Gezi Parkı eylemlerinde polisin attığı biber gazı kapsülüyle ayağından yaralanmasının ardından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında ‘halkı sosyal, sınıf ve bölge üzerinden ayrıştırdığı’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunan Aydın Aydoğan, “Başıma bir şey gelirse sorumlusu siyasi iradedir diyorum” dedi
11 Haziran 2013 tarihinde gaz kapsülüyle sol ayağından yaralanan Aydoğan, bir ay hastanede yattı, aylarca ayağının üstüne basamadı. Polisler ve bakanlıklar aleyhine açtığı tazminat davası reddedildi. Suç duyurusu ise faili meçhule gönderildi.
Aydoğan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında, Gezi eylemine katılanlar için söylediği sözler nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından gözaltına alınan Aydoğan, ‘kişilerin huzur ve sükununu bozma’ suçlamasıyla ifadesi alınıp serbest bırakılmıştı.
‘Aklımı başıma almam gerektiği’ söylendi’
Cumhuriyet’ten Hilal Köse’ye konuşan Aydoğan, “Gezi’den sonra hayatınız nasıl değişti?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Gezi’den önceki Aydın ve Gezi’den sonraki Aydın var. Zor günler geçiriyorum. Benim ve toplumun zor günler geçirmemizin nedeni ise Gezi’yi anlatamamış olmak. Hakkımı aramaya niyetlendim. Soruşturmama bakan savcı yedi kez değişti. Dosya şimdi faili meçhulde. Artık savcılarla görüşemiyorsunuz. Polisler kapılarında nöbet tutuyorlar. Dosyanızı takip etmek istediğinizde savcıya en fazla iki soru sorabiliyorsunuz, içerde zaten polisler oluyor. ‘Kaleme gidin’ diye polislerin sizi dışarı davet etmelerine şahit oluyorsunuz.”
Gözaltına alındığında “Sen kimsin lan, koskoca cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunuyorsun” denilerek darp edildiğini anlatan Aydoğan, “Zorla tutanak imzalatmak istediler. İmzalamadım, savcı tarafından bırakıldım ama ‘aklımı başıma almam gerektiği’ söylendi. Telefonum hala emniyette. 13 gün iş göremezlik raporu aldım ve polis memurları hakkında suç duyurusunda bulundum” dedi.
‘Ailemle ilgili tedirginim, korkuyorum’
Erdoğan hakkındaki şikayetin takipsizlikle sonuçladığını belirten Aydoğan, şöyle devam etti: “İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, mahkeme masraflarının da benden tahsil edilmesine karar vermiş. 6 Şubat’ta adliyeye gittim. İki sivil polis beni takip ediyordu. Mahkeme masrafının ne kadar olduğunu ve neden benden tahsil edildiğini öğrenmek için kaleme girdim. Yargıç oradaymış, ‘Bize hesap mı soruyorsun’ deyince polisler beni ite kaka dışarı çıkardılar. O sırada yere düştüm ve başımı yere vurdum. ‘Akıllı ol. Dua edin nefes alıyorsunuz, seni de etrafındaki herkesi de toza çeviririz’ diye tehdit ettiler. Gözaltına alındım. Akşam altı gibi bırakıldım. Bu olay hakkında da suç duyurusunda bulundum ama ailemle ilgili tedirginim, korkuyorum. Üç çocuğum var. Bizlere vebalıymışız, potansiyel suçluymuşuz gibi davranılıyor. Neden? En baştaki kişi bizleri terörist olarak tanıtıyor çünkü.”
‘Oğlumun ölümünden sonra MS hastalığım çıktı’
Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptım. Oradan da bir şey çıkmazsa AİHM’e gideceğini aktaran Aydoğan, Beşiktaş belediyesindeki işinden beş ay önce ‘hukuksuz bir şekilde’ çıkarıldığını söyledi.
Aydoğan şöyle devam etti: “Belediyede gördüğüm haksızlıklara müdahale ettiğim için darp edildm. Şikayetimi geri almadığım için de çıkarıldım. İşsizlik maaşı bile alamıyorum. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan psikolojik destek alıyorum. Bir yıl önce lösemiden 3.5 yaşındaki oğlumu kaybettim. Kan anonsu yaparken bile hakaretlere maruz kaldığım oldu. Hakaret edenlerden biri Nusaybin Jandarma Karakolu’ndan bir astsubay çavuş çıktı. Karakolu aradım o kişiye dedim ki ‘Her gün küfür yazdığın biri var ya çocuğuna kan arayan, işte o benim’ dedim. Sustu kaldı. ‘Devlet beline silah takmış, gündüzleri vuruyorsun, geceleri de insanları yüreklerinden vuruyorsun’ dedim, kapattım. Oğlumun ölümünden sonra MS hastalığım çıktı. Ayağımdaki sıkıntılar sürüyor. Hep diyorum, devlet bizi vücudumuzdan değil söylemleriyle yüreğimizden vurmuştur. Devlet vatandaşını ayırmaz, sahiplenir.”
‘Sizden nefret etmiyorum’
Erdoğan’a “Hz Ömer’in adaletinden söz ediyorsunuz. Ben bir vatandaş olarak ağzınızdan düşürmediğiniz adaleti beş yıldır adliye koridorlarında arıyorum. Hak, hukuk istiyorum. Formalite adaleti değil yüreğinde karşılığı olan adaleti istiyorum. Bir vatandaş olarak çok şey istemiyorum. Sizden nefret etmiyorum. Siz de bu toplumdan çıktınız, lütfen bu toplumu ayrıştırmayın” sözleriyle seslenen Aydoğan, “Benimle konuştuklarında ise takdir ediyorlar. Sisteme başkaldırıyorum ve yarın başıma ne geleceğini bilmiyorum. Başıma bir şey gelirse sorumlusu siyasi iradedir diyorum” dedi.