Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Erdoğan 8 Mart tarihinde ilk kez “final” mesajı vermedi, üç kez seçmenden “final seçimim” diyerek oy istedi.
Güç zehrini bir defa içen, bir kez tadan bir siyasi liderin bundan vazgeçmesi mümkün değildir.
İktidar koltuğu kolay kolay bırakılacak bir mevki değil.
Kaldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, son beş yıldır ülkeyi bütün yetkileri tek elde toplayarak, CB sisteminin mimarlarından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un tanımıyla “istediği kararı istediği şekilde veren tek kişilik hükümet” sistemiyle yönetiyor.
Böylesi muazzam bir güçten vazgeçmek “bu kadar yeter artık” demek kolay mı?
“Benden sonra gelecek kardeşlerim için emanetin devri olacak” demek söylem olarak mümkün ama bunu gerçekleşmesi için adım atılması o kadar kolay değil.
Siz bir de buna 22 yıllık iktidar olma alışkanlığını ekleyin… Böylesi alışkanlıklardan, güçle böylesine özdeşleşmekten vazgeçmek o kadar da kolay değil.
İşte tam olarak bu yüzden seçimlere daha dört yıl olduğu halde Erdoğan’ın gündemindeki en önemli maddeyi bir sonraki dönemde de iktidarda kalmasını, iktidarını devam ettirmesini sağlayacak olan “adaylık” meselesi oluşturuyor.