BURCU KARAKAŞ
Gazeteci Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde öldürüldü. Dink’in suikasta kurban gitmesinin ardından açılan dava, aradan dokuz yıl geçmesine rağmen sonuçlanamadı.
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, davada gelinen durumu Diken’e değerlendirdi.
Bakırcıoğlu, cinayeti organize eden örgüte yönelik soruşturmanın önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Dink cinayetinde sorumluluğu olan, cinayetine iştirak eden kamu görevlileri hakkında yaptığımız suç duyuruları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007’den bu yana Dink cinayetine dair açığa çıkan bilgileri ve delilleri soruşturmak amacıyla açık tuttuğu soruşturma dosyasıyla birleştirildi. 17 Aralık 2014 tarihinde Dink cinayetine dair olan soruşturma dosyası, savcı Gökalp Kökçü tarafından devralındı. Kökçü tarafından Dink cinayetinde sorumluluğu olan kamu görevlilerinin ifadeleri alındı, kamu görevlileriyle Dink cinayetini organize ve icra eden örgüte yönelik deliller toplandı. İstanbul savcılığının Dink cinayetini organize ve icra eden örgüte yönelik sürdürdüğü soruşturma muazzam önemdedir. Dink cinayetini işleyen örgüte yönelik önemli delillere ulaşılmıştır. Bu soruşturmamın etkin şekilde sürdürülmesi ve iddianameye dönüştürülmesi gerekmektedir. Örgüt tüm boyutlarıyla açığa çıkarılır ve iddianame düzenlenirse, elbette ki etkin ve sağlıklı bir yargılama yapılırsa Dink cinayetinin tüm boyutları ile açığa çıkarılması ve icracılarının ve sorumlularının cezalandırılması olanaklı hale gelecektir.”
Yılan hikayesine dönen Dink cinayetinin kronolojisi şu şekilde seyretti:
20 Ocak 2007: Zanlı Ogün Samast, Samsun otogarında yakalandı. Samast’ın, Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde Türk bayrağıyla çektirilen fotoğrafları basına yansıdı. Samast ilk ifadesinde, “Cinayeti tek başıma işledim. İnternette yazılarını okudum” dedi.

Celalettin Cerrah
22 Ocak 2007: Dönemin İstanbul emniyet müdürü Celalettin Cerrah, Samast hakkında, “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş. Arkadaşı Yasin Hayal’le de bu konuda görüşmelerde bulunmuş” dedi.
24 Ocak 2007: Şüpheliler Ogün Samast, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender tutuklandı.
20 Nisan 2007: 12’si tutuklu 18 şüpheli hakkında tamamlanan 37 sayfalık iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
2 Temmuz 2007: İlk duruşmada 12 tutuklunun dördü tahliye edildi.
19 Temmuz 2007: Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci hakkında, ‘Dink’in öldürülmesine yardım etmek’ ve ‘yasadışı örgüte üye olmak’ suçlarından dava açıldı.
1 Ekim 2007: Davanın 2’nci duruşmasında, Erhan Tuncel’le telefon görüşmesi yapan Trabzon emniyetinde görevli polis Muhittin Zenit hakkında suç duyurusu yapılmasına gerek olmadığına karar verildi.
1 Kasım 2007: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Trabzon emniyetinin ‘evrakta sahtecilik yaptıkları ve delil gizledikleri’ gerekçesiyle Trabzon Cumhuriyet Savcılığı’na dosya göndermesine rağmen savcılık, görevliler hakkında dava açmaya gerek görmediğini belirtti.
11 Şubat 2008: Mahkeme heyeti 3’üncü duruşmada kamu görevlilerinin yargılandığı davanın ana davayla birleştirilmesi talebini reddetti. Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in çapraz sorguları tamamlandı. Tuncel, “Ne söylendiyse onları yaptım” dedi.
7 Temmuz 2008: 6’ncı duruşmada Ogün Samast, “Dink’in orada olmadığını söyledim. Yasin Hayal bana, ‘Kapıdaki güvenliklerin kafasına sık, daha sonra içeridekilerin kafasına sık’ dedi” dedi.

Yasin Hayal
13 Ekim 2008: 7’nci duruşmada, tanık olarak dinlenmesine karar verilen Muhittin Zenit ve Metin Gündoğdu’nun ifadelerinin avukatlara haber verilmeden alındığı ortaya çıktı. Yasin Hayal adliye binasına girerken, “İktidara yürüyoruz iktidara. Yaşasın Alperen Ocakları, kanımız aksa da, zafer İslam’ın” diye bağırdı. Cep telefonu sinyalleri cinayet günü İstanbul’da tespit edilen Osman Hayal, olay günü nerede olduğu sorulunca, “Sinyaller İstanbul’da ise ordayımdır. Ama tam olarak hatırlamıyorum. O gün benim için özel bir gün değil ki hatırlayayım” dedi.
24 Ekim 2008: Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal hakkında ‘öldürmeye iştirak’ ve ‘örgüt üyeliği’ suçlamalarıyla dava açıldı. Sanık sayısı 20’ye yükseldi.
26 Ocak 2009: 8’inci duruşmada tutuklu kaldıkları süre ve suç vasfının değişme ihtimalini göz önüne alarak Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal ve Mustafa Öztürk tahliye edildi.

Ahmet İlhan Güler
20 Mart 2009: 9. duruşmada Albay Ali Öz, Trabzon Emniyet İstihbarat Müdürü Reşat Altay, Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, eski İstanbul Emniyet İstihbarat müdürü Ahmet İlhan Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın tanık olarak dinlenmeleri talebi reddedildi.
8 Şubat 2010: Gizli tanık hakkında basına bilgi veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, “Türkçe’yi tam bilmiyormuş. Tercüman da bulunmadığı için gizli tanığı çağırmadım” dedi.
10 Mayıs 2010: 13. duruşmada Amasya Cezaevi’nde bulunan hükümlü tanık Erhan Özen, Erhan Tuncel, Osman Hayal ve Yasin Hayal’in JİTEM’e çalıştığını iddia etti. Özen, bağlı olduğu komutanın Ergenekon davasında sanık olduğunu savundu.
14 Eylül 2010: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi Dink cinayetinde mahkûm etti. Kararda, “Dink’in koruma başvurusunu beklemeksizin kendisinin yaşamını korumak, cinayet planlarından haberdar olan resmi makamların ödeviydi” denildi.

Ramazan Akyürek
7 Şubat 2011: 16. duruşmada Dink ailesinin avukatları AİHM kararı gereği cinayette ihmali olan, aralarında dönemin İstanbul valisi Muammer Güler, Cerrah ve Akyürek’in de bulunduğu yaklaşık 30 kamu görevlisi hakkında soruşturma açılması talep etti. Mahkeme heyeti bu talebi, ‘dosyanın geçirdiği safahat, geldiği aşama, birleştirmenin dosyaya önemli yenilik getirmeyeceği, yargılamanın uzamasına sebebiyet verebilecek olması ve bir kısım görevlilerle ilgili başlatılan soruşturma da göz önünde bulundurularak’ reddetti.
25 Temmuz 2011: Çağlayan Adliyesi 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Ogün Samast, ‘tasarlayarak öldürmek’ ve ‘ruhsatsız silah bulundurmak’ suçlarından 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Erhan Tuncel
19 Eylül 2011: Savcı Hikmet Usta’nın 20’nci duruşmada görüşünü açıklayacağının ifade edilmesi üzerine Dink ailesi, yargılamanın gidişatını değiştirecek deliller olduğunu ve bu delillerin toplanmadığını belirtti ve “Kendi kendinize adaletinizi sürdürün” diyerek salonu terk etti. Mütalaada, “Dink cinayetinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ile Yasin Hayal yönetiminde Ergenekon terör örgütünün Trabzon’da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir” denildi.
26 Aralık 2011: Savcı, 23’üncü duruşmada, TİB kayıtlarının bir örneğini incelettirdiğini, 19 sanığın birbirleriyle irtibatlarına rastlanamadığını belirtti.
10 Ocak 2012: Avukat Fethiye Çetin, 24’üncü duruşma sırasında “Sanıklarla irtibatlı herhangi bir kişinin olmadığı bilgisi doğru değildir. Bu kayıtlarda bulunan kimi telefon numaraları ile sanıkların doğrudan irtibatı tespit edildi” dedi.
17 Ocak 2012: Karar, 25’inci duruşmada çıktı. Mahkeme, cinayetin örgütlü suç olmadığına hükmetti. Sanıklar örgüt suçundan beraat etti. Karar, Dink ailesi tarafından temyiz edildi.
2 Şubat 2012: Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla başlatılan Dink cinayetine ilişkin ilgili raporunu tamamladı. Raporda, “Dink’in yaşam hakkının korunmasında devletin kusurları var. Kamu görevlileri, ana cinayet davası kapsamında soruşturulmalı” denildi. Raporda, bazı bölümlerin ‘devlet sırrı’ olduğu gerekçesiyle karartılması dikkat çekti.
13 Mayıs 2013: Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanıkların ‘suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi’ olduklarına hükmetti. Kararda, Dink’i öldürenlerin kurduğu örgütün suç işlemeyi sağlamak için kurduğu belirtildi.
17 Eylül 2013: Yargıtay’ın yerel mahkeme kararını bozmasının ardından ilk duruşma, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlandı.
24 Ekim 2013: Hakkında yakalama emri çıkarılan Erhan Tuncel tutuklandı.
5 Aralık 2013: İkinci duruşmada, Erhan Tuncel, “Dink cinayeti organizasyonu devletin üst kadrolarına kadar görev almış, Devlet Denetleme Kurulu raporlarını işlevsiz kılan, Başbakanlık Teftiş Kurulu üstüne yazı yazdırarak kendini aklatan, cinayete engel olmak isteyen ajanı fail olarak yargılatan, birçok mahkemede karar çıkartabilen, bir yapı tarafından işlenmiştir. Yapının adını bilmiyorum” dedi.
7 Ocak 2014: Tutuksuz sanıklar Osman Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz için yakalama kararı çıkarıldı.
7 Mart 2014: Erhan Tuncel, ‘beş yılı aşan uzun tutukluluk süresi’ gerekçesiyle tahliye edildi.
6 Haziran 2014: Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlileriyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararını iptal etti.
17 Temmuz 2014: Anayasa Mahkemesi, Dink davasında, cinayetin işlenmesinde ihmali bulunan kamu görevlileri hakkında ‘etkin soruşturma yapılmadığına’ hükmetti.

Reşat Altay
26 Temmuz 2014: HSYK 3’üncü Dairesi’nin yaptığı inceleme sonucunda Ramazan Akyürek, Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verildi.
30 Ekim 2014: İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına karar verdi. Mahkeme, TÜBİTAK’tan daha önce dava dosyasında yer alan kamera görüntülerindeki kişinin Osman Hayal olup olmadığına dair tespit raporu düzenlemesini istedi.
5 Aralık 2014: Eski İstanbul İstihbarat Şube müdürü Ali Fuat Yılmazer ifade verdi.
15 Aralık 2014: Dönemin İstanbul emniyet müdürü Celalettin Cerrah ifade verdi.
22 Aralık 2014: Dönemin Trabzon emniyet müdürü olan Reşat Altay ifade verdi.
13 Ocak 2015: Dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Muhittin Zenit ve polis amiri Özkan Mumcu tutuklandı.
23 Ocak 2015: Mahkeme soruşturmanın genişletilmesi taleplerini reddetti.
28 Şubat 2015: Akyürek tutuklandı.
20 Ekim 2015: Savcı Gökalp Kökçü, 25 kamu görevlisi hakkında yargılanmaları talebiyle iddianame düzenledi.
3 Aralık 2015: İddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eksiklikler olduğu gerekçesiyle iade edildi.

Ergun Güngör
11 Aralık 2015: Aralarında Ergenekon sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, dönemin İstanbul vali yardımcısı Ergun Güngör, emekli MİT görevlisi Özel Yılmaz’ın de bulunduğu 50 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildi. Dink ailesi karara itiraz etti.
15 Aralık 2015: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Akyürek ve Yılmazer’in de bulunduğu 26 sanıklı yeni davanın, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dava dosyasıyla birleştirilmesini kararlaştırdı.
16 Aralık 2015: İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi davanın ana davayla birleştirilmesi talebini reddetti. Dosya, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderildi.
22 Aralık 2015: TÜBİTAK’tan cinayet gününe ait güvenlik kamerası görüntüsündeki kişinin Osman Hayal olup olmadığının tespiti yönündeki talebe cevap geldi. Cevapta görüntü üzerinden kimlik tespiti yapmanın kurumun görevlerinin dışında olduğu belirtildi. Mahkeme, kamera görüntülerinin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verdi. Duruşma 4 Mart 2016 tarihine ertelendi.
11 Ocak 2016: Dink cinayetindeki örgütle ilgili soruşturma yürüten savcı Gökalp Kökçü’nün görev yeri değiştirildi.