ALTAN SANCAR
altansancar@diken.com.tr
@altansancarr
‘Millet ittifakı’ adını alan ‘altılı masa’nın oy oranı en yüksek iki partisi CHP ve İYİ Parti kurmayları arasında başlayan ve tabana inen adaylık eksenli tartışma sürüyor. Kurmay açıklamalarıyla başlayan tartışma, tabana yayılırken, karşılıklı suçlamalar ve açıklamalar muhalif tabandaki umutları olumsuz etkiliyor.
Gözler 13 Şubat’ta Saadet Partisi Genel Merkezi’nde yapılacak ‘millet ittifakı’ toplantısına çevrilmiş durumda. Toplantı geçiş sürecinin yol haritasının ele alınması ve aday isimlerinin konuşulması açısından kritik bir önem taşıyor.
Seçimlere 99 gün kaldı. İktidar seçim çalışmalarını aralıksız sürdürürken, devlet hazinesinin sağladığı imkanlar seçim için kullanıma açılmışken ve en önemlisi halk geçim derdindeyken; ittifak partileri vaatleriyle yarattığı heyecanı, tartışmalar ve karşılıklı açıklamalarla aşağı çekiyor.
Tartışmalar ağırlıklı olarak adaylık ekseninde sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan “Liderler mutabık kalırsa adayım” derken, bir yandan da ekibinin çalışmalarına hız verdiği biliniyor. Öyle ki Kılıçdaroğlu’nun kampanyasına yönelik afişler üzerinde çalışmalar devam ediyor. Afişlerde hem ittifak vaatlerine hem de Kılıçdaroğlu’na yer veriliyor. İlk aşamada öne çıkan slogansa “Geliyorum” ve “Geliyoruz” ekseninde şekilleniyor.
Cumhurbaşkanı adaylarının seçim sürecinde kampanya için bağış toplayabilmesi nedeniyle Kılıçdaroğlu için bağış kampanyası metin ve görselleri de son şeklini alıyor. CHP’li kurmaylarsa genel başkanlarının adaylığını büyük oranda destekliyor.
İmamoğlu’nu isteyenler de var
CHP’nin merkezinde bunlar yaşanırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da kampanya sürecine dair sunum yaptığı biliniyor. Sunumlarla partisinin kampanyasına destek sunan İmamoğlu, bir diğer yandan da Türkiye’nin farklı kentlerine ziyaretlerini sürdürüyor. Burada oluşan kalabalıklar ve İmamoğlu’nun popülerliği sosyal medyada “Aday olmalı” sözlerini kendisiyle getiriyor. CHP içinden özellikle de Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyenler İmamoğlu’na bu nedenle tepki gösteriyor. Ayrıca “CHP’li bir ismin önerilmesi CHP’nin iç işleyişidir” görüşünün bizzat Kılıçdaroğlu tarafından dile getirildiğini de unutmamak gerekiyor. Bir diğer yandansa CHP’deki bir başka grup İmamoğlu’nun adaylığının şans olacağını ve bunun kaçırılmaması gerekliliğine işaret ediyor. Genel merkez kanadıysa İmamoğlu’nun aldığı siyasi yasak cezasının onaylanabileceği ihtimalini sıklıkla dile getiriyor.
İYİ Parti cephesi ne diyor?
İYİ Parti kanadındaysa Kılıçdaroğlu’nun adaylığının kendilerine dayatıldığı ve ‘masanın noter makamına çevrildiği’ görüşü tepkiye yol açıyor. Partililer, masada adayın henüz netlik kazanmamasına rağmen, bir yandan kampanya yürütülmesine bir yandan da kampanyanın genişletilmesi çalışmaları yapılmasına karşı aralıklarla açıklamalar yapıyor. Açıklamaların odağında ‘kazanacak aday’ söylemi olurken, bununla birlikte aday belirleme yönteminin de önemli olduğuna dair görüşlere yer veriliyor.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun liderler turunda aday isimlerinin dile getirildiğini gizlemeyen partililer, bir isim üzerinde uzlaşı olmadığının da altını çiziyor. Karamollaoğlu’nun liderlerden hem isim hem de aday belirleme yönetimine ilişkin fikirler aldığı, bunların masada ortaklaştırılacağı ve tartışılacağı belirtiliyor. Özellikle Akşener’in adayın belirlenmesinde ‘yurttaşların taleplerinin göz ardı edilmemesi gerekliliğini’ görüşmelerde dile getirdiği de bir gerçeklik. Kamuoyu bu gerçeklikle adaylık için İmamoğlu’nun işaret edildiğini düşünüyor. Parti kurmaylarından gelen açıklamaların Kılıçdaroğlu’na ilişkin olmadığı, yol ve yöntemin ‘doğru tespitine’ ve seçimlerin kazanılmasının son şans olduğuna dair olduğu sıklıkla dile getiriliyor.
Tartışma sosyal medyaya sıçradı
Sosyal medyaya da yansıyan tartışmalarla CHP ve İYİ Partililer birbirlerini suçluyor. CHP’liler, Kılıçdaroğlu’na saygısızlık yapıldığını, seçimlerin kaybedilmesi halinde ‘sorumluluğun kendilerine yıkılması amacıyla’ gündem yaratıldığını ve hatta kendilerine ‘operasyon çekildiğini’ düşünüyor.
İYİ Partililerse kendilerine aday dayatıldığını, masanın formalite icabı toplanan bir noter haline indirgendiği izleniminin oluşacağını düşünüyor. Partiden hiçbir ismin Kılıçdaroğlu’na ‘saygısızlık’ yapmadığı, açıklama yapanlarınsa ‘bedelini ödediğini’ belirtiliyor. İYİ Parti tüm bunlara karşın, “Genel başkanımız gerektiği yerde neşter vurabilirken, CHP’nin bunu yapmaması ortaklık ruhuna sığıyor mu?” görüşünü dile getiriyor. Burada işaret edilen isimlerse CHP’li Bülent Kuşoğlu ve Gürsel Tekin oluyor.
Tüm bunların yaşandığı günlerde Kılıçdaroğlu ve Akşener’se partisinin kurmaylarını topluyor. 13 Şubat toplantısının hemen öncesinde Akşener ardı ardına partisinin il başkanlarını, milletvekillerini, Genel İdare Kurulu üyelerini topluyor. İYİ Parti’nin uzun süredir aday adaylarının partinin yetkili organlarında değerlendireceği biliniyor.
Kılıçdaroğlu’ysa CHP Parti Meclisi’ni toplayarak toplantı öncesinde adaylık gündemi dahil konuları ele almayı ve yetki almayı planlıyor.
CHP önünde protestolar bekleniyor
Öte yandan pazartesi günü CHP Genel Merkezi önünde “Kılıçdaroğlu aday olmasın” şeklinde bireysel protestolar düzenlenmesi bekleniyor. Bu konudaki kararları sosyal medyadan da duyuran bazı isimlere karşılık, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik’se “Birilerinin eline pankart tutuşturup, genel merkeze gönderenler fazla şaşırmasın, sabrımızı taşırmasınlar. CHP gençliği yüzbinlerle ölçülmez! Buradayız, Genel Başkanımızın yanındayız!” mesajı paylaştı.
Bu tablonun ortasında daha önce olduğu gibi liderlerin medyaya yansımayan görüşmeler yapması bekleniyor. Tıpkı 14 Aralık’ta İmamoğlu’na verilen ceza sonrası yaşanan krizin ardından olduğu gibi ikili görüşmelerin olabileceği işaret ediliyor. Kriz sonrası Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun bir araya geldiği basına yansırken, Kılıçdaroğlu’nun diğer parti liderleriyle yaptığı görüşmeler kamuoyuna yansımamıştı. Düğümün toplantı öncesi çözülmesi ve tansiyonun düşürülmesi amacıyla iki liderin bir araya geleceği kulislerde dile getiriliyor. Partilerin genel merkezlerinden edinilen bilgilere göre de Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun bu haftayı Ankara’da geçirmesi bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun daha önceden planlanan bazı kent ziyaretlerini ertelediği biliniyor.
İki parti arasında yaşananlara dair son görüşse, tarafların özellikle geçiş sürecinin yol haritasındaki kararlara ve milletvekili adayları listelerine dair çetin bir pazarlık içinde olduğuna dair. Bir yandan ortak listelerde ağırlığın hangi partide olacağı, bir diğer yandan da olası zaferde liderlerin pozisyonlarının ne olacağı tartışılıyor. Bu denklemde Akşener’in bakış açısını “Sistem zaten ucube, bir de birden fazla partili cumhurbaşkanı yardımcısı ile iyice ucube hale getirilmemeli” sözleri ile özetlemek mümkün. Kısacası Akşener, değiştirilmek istenen sisteme bu denli önem atfedilmesine ve herkesin bir pozisyon alma çabasında olmasına itiraz ediyor. Yakın çevresine de “Ben başbakanlık iddiası ile bu sistemi reddettiğimi anlatmak istemiştim” dediği biliniyor.
İYİ Parti liderinin bu noktada parlamentoya ağırlık verilmesinin daha önemli olduğunu sıklıkla dile getirdiği söyleniyor. Ancak Gelecek Partisi ise her liderin cumhurbaşkanı yardımcısı olmasını öneriyor. CHP’nin de duruşunun buraya yakın olduğu ve hazırlıkların buna göre yapıldığı aktarılıyor. Pazarlık görüşünün savunanlar, adaylık geriliminin, geçiş sürecinin yol haritasının nasıl şekilleneceği ve ortak listelerde ağırlıklı yükün hangi partide olacağı tartışmasından bağımsız olarak ele alınmaması gerektiğini düşünüyor.
13 Şubat’taki toplantıda adayın adının açıklanması artık mümkün değilken, en azından liderlerin olasılıkları en düşüğe indirmesi ve adayın belirleneceği metodu kararlaştırması hedefleniyor.