• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Buyurun 'Balkondan Geçen Vapur'a

22/10/2023 14:25

H. AYHAN TİNİN

Sanat da var/ Tiyatro

insanatinart@gmail.com

Hatta deniz görmeyen bir balkondan geçen vapur!


Nihayet tiyatroya geri dönüş…

Ayağımın tozuyla geçen seneden izlemediğim fakat aklımda kalan birkaç oyuna gittim geçen hafta.

Fakat yeni bir oyun ararken ‘Balkondan Geçen Vapur‘ oyunun ilk gecesine rastladım. Doğru Şişli Tiyatrosu’na…

İyi yazılmış bir tiyatro metni, heyecanlı oyunculuklar ve tiyatro kahramanlarıyla karşılaştım.

Önce oyundan başlayalım.

Kurtuluş semti ya da eski Tatavla’yı metin dekoru olarak seçen oyun, Handan’ın öyküsünü anlatırken İstanbul’un eski çok kültürlü ve renkliliğine göndermeler yaparak izleyenleri bir buçuk saat boyunca farklı çağrışımlara sürüklüyor.

Handan ve Nalan. Hangisi gerçek hangisi yalan?

Kentsel dönüşüm felaketine uğramış/uğrayacak bir semtin, çocukluğun kuyusunda kalmış anılarından ne kadarını kurtarmak mümkün olabilir?

Kerime Nadir’den Yeşilçam’a kadar türlü göndermeleri içinde barındıran oyun, eski bir mahallenin renkli yüzlerini, ilişkilerini anlatırken; oyuna girerken ve çıkarken caddede görmekten fenalık geçirdiğimiz siyah minibüs kalabalığından farklı bir İstanbul anlatıyor.

Üstelik bunu yaparken seyircinin gözüne sokmadan ‘Biraz da sen düşün’ diyerek keyifli bir cimrilikle az az veriyor mesajlarını.

Meraklısı bilir.

Bugünün Kurtuluş semti İstanbul’un tarihinde önce Ayios Dimitrios diye bilinir. Daha sonra bölgedeki at ahırlarından dolayı Tatavla adını almıştır. Ancak semti asıl ünlü yapan ne Ermeni, Rum, Musevi ya da eski İstanbul dilinde söylendiği gibi ekalliyetin yoğunluğudur ne de ünlü tavernaları ve mezecileri…

Mahalleye ününü kazandıran, yaklaşık beş yüz yıl boyunca kökleri Dionysos şenliklerine kadar uzanan bir karnavala ev sahipliği yapmasıdır. Zamanla çoğu kıymetli özelliği gibi bu şehrin tarihinden kaybolan bir şenlikti bu… Çok değil, üniversite yıllarımızdan geriye kalmayan anılarımız gibi… Ne gittiğimiz sinemalar ne çay bahçeleri ne otobüs/troleybüs hatları, meydanlar, parklar hiç ama hiçbir şey geriye kalmadı kişisel tarihimizden; ayakları kesilmiş bir orta sehpası gibiyiz. Sanki İstanbul’un tarihi siyah minibüslerle başlayıp bitiyor! Eminönü’nde yıllarca yeni yapılan iş hanlarının altında, iş makinalarıyla gece gizlice parçalanan mermer sütunları, mozaikleri saymıyorum bile… Hangi kadim şehir kendine böyle bir kötülük yapar?

Oyun bütün bunları düşündürecek kadar zengin katmanları olan bir yapıya sahip… Belki biraz daha farklı bir tempo ve dramaturji içinde bu derinliklerin sahneden seyirciye daha hızlı ve etkili geçmesi sağlanabilir. Yine de bunu yazarken oyunun ilk gecesi olduğunu unutmuyoruz.

Sahnede oyunculuklar içten ve samimi, oyun yönetimi sade ve etkiliydi.

Oyunu yazan ve kostümleri tasarlayan, aynı zamanda sahnedeki oyunculardan biri Filiz Bingöl Akgül, diğer oyuncu Handan Delipınar, her ikisinin de emeğine sağlık.

Oyununun iki yönetmeni var; Selçuk Delipınar ve Murat Akgül, tahmin edeceğiniz gibi oyuncuların eşleri… Bir aile tiyatrosundaydık. Bu dört kahraman tiyatro insanını kutlamak gerektiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda onlara destek olan kim varsa…

Çünkü bugünün ekonomik şartlarında sahneye bir oyun koymak, prodüksiyonunu, provasını, ışığını kostümünü hakkını vererek, seyircinin tiyatro keyfinin emrine sunmak gerçekten kahramanlık. Yaklaşık 200 ödeneksiz profesyonel tiyatronun her yıl perdelerini hangi güçlüklerle açtığını biliyoruz.

Bir teşekkür de Şişli Tiyatrosu’na… Seyirciye tertemiz ve gerçek bir tiyatro salonu sundukları için… Bulunduğu yere bakacak olursak çoktan siyah minibüslerle gezen turistlere yönelik, üç katlı bir çul çaput mağazası olmadıysa, arkasında bir emek, bir yürek olduğuna inanıyoruz.

Kaybolan bir mahallenin hayaleti üzerine çöken Handan’ın hikayesini izlemek, Ayhan Işık’ı, kesekağıdı yapan bakkalları, balkondan sallanan sepetleri, vita kutularını, pencerelere gerilen çamaşırları, kuyuları, arka bahçeleri anımsamak isterseniz; buyurun ‘Balkondan Geçen Vapur’a…

Kategori:Sanat, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Trump'tan Çin'e ek yüzde 100 gümrük vergisi

ABD Başkanı Donald Trump, 1 Kasım itibarıyla ABD’nin Çin’den ek yüzde 100 gümrük vergisi alacağını duyurdu.

Sağanak yağış bekleniyor: Meteoroloji'den altı il için sarı kodlu uyarı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), altı ili sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklentisiyle sarı kodla uyardı.

Fransa'da geçen hafta istifa eden Lecornu yeniden başbakanlığa atandı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hafta başında görevinden istifa eden Sébastien Lecornu’yü tekrar başbakan atadı.

Ankara başsavcılığı, Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep etti

Ankara başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep etti.

Savcılık Serdar Öktem cinayetinde suç örgütlerine işaret etti

Avukat Serdar Öktem 6 Ekim’de Şişli’de suikaste uğradı.

Savcılığın sevk yazısında ‘Gündoğmuşlar’ ve ‘Daltonlar’ adlı suç örgütlerine işaret edildi ve cinayeti ‘Siirtli Naci’ lakaplı Naci Yılmaz’ın finanse ettiğinin değerlendirildiği belirtildi.

Icardi derbide sakatlanmış
Zekir Demirkubuz'un 'Hayat'ı prömiyerini yaptı: Eski filmlerim kadar karanlık değil

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 901 gündür hapiste

YAZARLAR

'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder!

Murat Sevinç

Sınıf arkadaşım Furkan Karabay için

Ece Deniz

Bir illüzyon: Çalışırsan başarırsın

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

'İnsan Avı: Usame Bin Ladin': Belgesel mi istihbarat operası mı?

Ayhan Tinin

Edebiyat Müzesi… Şiir Kütüphanesi… Nâzım'ın bavulu küçük İskender'de mi?

C. Hakkı Zariç

Türkiye'nin yeni dili

Mustafa Alp Dağıstanlı

Sürtünmesiz dünya

Göksun Yazıcı

GÜNÜN 11’İ

Deniz Zeyrek: İlaçları depolarda bekletiyorlar; kur güncellemesinden sonra yeni fiyatlarla piyasaya sürülecekmiş

Kemal Okuyan: Gazze'dekiler soluk alsın, yaşasın çocuklar

Metin Yılmaz: Dolar koşmuş, altın uçmuş, fatura zıplamış; bizim maaş hala start çizgisinde

Orhan Uğuroğlu: Bir dönem cezaevindeki Cumhurbaşkanı'nı yalnız bırakmayan Kocabıyık, bugün aynı kişiyi eleştirdiği için cezaevinde

Didem Eryar Ünlü: Enerji dönüşümü sadece teknolojik bir süreç değil, aynı zamanda bir zihniyet devrimi

Ahmet Yaşaroğlu: Kitlelerle partiler arasındaki geleneksel ilişkiler çözülmektedir

Korkut Boratav: 'Çin modelinin' ABD için bile bir alternatif olarak tartışılması şaşırtıcı olmamalıdır

Mehmet Y. Yılmaz: Türk adaleti, Kocabıyık'ın 'dost uyarısı' sayılması gereken eleştirilerinden 'hakaret' çıkarmış

Tuğrul Eryılmaz: İlber Ortaylı'yı 'Ben de Getir'e geçtim' diye Getir reklamında görünce bütün planlarım bozuldu

Abdulkadir Selvi: Trump'ın barış planında en büyük pay Erdoğan'ın; Biden bu da sana ders olsun

Esfender Korkmaz: Bizim sorunumuz, ekonomi yönetiminin olmamasıdır

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

 
×