BirGün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın, gazetenin yazarlarından Erk Acarer’le yollarını ayırma kararının sebebini açıkladı: “Sedat Peker’in dile getirdiklerini ‘bilgi’ nitelemesiyle doğrudan kendi sosyal medya hesabından aktarması, gazetemizin yayıncılık anlayışıyla ve habercilik tarzıyla uyuşmamaktadır.”
Acarer, geçen hafta organize suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Sedat Peker’in ‘siyasiler ve bürokratların uyuşturucu-suç trafiğine karışmaları’na ilişkin yapacağı paylaşımlara Birleşik Arap Emirlikleri tarafından izin verilmediğini, Peker’in vereceği bilgileri kendilerine aktardığını duyurduktan sonra “Twitter üzerinden bir ilki gerçekleştirerek röportaj-bilgi serisini yayınlıyoruz” diyerek 37 tane tweet atmıştı.
Almanya’da yaşayan gazeteci daha sonra Twitter hesabı üzerinden BirGün’le yollarının ayrıldığını duyurmuştu.
İbrahim Aydın, Twitter hesabı üzerinden gazetenin Acarer’le ilişkisini kesmesinin sebebini şöyle açıkladı:
“Gazetemizin eski yazarı Erk Acarer’in, suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına aracılık etmesiyle başlayan gazetecilik tartışması ve ardından yaşanan polemikler, konuya dair açıklama yapmamızı gerektirdi. Her yayının olduğu gibi BirGün’ün de yayın çizgisi hem mesleki hem de etik değerlerle bir bütündür. Tüm bunlar BirGün’ün habercilik anlayışının sınırlarını çizer ve BirGün’ün hatlarını belirler.
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in son zamanlarda tartışılan iddia ve itiraflarını, kamu yararı doğrultusunda haberleştirerek okurlarımıza sunduk. Ancak bir BirGün yazarının, Sedat Peker’in dile getirdiklerini ‘bilgi’ nitelemesiyle doğrudan kendi sosyal medya hesabından aktarması, gazetemizin yayıncılık anlayışıyla ve habercilik tarzıyla uyuşmamaktadır.
Gazetemizin yazarlarından Erk Acarer’le yollarımızı ayırma kararımızın arkasında olan yegane neden budur. Bu görüşümüzü Erk Acarer’e de ilettik. Konuya ilişkin birbirine yakın değerlendirmeler yapamayınca, bugüne kadarki emekleri için kendisine teşekkür edip vedalaştık.
BirGün, kendi değerleriyle harmanladığı evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda yolunda yürümeye, haber yapmaya devam edecek. Türkiye’de gazetecilik yapmak için bugüne kadar ödediğimiz bedeller de bunun en açık göstergesidir. Haberciliğin ‘suç’ gibi görülüp yargılanmadığı, ifade ve basın özgürlüğünün hakim olduğu aydınlık günlere kavuşmak umuduyla…”