MESUDE ERŞAN
@mesudersan
İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Ali Gürlek, dövizdeki kur artışının öngörülemez hale gelmesi ve artan maliyetlerin, ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimi de olumsuz etkileyeceğini söyledi. Diş hekimliğinde kullanılan ekipman, malzeme ve ilaçların neredeyse tamamı ithal ediliyor.
Devletin bu maliyetleri düşürecek önlemleri alması gerektiğini söyleyen Gürlek, öncelikle tedavi ücretlerindeki katma değer vergisinin (KDV) kaldırılması ya da yüzde 1 oranına indirilmesi, sarf malzemelerinden alınan KDV oranının da düşürülmesini istedi.
İstanbul Dişhekimleri Odası başkanı, tabloyu şöyle anlattı:
“İki yıl önce 22 Kasım 2019’da biz Ağız Diş Sağlığı Haftası’nı kutlarken dolar 5,69, avro ise 6,2 liraydı. Bugün ise dolar 11,2, avro 12,5 lira düzeyinde. Yani iki kat artmış. Bir de bu artışa toplumun önemli bir kesiminin aldığı asgari ücret açısından bakarsak, durumun vahameti daha net anlaşılıyor. 2019 Kasım’da asgari ücret brüt olarak 2 bin 558 liraydı. Yani döviz bazında 450 dolar ve 412 avro tutarında. Bugün itibariyle ise asgari ücret brüt 3 bin 577 lira ve 319 dolar ve 286 avroya tekabül ediyor. Yani halkın gelirinde yüzde 25’in üzerinde bir azalma söz konusu.”
Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı politikaların daha çok ‘tedavi edici hizmetlere odaklı olduğunu’ söyleyen Gürlek şöyle devam etti: “2008’de Sağlık Bakanlığı’na bir proje sunarak, 260 kalem tedavimizden, 19 kalemi için SGK anlaşması yapmayı talep etmiştik. Maalesef kabul edilmedi. Kabul edilseydi, çocuk ve yetişkinlerin ağızlarındaki sorunlara büyümeden, daha zor ve çok pahalı işlemlere ihtiyaç duymadan müdahale edebilecek ve koruyabilecektik.”
Diş hekimleri enflasyonu kapıda
Türkiye’de 104 dişhekimliği fakültesi var. Toplam 33 bin 875 öğrencinin öğrenim gördüğü bu fakültelerin yeni mezunları, 39 bin dişhekimi sayısını dört ila beş yılda ikiye katlayacak. Gürlek, “Sağlık Bakanlığı bile yılda bin 500 diş hekiminin yeterli olduğunu söylerken, bu yıl 8 bin 800 diş hekimliği öğrencisi alındı. Bu çok vahim bir durum” dedi.
‘Yeni fakülteler açılmamalı‘
Kamu diş hekimliği fakültelerinde 26 bin 183, vakıf diş hekimliği fakültelerinde ise 7 bin 692 öğrenci öğrenim gördüğünü belirten Gürlek şunları anlattı:
“Çok fazla öğrenci alınıyor. Kendi sağlık bakanını bile dinlemeyen bir Yükseköğretim Kurulu (YÖK) var. Belki de işsizliği daha az göstermek için, üniversite kapısında bekletmek yerine üniversite mezunu işsizlik politikası güdülüyor. Bu ülke kaynaklarının kötü kullanımı. Öncelikle alınması gereken önlem, derhal diş hekimliği fakültesi açılmasının durdurulması. Açılmasına karar verilen ancak eğitime başlamamış fakülteler faaliyete geçirilmemeli, halen eğitim veren diş hekimliği fakültelerinin kontenjanları önce sabitlenmeli, sonra da düşürülmeli.”
İşsiz diş hekimleri yolda
Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Akademi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel’in hazırladığı ‘2030 Yılına Doğru Türkiye’de Diş Hekimliği’ araştırma raporu, dişhekimi sayısının 2030’a kadar yaklaşık dört kat artacağını ortaya koyuyor.
Bu artış yaklaşık 138 bin diş hekimini işsizlik ve haksız rekabet sorunuyla karşı karşıya bırakacak, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin niteliğini de olumsuz biçimde etkileyecek.
Gürlek, şunları söyledi: “2030’da 60 bin diş hekimi istihdam edilirken, 78 bin diş hekimi ise açıkta kalır. İşsiz diş hekimleri ortaya çıkar. Mesleğimizi ve meslektaşlarımızı çok yakından ilgilendiren yeni fakültelerin açılması kararı alınırken meslek odalarımız ve meslek birliğimiz hiçe sayılıyor. Bu karar mekanizmasının dışında bırakılmamız kabul edilemez.”
Gürlek, ayrıca, pandemi boyunca 36 diş hekimi ve dört yardımcı klinik personelini Covid-19 nedeniyle kaybettiklerini söyledi.