Adına “Türkiye Yüzyılı” dediler.
Cumhuriyet tanımı bir kenarlarda dursa bile hafızalardan silmeye çalışıyorlar artık.
Erdoğan kralları kıskandıracak bir şatafatlı törenle yeniden kazandığı cumhurbaşkanlığını kutladı.
Ardından güya “nefeslerin tutulup beklendiği” yeni kabinesini, yani memurlarının listesini açıkladı.
Kabinedeki isimler çok ilginç.
Saray yazarlarının tahminlerinin çoğu tutmadı.
Beklentilerden çok farklı bir “memurlar konseyi” çıktı ortaya.
Önümüzdeki günlerde icraatlarına da bakarak bakanlarla ilgili yeni değerlendirmeler yapılacaktır elbette ama zihinlerde ister istemez “Ekonominin direksiyonu kime verilecek?” sorusu adeta çakılı kalmıştı.
Birçok saray yazarının önceden “bildiği” bir isim Mehmet Şimşek, bu makama oturtuldu.
Şimdi saray çevrelerinde ve iş dünyasında büyük sevinç var.
Çünkü Mehmet Şimşek gerçek bir piyasa ekonomistiymiş, ekonomi bu kez piyasa koşullarına ve ekonomik kurallara uygun olarak sil baştan ele alınacakmış.
Ortodoks politikalara geri dönülecekmiş.
Bu durum ülkemizin lehine olacaksa hiç lafım olmaz.
Ama o zaman şu soruyu sormak da hakkımız: “Madem ekonomi kurallarına göre oynanacak artık o zaman son beş yıl neden Türkiye’nin canına okundu. 4 liradan alınan dolar neden 20 liranın üzerine çıkarıldı, tüm mal ve hizmetler neden yüzde 300’lere varan zamlara maruz kaldı, neden halk bu kadar yoksullaştırıldı?”