SABAH gazetesi önceki gün ‘Darbe medyasından karartma günleri’ manşetiyle çıkmış, ‘Savcı Zekeriya Öz’ün beleş Dubai tatili haberlerini görmezden gelmek’le suçlanan medya kuruluşlarını hedef tahtasına koymuştu. 12’den vurulan gazeteler arasında Hürriyet de vardı.
Faruk Bildirici dün Hürriyet Okur Temsilcisi olarak bugünkü köşesinde Sabah’ın eleştirisine yanıt verdi.
Bildirici, Hürriyet’in ilgili haberlerini taramış ve şu sonucu varmış: “Hürriyet’in haberlerinin iki tarafı da dengeli yansıtan, Öz’ü mahkûm etmeyen ama savunmayan adil bir çizgi izlediğini söyleyebilirim. Zira Sabah’ın yazdıkları ortaya konan bütün belgelere rağmen halen iddia düzeyini aşamamış durumda.”
Asıl soru
Bildirici savunmadan karşı atağa geçmiş: “Fakat Sabah, haberlerine ‘Hükümete karşı yargı darbesinin beyinlerinden Savcı Öz’ diye başlayarak, yargısını peşinen ilan ediyor. Aslında unutmamak gerekir ki, Öz hakkındaki iddialar, bazı bakanlar ve oğullarını da kapsayan ‘Büyük Rüşvet Soruşturması’ sürecinin bir parçası. Hükümet çevrelerine yönelik yolsuzluk iddiaları ve o konudaki gelişmeler de en az (hatta daha da büyük) Öz hakkındaki iddialar kadar haber değeri taşır. Bu iddiaları da ‘perdelememek’, okurun bilgisine sunmak gerekir. Peki, Öz ile ilgili haberlere sayfalar ayıran Sabah, yolsuzluk operasyonu haberlerini okurlarına ne kadar yansıtıyor? Asıl yanıtlanması gereken ve gazetecilik tarihinde özel bir yer kaplayacağına inandığım soru bu.”
Aforizma
Hürriyet Okur Temsilcisi köşesindeki ‘aforizma’ da aktarmaya değer: “Eğer bir başkana soru sorulamıyorsa, o başkanın bir kral veya diktatöre dönüşmesi işten bile değil. Gazetecilik de başkana gerçekten soru sorabilecek, hesap sorabilecek tek kurumdur. “ (Helen Thomas, 20 Temmuz 2013’te hayatını kaybeden ABD’li gazeteci)