CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Ankara’nın Çubuk ilçesindeki linç girişiminde çok sayıda ‘karanlık nokta’ içeren ‘planlı’ bir saldırı olduğu savunulurken bugüne kadar tek bir kişinin bile tutuklanmadığı vurgulandı.
CHP’nin hazırladığı 279 sayfalık ‘Çubuk Linç Girişimi’ adlı raporu, saldırıyla ilgili oluşturulan komisyonun başkanı CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’deki basın toplantısında açıkladı.
Komisyonun, bütün görüntü kayıtları, fotoğraf ve tanık ifadelerini incelediğini söyleyen Özkoç, ayrıca devlet töreni yönetmelik, yönerge, teamüllerinin de araştırıldığını, mevcut tablo ile olması gereken tablonun karşılaştırıldığını belirtti.
Özkoç’un açıklamalarına göre komisyonun elde ettiği bulgular, şöyle:
- Şehit Yener Kırıkçı için cenaze namazının 20 Nisan Cumartesi ikindi namazına müteakip Çubuk Merkez Cami’nde kılınmasının kararlaştırılmışken, daha sonra valilik tarafından cenaze namazının garip bir tesadüf oluşturulacak şekilde İstanbul Maltepe’deki halk buluşmasıyla aynı gün ve saatte 21 Nisan günü öğle namazına çekildi ve yeri de Akkuzulu Köyü’ne alındı.
- 10 binden fazla insanın katıldığı cenaze töreni için Ankara’nın çeşitli merkezlerinden taşıma yapıldı.
- Özkoç’a göre “Gözaltına alınan şüphelilerden 15 tanesi’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde şoför olarak görev yapıyor olması, taşımayı kimlerin, ne şekilde organize ettiğini göstermektedir”
- Kılıçdaroğlu ile birlikte Milli Savunma Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Emniyet Genel Müdürü ve çok sayıda milletvekilinin katılacağı bilinen bir cenaze töreni için yönergelerde bulunan güvenlik koridorları oluşturulmadı, güzergah ve yol trafiğe açık tutulmadı
- Cenaze namazının ardından devlet töreni yönetmelik ve yönergelerine göre, şehidinin naaşının konulduğu top arabasını takip etmesi ve son kez selamlaması gereken protokol, tam ters istikamette güvenlik şeridi içinde tören alanını terk etti.
- Kılıçdaroğlu, koruma ekibine çizilen güzergahı takip etti ve açık bir şekilde kontrolsüz kalabalığın içine sürüklendi. Yönlendirildiği güzergahta ve top arabasının arkasında hiçbir güvenlik koridoru yoktu.
- Kılıçdaroğlu kalabalığın içine itildikten sonra aynı yüzler, belli bir organizasyon içinde; kortejin önünde kolkola girerek basınç yaratmak, işaretle birbirlerine genel başkanın yerini göstermek, duvar üzerinde birbirlerini yönlendirmek yoluyla linci gerçekleştirmeye çalıştı.
- Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin sığındıkları eve; savcılık kayıtlarına göre bölgede bulunan 700’den fazla güvenlik görevlisi, 1,5 saat boyunca müdahalede bulunmadı, evin etrafında güvenlik çemberinin dahi oluşturulamadı.
- Dönemin Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın olaydan bir gün sonra jandarmanın evin önündeki kalabalığa müdahale etmediğini ve kendisinin devreye girmek zorunda kaldığını belirtti.
- Uzunkaya’nın ardından, 1 saat 15 dakika Köy Konağı’nda bekledikleri anlaşılan, Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin, Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu evin önüne gelerek süreci noktaladı.
- 21 Nisan’da Çubuk’un Akkuzulu Köyü’nde öldürmeye tam teşebbüs; halkı kin ve düşmanlığa tahrik; kasten yaralama; hakaret; mala zarar verme; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi; memura etkin direnme; görevi kötüye kullanma; suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçları işlendi. Bu açık tabloya rağmen linç girişimiyle ilgili yargılama sürecinde, tutuklu tek bir sanık yok. Yumruk atan Osman Sarıgün dahil.
- CHP, toplumsal gerilimin zeminini yaratan söylemleri nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu. Soylu’nun, ‘CHP il başkanlarını şehit cenazesine almayın’ talimatından başlayarak tehdit ve hakaretlerini sıraladı ve bakanın yargılanmasını istedi. Halkı kin ve nefrete alenen tahrik gerekçesiyle yapılan suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan verilen yanıtta, ‘Müracaata konu olayın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bakanlık göreviyle ilgili işlerden kaynaklandığı, bakanlar hakkında görevlerinden kaynaklanan isnatlara ilişkin soruşturma yetkisinin TBMM’de olduğu gerekçesiyle soruşturma ve kovuşturmaya yetkilerinin olmadığını’ söyledi. Özkoç’a göre, “Yargı, Soylu’nun ‘çirkef’, ‘düzenbaz’, ‘boğazına ne takacağız o görecek’ sözlerini, şehit cenazesine siyaset sokmasını, İçişleri Bakanı’nın görevi saydı.”
Özkoç, sorumlu, azmettirici ve tetikçiler hukuk önünde cezalandırılıncaya kadar işin peşini bırakmayacaklarını belirterek raporda altı çizilen karanlık noktaların aydınlığa kavuşturulana kadar Türkiye’de kimsenin kendini güvende hissedemeyeceğini ifade etti.
CHP’li vekil, raporun 25 bin adet olarak basıldığını, bütün muhalefet, sivil toplum örgütlerine dağıtılacağını, İngilizce ve Fransızca’ya da çevrileceğini kaydetti.