Scripps News/Ipsos anketine göre Amerikalıların çoğu 5 Kasım başkanlık seçimlerinin ardından şiddetin baş göstereceğini düşünüyor.

Scripps News/Ipsos araştırma şirketinin anketine göre birçok Amerikalı, dezenformasyonun çığrından çıkması ve siyasi kamplaşmanın artması nedeniyle seçim sonrası siyasi şiddetin baş göstereceğinden korkuyor.
1028 kişiyle yapılan ankette Amerikalıların yüzde 62’si seçim sonrası siyasi şiddet ihtimali için ‘belki’ veya ‘çok muhtemel’ dedi.
2024 seçim kampanyaları başladığından beri siyasi şiddet gündemde. Cumhuriyetçi aday Donald Trump, biri miting sırasında olmak üzere iki kere suikast girişimine uğradı ve ‘6 Ocak Kongre Baskını’na yol açan ‘oylar çalındı’ yalanını hala dillendiriyor.
Trump 2020’deki seçimlerde Başkan Joe Biden’a karşı kaybettiğini kabul etmemiş, ‘oylar çalındı’ yalanıyla destekçilerini ABD Kongresini basmaya kışkırtmıştı.
Bu yılki başkanlık yarışına sonradan dahil olan Demokrat aday Kamala Harris ise 2020 ve 2024 seçim süreçlerini gölgeleyen şiddet söylemlerine son vererek beyaz bir sayfa açacağını söylemişti.
Ancak anketlere göre Demokratların yüzde 70’i, Cumhuriyetçilerin ise yüzde 59’u seçim sonrası şiddet ihtimalinin yüksek olduğunu öngörüyor.
Yine de Amerikalılar, ABD seçim sistemine güveniyor. Katılımcıların yüzde 63’ü seçimlerde tüm oyların doğru sayılacağından ‘çok emin’ veya ‘nispeten emin’ olduğunu söyledi.
Ayrıca çoğunluk siyasi şiddet öngörse bile katılımcıların yüzde 77’si tercih ettiği aday kaybetse bile seçim sonuçlarını kabul edeceğini belirtti.
Peki ama siyasi şiddet endişesi niye artıyor?
Her şey siyaset oldu
İnsanların yaşadığı bölge, alışveriş yaptığı yer, yediği içtiği, sürdüğü araba, okuduğu kitap, kullandığı kelimeler… Neredeyse atılan her adım bir siyasi tercih gibi görülmeye başlandı. Dolayısıyla toplumsal gerilim arttı.
Siyaset herkese ‘bulaştı’
Siyaset geçmişte nispeten sıkıcı ve genelde siyasetçiler ve meraklılarının ilgilendiği bir işti. Şimdiyse bir virüs gibi herkese bulaştı: CEO’lar (Elon Musk), aktörler (George Clooney), şarkıcılar (Taylor Swift), sporcular (Aaron Rodgers)…
Sosyal medyadaki abartmış söylemler
Sosyal medya platformlarında sesi en çok çıkanın, en kavgacı ve kışkırtıcı olanın sözü kolayca yayılıyor. Popülerleşmenin ve takipçi kazanmanın en hızlı yolu bu oldu. Ayrıca anonim hesapların varlığı insanları gerçekte yutup söylemeyeceklerini yazmaya teşvik ediyor.
Akıl ve içgüdü çatışması
Siyaset 90’larda ve 2000’lerdeki gibi akademik kavramlarla tartışılmıyor: Daha yüksek/daha düşük vergi, sıkı/gevşek regülasyon, yüksek/düşük askeri harcama…
Artık tartışmalarda ‘kimlikler’ öne çıkıyor: Milliyetçilik, değerler, hisler ve duygular…
Dolayısıyla herhangi bir eleştiri siyaset merkezli değil, kişisel ‘hissettiriyor’.
Her seçim hayati (mi?)
5 Kasım seçimleri dört yıl boyunca ülkeyi yönetecek başkanı belirlemek mücadelesi olarak değil, Amerika ve insanlık için verilen bir savaş olarak görülüyor.
Yani ölüm-kalım meselesi gibi algılanıyor.
Sonuçta insanlar sosyal güvenlik harcamalarının artırılması için iç savaş çıkarmazlar. Ama ülkelerini ve insanlığı ‘kurtarmak’ için her şeyi göze alırlar.