AKP’nin şu anki yönetimine muhalif kurucularından eski bakan Hüseyin Çelik, Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Zaman’a kayyum atanmasını, “19’uncu yüzyılda bir işe yaramayan gazete ve gazeteci yasaklama faaliyeti, günümüzün internet çağında hiçbir anlam ifade etmez” diyerek eleştirdi.
‘Suyun önüne set çekemezsiniz’
huseyincelik.net adresinde değerlendirmelerde bulunan Çelik, ‘Yasaklar Tarihimizden Birkaç Sayfa’ başlıklı yazısında Türkiye’de gazeteci ve yazarlara İttihak ve Terakki’den bu yana uygulanan baskılardan bir ‘demet‘ sunarak konuyu günümüze getirdi.
Said Nursî ve Nazım Hikmet’in kendi zamanlarında yasaklanmasına rağmen farklı camialarda en çok okunan isimler arasında girdiğini belirten Çelik, “Suyun önüne set çekerek akışını önleyemezsiniz. Set dolar, alttan üstten veya yandan taşar ve su yoluna devam eder. Kontrolsüz akan, mecrasından taşmış suya sel denir. Unutulmasın ki sel tahrip gücü en yüksek afetlerden biridir. Ancak suyun önüne baraj veya gölet yapıp çok farklı ve faydalı amaçlar için onu kanalize edebilirsiniz” diye yazdı.
‘Her Periscope yayını bir gazete’
AKP’nin geçmişinde yasaklar, yolsuzluklar ve yoksulluklarla mücadele etmek için kurulduğunu yazan Çelik, “AK Parti iktidarı, asırlardır denenmiş ve hiç bir faydası görülmemiş yasaklara tevessül ve tenezzül bile etmemeli. Unutmayalım ki, 19’uncu yüzyılda bir işe yaramayan gazete ve gazeteci yasaklama faaliyeti, günümüzün internet çağında hiçbir anlam ifade etmez” dedi.
Çelik, şöyle devam etti: “Her Periscope yayınının birer televizyon, her web sayfasının, her Facebook ve Twitter hesabının birer gazete olduğunu göz ardı etmeyelim. İster sağ, ister sol, ister muhafazakar, ister şu veya bu uçta olsun, yayın organlarına ve oralarda yazıp çizenlere getirilen yasaklar ve her türlü engellemeler, oldum olası ters tepmiştir. Hiç kimse 12 Eylülcüler kadar sıkı yasakçı olamadı ama onların da akibeti ortadadır.”
‘İşi cadı avına dönüştürmeyerek…’
“Devlet içindeki her türlü kumpasçı, şantajcı, röntgenci, kirli yöntemlerle kirli amaçlara hizmet eden yapılar ve çeteler elbette temizlenmelidir” diye ‘not da düşen’ Çelik, öte yandan bu mücadelenin nasıl yapılması gerektiğini de şöyle anlattı: “Ama hukuk içinde kalarak, ama somut delillere dayanarak, ama kurunun yanında yaşı yakmayarak, ama suçların kişiselliği prensibini ayaklar altına almayarak, ama McCarthy’ci bir zihniyeti hortlatmayarak, ama işi cadı avına dönüştürmeyerek, ama öç alma duygusuna kapılıp adalet duygusunu ayaklar altına almayarak. Çünkü Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de bizi uyarıyor: ‘Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin’.“