Almanya’da ‘yüzyılın yolsuzluğu‘ olarak nitelenen ancak Türkiye’de ‘aklanan‘ Deniz Feneri e.V davasına ilişkin Ankara’da yürütülen soruşturmada bir skandal ortaya çıktı: Şüphelilere ait dinleme kayıtlarını imha edebilmek için yeni soruşturma açılıp kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş.
Deniz Feneri: Türkiye uyuttu, Avrupa hatırlattı
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, görevden alınan savcıların yerine atanan üç savcı, Ankara Başsavcılığı’na bağlı Teknik Büro’ya yazı göndererek Deniz Feneri şüphelilerin telefon dinleme kayıtlarının imha edilmesini talep etti. Teknik Büro, şüphelilerin ‘suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması‘ suçundan da dinlendiğini, ancak soruşturma sonucunda bu suçtan takipsizlik kararı verilmediğini, dolayısıyla kayıtları imha edemeyeceğini bildirdi.
Yeni soruşturmada jet hızıyla takipsizlik
Bunun üzerine usul işlemlerinin tamamlanması amacıyla savcılar, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve Genel Yayın Yönetmeni Zahid Akman’ın arasında bulunduğu 15 şüpheli hakkında 18 milyon avroluk ‘kara para aklamak‘ suçundan yeni bir soruşturma açtı.
‘Deniz Feneri süreci yeniden başladı’
Bu adımın ardından savcılık, 14 Aralık 2012’de jet bir duruşmayla şüpheliler hakkında ‘kovuşturmaya yer yok‘ kararı alarak soruşturmayı kapattı. Böylece telefon dinleme kayıtlarının imha edilmesinin önündeki engel kaldırılmış oldu.
Takipsizlik kararına Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) hazırladığı ‘aklama suçu inceleme raporu‘ delil olarak gösterildi.
Raporda, ‘Deniz Feneri e.V. hesabından 2002-2007 arasında nakit olarak çekilen 18 milyon 574 bin avronun Türkiye’deki yerleşik kişi ve kuruluşlara ve Almanya’da kurulu olan şirketlere aktarıldığına dair herhangi somut bir tespitin yapılamadığı‘ belirtildi.
‘Hırsızlar imparatoru’ Deniz Feneri davasına da el atacaktır!