Kamudaki hiyerarşinin dışında, bir başka merkeze, “Gülen Cemaati”nin hiyerarşisine bağlı olan, bu paralelde davrananların kamu görevlerinden uzaklaştırılmasına itiraz edilmese gerek.
Kuşkusuz bu bağlamda da yargı kararı, somut kanıtlara özen gösterilmesi de gerek. Polis fezlekeleri, amir ya da memur konumundaki birilerinin kişisel yargılarına dayanan ihbarlarla yapılacak bir “temizlik” aslında hukuksal bir kirlilik yaratır. Vebali de yüksek olur.
Bu zemberek boşalmasının, bu çapı durmaksızın büyüyen “temizlik operasyonları”nın yakıcılığı kuşkusuz rakamlarla ölçülemeyecek bir anlam ve önem taşıyor. Yani nicelik kadar, hatta nicelikten de çok nitelik ağır basıyor.
Bugün gelinen aşamada iktidarın tepeleri bile tedirgin. Cumhurbaşkanı’nın “At izi, it izine karıştı” cümlesinin başka bir anlamı olamaz. Başbakan’ın soruşturmalarda özen gösterilmesine ilişkin uyarısı da, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in “Yolda arabasının amortisörü patlayan FETÖ’cüler yaptı diyor. Bu iş cadı avına dönüştü” sözleri, bencileyin müzmin muhaliflerin sözüne gerek bırakmayacak kadar açık.