CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Boğaziçi Üniversitesi’nin bir ‘çökertme’ sürecinden geçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın atadığı ‘kayyım rektör’ Naci İnci yönetimi akademisyen ve öğrencilere baskı uygularken mezunların da kartlarını iptal ederek okula girmesini yasaklıyor.
Yönetim üniversitedeki baskı ve usulsüzlükleri haberleştiren Diken editörü Mehmet Baran Kılıç’ın da mezun kartını iptal ederek okula girişini yasaklamıştı.
Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Kılıç’ın mezun kartının iptal edilmesine de değindiği konuşmasında şunları söyledi:
“Bu iktidarın ve mevcut yönetim sisteminin kurumsuzlaştırma, kuralsızlaştırma ve kadrolaşma anlayışının en somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmakta. Ülkemizin en saygın kamu kurumlarından birisi maalesef ciddi şekilde bir ‘çökertme’ sürecinden geçmektedir. 2021 yılı başından itibaren yaşanan haksız, hukuksuz uygulamalar ve bu uygulamalar karşısında özellikle Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) hiçbir denetim veya inceleme yapmaması demokratik kurumsal işleyişin tahrip edildiğinin en somut örneğidir.
Bu durum, rektörlerin doğrudan partili cumhurbaşkanı kararıyla göreve getirilmesiyle Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, çoğu üniversitelerde akademik ve kurumsal özerklik, bilimsel özgürlükler, eğitimin niteliği, üniversitelerdeki ilgili kurulların işleyişi de tahrip edilmiş durumdadır. Kurumsal özerkliği, akademik özgürlükleri ve özgür düşünce ortamını savunan bilim insanlarına sistematik şekilde hukuksuz suçlamalarla soruşturma açılıyor, disiplin soruşturmaları açılıyor ve üniversiteden uzaklaştırılıyor…
‘Haksız ve hukuksuz gerekçelerle üniversite yönetim kurulu üyeleri görevlerinden uzaklaştırıldılar‘
Uzaklaştırılan akademisyenlerin yerine de hızla kadrolaşma sürdürülüyor. İhtiyaç olmamasına rağmen, üniversite yönetim kurulunda çoğunluğu elde etmek için iki yeni fakülte (hukuk, iletişim) kuruldu. Haksız ve hukuksuz gerekçelerle üniversite yönetim kurulu üyeleri görevlerinden ve üniversitelerinden uzaklaştırıldılar. Görevden alınan akademisyenlerin yerine bir oldubitti ile Üniversite dışından adrese teslim olarak tanımladığımız kadro ilanlarıyla ya kendileri atadılar ya da kendilerine yakın olan kişileri atadılar. Hatta kendi oluşturdukları jürilerle kendilerini dahi atadılar. Danıştay savcısının Anayasaya aykırı olarak kurulduğuna karar verdiği Veri Bilimleri ve Yapay Zeka Enstitüsü’ne üniversitenin geleneklerine uymayan bir şekilde rektör İnci’nin doktora öğrencisi öğretim görevlisi olarak atandı.
Haksız iddialarla görevinden uzaklaştırılan Dr. Tolga Sütlü’nün yerine Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuş ve şu an Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Genel Müdürü olan Temel Kotil’in oğlu Enes Seyfullah Kotil doğrudan atandığını görüyoruz. Ekonomi bölümü öğretim üyelerinin oylarıyla seçilen Prof.Dr. Ünal Zenginobuz’un haksız gerekçelerle görevinden uzaklaştırılıyor, Üniversite dışından, Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanlığına görevlendirilen Prof. Dr. Murat Önder, Fakültenin üç bölümünden ikisine de kendisini bölüm başkanı olarak atadı. Prof. Önder, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeliği için de kendisine özel bir kadro ilanı verdiriyor. Dekan Önder, kendi yazdığı ilana başvuru yapıyor, bu durumu haberleştiren, bu akademik rezaleti duyuran habere erişim yasağı koyduruyorlar. Bununla da yetinmeyip haberi yapan kişinin mezun kimlik kartını süresiz olarak iptal edip kampüse girmesini yasaklıyorlar. Yürütmeyi durdurmak için mahkemeye başvurulsa da süreç ilerliyor.
‘YÖK’ü harekete geçmeye çağırıyorum’
Boğaziçi Üniversitesinde iki yıldır yaşanan süreç karşısında YÖK neden bir müdahalede bulunmuyor? YÖK Denetleme Kurulu neden bu iddiaların, hukuksuzlukların üzerine gitmemektedir? Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesine 15 aydan bu yana neden dekan ataması yapılmıyor? Niçin bekleniyor? Bir üst aklın müdahalesi ile etik, usul, ciddiyet dışı uygulamalara şahitlik ediyoruz. Görev ihmali yapan YÖK’ü Boğaziçi Üniversitesi konusunda harekete geçmesi çağrısında bulunmak istiyorum.“