672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bir gecede Milli Eğitim Bakanlığından 28 bin 163 öğretmen, YÖK’ten 2 bin 346 öğretim üyesi ihraç edildiler. Öğretim üyelerinden 44’ü barış umuduyla yazılan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” metni imzacılarından. Güya cemaat tasfiyesi yapan hükümet bazı rektörlerin fırsatçılığını da kullanarak yine demokrasi, barış, insan haklarına saygı talep edenleri hedef seçti.
Aralarında Türkiye’de medyanın ekonomi politiği üzerine en iyi araştırmalardan birinin yazarı Gülseren Adaklı var, Ceylan Önkol’un belirli bir mesafeden öldürüldüğünü ortaya çıkaran Ümit Biçer var, Dilovası ve Kandıra’da endüstriyel kirlilik nedeniyle çocukların daha anne karnında zehirlenmeye başladıklarını kanıtlayan Onur Hamzaoğlu var, işçilerin hak mücadelelerine destek olan Kuvvet Lordoğlu, Aynur Özuğurlu, Hakan Koçak var ve (Burada hepsinin ismini sayamadığım için özür dilerim) daha nice değerli akademisyen var.
Öğrencilerinin, çalışma arkadaşlarının onlar için söylediklerine, yazdıklarına bakmanız bile yeterli. Şimdi o öğrencileri de yalnız bıraktınız, üniversiteden beklentilerini bir gecede hayal kırıklığına çevirdiniz.
Artık anlaşıldı ki tasfiye edilen darbeciler, Cemaat falan değil doğrudan barış ve birlikte yaşama umudu. Bu haksızlıklar kurulacak kriz masaları ile falan çözülmez. Hukuk dışına çıktıkça sadece bugünü değil ülkenin geleceğini de karartıyorsunuz. Bu öğrenciler yarın geçmişlerini biriktirdikleri bavullarını açtıklarında ortaya çıkacaklar hiç hoşunuza gitmeyecek.