelik operasyonun yanlışlığına, bu tarz bir operasyon nedeniyle rehinelerin öldüğüne yönelik bir düşünceyi ortaya koymaktadır.
Yaklaşık 40 yıllık mücadele süresince, hiçbir ana muhalefet partisi lideri, terör örgütünün adını anmadan ve terör örgütüne hiçbir eleştiri getirmeden, terörle mücadele eden hükümeti ve yetkililerini, terör örgütünün cinayetleri nedeniyle suçlamamış ve sorumlu tutmamıştır. Davalının savrulduğu yer, esasında hiçbir demokratik hukuk devletinde mazur görülemeyecek, terör örgütünün siyasi unsurlarıyla yaptığı iş birliğinin dramatik bir sonucudur.”
‘HDP’yi rahatlatmaya çalışıyor’
Dilekçede, ayrıca, Kılıçdaroğlu’nun, ‘siyasi iş birliği içinde olduğu HDP’ye, terör örgütünün işlediği cinayetler nedeniyle yönelen dikkati, Cumhurbaşkanını hedef alarak dağıtmaya ve HDP’yi siyaseten rahatlatmaya çalıştığı’ ifade edildi.
Kılıçdaroğlu’nun, ‘operasyonun davulla zurnayla yapıldığı’ iddiasının da tamamen gerçek dışı olduğu, operasyona yönelik tüm hazırlıkların ve operasyonun büyük bir gizlilik içinde yapıldığı kaydedilen dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın bir açıklamasını operasyona yorumlaması tamamen davalının zannından ibarettir. Cumhurbaşkanımız müjdeyle neyi kastettiğini açıklamıştır.
‘Tüm şartlar oluştu’
Bütün bu olgusal temeller ışığında, davalının 13 vatandaşımızın şehadetinden cumhurbaşkanımızı sorumlu tutması temelsiz ve dayanaksız bir değerlendirmedir. Ayrıca PKK terör örgütünün işlediği vahşetten, cumhurbaşkanımızın sorumlu tutulması, PKK dahil bütün terör örgütleri ile tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar mücadele eden ve önemli neticeler alan cumhurbaşkanımızın onur, şeref ve saygınlığına ağır bir saldırıdır. Dayanaksız ve mesnetsiz şekilde, terör eylemlerinden, terörle etkin bir şekilde mücadele eden kişileri sorumlu tutmak, olgusal temeli olmayan bir isnat ve yakıştırmadır. Aynı zamanda hukuken mazur görülemeyecek nitelikte kişilik haklarına ağır bir saldırıdır. Davalının, cumhurbaşkanımızın kişiliğine yönelik sarf etmiş olduğu ifadelerin herhangi bir üstün yararla himaye edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla dava konusu konuşmadan dolayı yasa gereğince manevi tazminata hükmedilmesinin tüm şartları oluşmuştur.”