UFUK ÇALIŞKAN
Suriye’nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobani’ye yönelik radikal İslamcı IŞİD’in yaklaşık iki haftadır süren kuşatması, diyalogdan müzakereye dönüşmesi umulan çözüm sürecinin seyrini de aksi yönde değiştirdi.
2015 final yılı olacaktı
Erdoğan’ı Köşk’e taşıyan 10 Ağustos seçimleri ve Davutoğlu hükümetinin kurulması sonrası süreçte takvimin hızlandığı söyleniyor, hatta hükümete yakın bazı kalemler tarafından 2015’in ‘final yılı’ olacağı yazılıyordu.
Sürecin mimarı olarak kabul edilen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın görevini Yalçın Akdoğan’a devretmiş olmasına karşın, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘süreci’ bizzat sahiplenmiş görünüyordu.
PKK lideri Abdullah Öcalan da, 15 Ağustos’ta HDP heyetiyle yaptığı görüşmede ‘30 yıllık savaşın demokratik müzakereyle sonuçlanma aşamasında olduğunu’ söylüyordu.
Bayrak ve heykel gerilimleri bertaraf edilmişti
Diyarbakır 2′nci Hava Kuvvet Komutanlığı’ndaki Türkiye bayrağının indirilmesi, PKK savaşçılarından Mahsum Korkmaz’ın Lice’ye dikilen heykelinin yıkılması ve okulların açılmasıyla birlikte başlayan ‘anadilde eğitim’ tartışmasının yarattığı gerilimler de Ankara ve İmralı’dan gelen ‘tansiyon düşürücü’ mesajlarla bertaraf edilmişti.
Karayılan süreci bitirdi
Ne var ki Kobani’de olası bir IŞİD katliamından kaçan on binlerce Kürt Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine sığınırken, ailelerini Türkiye’ye bırakıp savaşmak için Rojava’ya dönmek isteyenlere yönelik gazlı müdahaleler ve Türkiye’nin Suriye tarafında ‘tampon bölge’ önerisi sınır hattındaki gerilimi artırdı. Gerilim, çözüm sürecine yansımakta gecikmedi.
Kuşatmanın ardındaki asıl iradenin Türkiye olduğunu söyleyen Karayılan, “Bizim için süreç bitmiştir” dedi ve son sözün Öcalan’a ait olduğunu belirtti.
Hükümete bir salvo da, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yaptı: “AKP hükümetinin Suriyeli Kürtlere yaptığı yardım, IŞİD’e yaptığının binde biridir.”
Hükümet geri kalmadı
Hükümet, Karayılan’ın süreci bitirme noktasına getiren değerlendirmelerine, PKK ve özelinde Kandil’i hedef alan açıklamalarla yanıt verdi.
Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun zaman sonra ilk kez Türkiye’nin 32 yıllık ‘terörle mücadele’ deneyimini hatırlatırken, “Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da, PKK gibi bir terör örgütü ortadayken niye ayaklanmıyorsun?” diye sordu.
Sınırın Kobani’den gelenlere açılmasının çözüm sürecinde muhabbeti artırması gerektiğini savunan Erdoğan, “Birileri bundan rahatsız oluyor. Tahrik peşinde, provokasyon peşinde, sabotaj peşinde koşuyor. Hiç umutlanmasınlar, ne bu kardeşliğe, ne de çözüm sürecine asla zarar veremezler” diye konuştu.
‘Paralel bir takım otoriteler icat ediyorlarsa…’
Kandil’deki örgüt yönetiminin Türkiye’nin ‘tampon bölge’ önerisini ‘savaş sebebi’ saymasına tepki gösteren Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da, Kandil’i Kobani’de savaşmaya çağırdı.
Kanal 7 televizyonu canlı yayınında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Akdoğan, “Bir taraftan ‘Rojava düşüyor hadi Türkiye neredesin, yardım et’ diyor, öbür taraftan ‘Tampon bölge olursa savaş sebebidir’. Neyin savaşı? Sen zaten yapabilecek gücün varsa git yap zaten orada. Kime meydan okuyorsun” dedi.
Devlet heyetinin İmralı’da Öcalan’la görüştüğünü vurgulayan Akdoğan, “Bunun ötesinde bunlar paralel bir takım otoriteler icat ediyorlarsa bu çok sağlıklı olmaz. Yaşanan her şeyi ya zehir ediyorlar ya siyasi gerilim konusu yapıyorlar” diye konuştu.
Tuğluk’a ‘hücum’
Arada, askerin gazlı müdahalesine taşla karşılık verirken fotoğraflanan Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Akdoğan tarafından ‘nankör’, Davutoğlu tarafından ‘edepsiz’, Erdoğan tarafındansa ‘densiz’ ilan edildi.
Yaklaşık iki yıldır devam eden diyaloğun müzakereye evrilmesi beklenirken, radikal İslamcı IŞİD’in PKK çizgisindeki PYD’nin kontrolündeki Kürt kenti Kobani’ye yönelik yaklaşık iki hafta önce başlattığı kuşatma ‘çözüm süreci’ni de vurmuş görünüyor. Sürecin nasıl yeniden rayına oturtulacağı ise belirsiz…