29 Mayıs, tarih için, özellikle bizim tarihimiz için çok önemli bir gündür. Ama, gerçek ‘tarih şuuru’ndan yoksun, tarihi sadece ‘ecdadımız’ edebiyatına indirgemiş olan, ‘keyfilik’ ve ‘pervasızlık’ta sınır tanımayan Türkiye’nin bugünkü iktidar merkezi, bu yıl 29 Mayıs’ı 30 Mayıs’ta kutlamaya karar verdi.
29 Mayıs, her yıl zaten hayli ‘mizahî’ bir hale sokulan ‘büyük müsamere’ kıvamındaki kutlama törenlerine konu olurdu. Bu kez, 562 kişilik mehter takımı ile, 30 Mayıs’ta ‘Cumhurbaşkanı’nın huzurlarında, Başbakan katılımlı’ bir tantanalı ‘müsamere’ye dönüştürülecek.
Niye 29 Mayıs’ta değil de 30 Mayıs’ta? Çünkü, Tayyip Erdoğan’ın AKP’ye dönük iktidar hesapları, seçim kampanyası taktiği olarak öyle gerektiriyor da, onun için. (Her yıl 25 Nisan’daki ‘Anzak Günü’ de, ‘Anafartalar Kahramanı’ Mustafa Kemal’ın ikinci plana itildiği, Tayyip Erdoğan’ın öne çıkartıldığı Çanakkale savaşlarını tantanayla anma törenlerine dönüştürülmüş ve Ermeniler için özel anlamı olan 24 Nisan’a çekilmişti.)
Türkiye, ‘İstanbul’un Fethi’nin tarihinin, 29 Mayıs’ın bile AKP’nin seçim hesapları gereği oynandığı, keyfiliğin sınır tanımadığı bir dönemi yaşıyor.