Deniz Feneri e.V’nin devredildiği Alman kayyum heyeti, Türkiye’de 20 sanık için verilen zamanaşımı kararına itiraz etti. Heyet, ‘bağış’ diye toplanan 41 milyon avroyu istiyor.

Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre ‘yüzyılın yolsuzluğu‘ olarak nitelendirilen Deniz Feneri davasının Türkiye ayağının kapatılmasına dikkat çeken bir itiraz geldi.
Almanya’da Deniz Feneri e.V derneğinin devredildiği Alman kayyum heyeti, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, ‘asıl failler‘ olarak görülen Zahid Akman ve Zekeriya Karaman dahil 20 sanık hakkında verilen beraat ve zamanaşımı kararına itiraz etti.
Kayyum heyeti, gurbetçilerden bağış adı altında toplanan, ancak Türkiye’ye aktarılarak amaç dışı kullanıldığı iddia edilen derneğin 41 milyon avro parasının peşine düştü. Kayyum, cezalandırılmasını isteyeceği sanıklardan bu paranın tahsil edilmesini isteyebilecek.
Almanya, gerekçeli kararı görmeden itiraz etmek zorunda kaldı
Taraf’tan Aysun Aysun Yazıcı’nın haberine göre ise Türkiye’de ‘sıfırlanan‘ davanın gerekçeli kararı yaklaşık iki aydır açıklanmadığı için Almanya itirazı gerekçesiz bir şekilde yaptı. Gerekçenin açıklanmasının ardından kayyum da, ayrıntılı temyiz dilekçesini Yargıtay’a gönderecek. Kayyum, zamanaşımı nedeniyle düşen davada beraat etmeyen sanıklardan bu paranın tahsil edilmesini isteyebilecek.
Ne olmuştu?
Almanya’da dolandırıcılık iddiasıyla Nisan 2007’de Deniz Feneri e.V Derneği ve Kanal 7 Avrupa Temsilciliği’ne operasyon düzenlenmişti.
Almanya’daki davanın ardından, tam iki yıl 10 aylık inceleme ve araştırma sürecinden sonra başlatılan Deniz Feneri soruşturmasında Karaman ve Akman’ın da aralarında bulunduğu dokuz kişi 11 Temmuz 2011 tarihinde tutuklandı.
Şüpheliler hakkında 18 milyon avroluk ‘kara para aklamak‘ suçundan yeni bir soruşturma açıldı.
Soruşturmayı yürüten üç savcı, sanık avukatlarının HSYK’ya şikayeti sonrasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 27 Ağustos 2011’de görevden alındı.
Davanın 22 Kasım 2011’de görülen duruşmasında Karaman ve Akman’ın da aralarında olduğu altı sanık tahliye edildi.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 20 sanığın, ‘hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik ve kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştirak etmek‘ suçlarından cezalandırılması isteniyordu.
Ancak 13 Mayıs 2015’te karara bağlanan davada, mahkeme 20 sanıktan hiçbirine ceza vermedi.