Kendi ülkesinin şehirlerini orada yaşayan insanların başına yıktıktan sonra, orada ‘Toledo kurma vaadleri’nde bulunacak kadar kendisinden geçmiş bir ‘akıl’ kimisine göre bir ‘akıl tutulması’dır; kimisine göre ise, pekâlâ, ‘devlet aklı’nın kendisidir.
Şu anda Cizre-Sur ekseninde izlenen, yarın tüm bölge çapında izlenmesi muhtemel yol, 1925 ‘Şark Islahat Plânı’nın yaklaşık 100 yıl sonrasındaki ‘güncellenmiş’ halidir.
1925 Şubat’ındaki Şeyh Sait İsyanı’ndan bir süre sonra, Eylül’de ‘Şark Islahat Plânı’ hazırlandı. 1925-27 arasında Kürt bölgelerinde sıkıyönetim uygulandı. Yabancıların girmesi yasak olan bölgeler kuruldu. Yerleşim plânları yapıldı. Söz konusu iki yıl içinde 15 bin, ardından gelen Ağrıdağı Ayaklanması ve Zilan’da 30 bin, bunları izleyen Dersim Katliamı’nda 50 bin kişinin öldürüldüğünü öne süren kayıtlar mevcut.
Bugün tutturulan yolda da, hele “kamu düzeni bir sağlansın, reformların yapılacağı”ndan söz ediliyor. Şark’ın yerine Kürt sözcüğünü yerleştirin, ‘ıslahat’ ise zaten ‘reform’ demektir.
Tutturulan yol, tekrar edelim, “1920’lerin Şark Islahat Planı’nın güncellenmesidir”!