• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

AKP-MHP’nin barolarda değişiklik teklifi: Darbeci ve sinsi

27/06/2020 08:48


KEMAL GÖKTAŞ

[email protected]

@kemalgoktas 

AKP ve MHP’nin hazırladığı Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin teklif taslağının ayrıntıları ortaya çıktı. 

Taslakta çoklu baro sistemi dışında Türkiye Barolar Birliği (TBB) yönetiminin belirlenmesine ilişkin değişiklikler yer alıyor. 


Kavramları olur olmaz kullanarak içini boşaltmak son dönemde sık rastlanan ve kaçınılması gereken bir durum. Ama bu riski de göze alarak basına yansıyan değişiklik taslağının ‘demokratik seçim usulüne yönelik bir darbe’ anlamına geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Taslak, sadece avukatların iradesine darbe içermiyor, Anayasa’ya aykırı olduğu açık olan düzenlemeler yoluyla yandaş bir barolar birliği yönetimi seçilmesi için de ‘sinsi’ bir ruh taşıyor. 

TBB’nin gelecek yıl yapılacak seçimlerde yönetiminin değişmesi ve Metin Feyzioğlu’nun ekibi ile birlikte gitmesi kesin. İşte iktidar Feyzioğlu ile ya da daha ‘çekirdek kadrodan’ yandaş bir ekiple yola devam etmek için seçim sistemini sabote ediyor ve pervasızlıkla kendi kafasına uygun bir seçim sistemi getirmeyi hedefliyor. 

Mevcut durum

Çoklu baro sistemi tartışmasını başka bir yazıya bırakarak barolar birliği yönetiminin seçim sistemindeki değişiklik teklifine bakalım:

Yürürlükteki Avukatlık Kanunu’na göre TBB yönetimi iki turlu seçimle belirleniyor. Yani önce barolar delegeleri seçiyor ve delegelerde barolar birliğinin genel kurulunda yönetimi seçiyor. Delege seçimi ise demokratik esaslara göre belirleniyor. Buna göre her baronun başkanı doğal delege oluyor ve sonra üye sayısına bakılmaksızın her baro iki delege seçiyor. Ardından temsilde adalet ilkesi gereği o baroya üye her 300 avukat için de bir delege seçiliyor. Böylece barolar birliği genel kurulunda oy kullanan delegeler, baro levhasına kayıtlı avukatlar tarafından, orantılı olarak, dolayısıyla çeşitliliği yansıtacak biçimde seçiliyor.

Örneğin baro levhasına kayıtlı 42 avukat olan Tunceli Barosu, seçilmiş iki delege ve başkanla birlikte TBB Genel Kurulu’na üç delege ile katılıyor. Benzer şekilde 48 üyeli Ardahan Barosu, 89 üyeli Gümüşhane Barosu, 91 üyeli Kilis Barosu da genel kurula üçer delege gönderebiliyor.

Her 300 avukata bir delege seçme hakkı verilmesi esasına göre, 46 bin 52 üyesi olan İstanbul Barosu 138, 17 bin 598 üyeli Ankara Barosu 53, 9 bin 612 üyeli İzmir Barosu 30 ve 4 bin 757 üyeli Antalya Barosu ise 16 delege ile genel kurulda yer alıyor. 

Aslında mevcut kanun da küçük barolardaki avukatlar ile on binlerce üyesi olan barolardaki avukatların temsil gücü açısından eşitsizlikler içeriyor. Mevcut duruma göre Tunceli Barosu’na kayıtlı her 14 avukat bir delege seçerken, Ardahan Barosu’nda bu sayı 16, Gümüşhane’de 29 ve Kilis’te 30 oluyor.

İstanbul Barosu’nda ise her 333 avukat bir delege seçiyor. Ankara’da 332, İzmir’de 320 ve Antalya’da her 297 avukat bir delege seçiyor. 

Teklif ne getiriyor? 

Avukatlık Kanunu teklifinde ise bu seçim sistemi tamamen değiştiriliyor. Buna göre TBB Genel Kurulu’na her baro üç delege seçecek. Her baronun başkanı ile önceki TBB başkanları da doğal delege olacak. Sonrasında her barodan 5 bin avukat için birer delege seçilecek. Buna göre Tunceli, Ardahan, Gümüşhane, Kilis baroları başkanları ile birlikte dörder delege gönderecek. İstanbul Barosu ise 13, Ankara yedi, İzmir beş ve Antalya dört delege ile seçime katılacak. 

Teklif yasalaşacak olursa Tunceli’de her 10 avukat, Ardahan’da 12, Gümüşhane’de ve Kilis’te ise 22 avukat birer delege seçecek.  İstanbul Barosu’nda ise her 3 bin 542 avukat bir delege seçebilecek. Bu oran Ankara 2 bin 514’e, İzmir 1922’ye, Antalya 1189’a düşecek. Böylece örneğin Tunceli barosuna bağlı bir avukatın oyu İstanbul barosuna kayıtlı bir avukatın oyundan 354 defa daha güçlü olacak. Yani teklif taşradaki bir avukatın İstanbul’daki bir meslektaşının karşısındaki gücünü 30 kattan 354 kata çıkarmış olacak.

Buradaki maksat, Anadolu baroları adı verilen baroların seçtiği delege sayısını genel kurulda aşırı güçlendirmek ve AKP-MHP taraftarı avukatların TBB yönetimini almasını sağlamak. Bir tür ‘kutsal ittifakla’ baroların insan hakları ihlalleri ve hak ve özgürlükler konusundaki itirazlarını bertaraf etmek, yargının en önemli ayağı olan savunmayı iktidara tabi kılmak. 

Çünkü Türkiye’de avukatların ezici çoğunluğunun iktidar yanlısı bir baro yönetimine kapıları açması olası değil. Yıllardır AKP’nin güçlü olduğu birçok şehirdeki barolarda bile sosyal demokrat-demokratik sol etiketli baro yönetimleri seçiliyor ve dolayısıyla barolar birliği genel kuruluna gönderilen delegeler de benzer bir profil çiziyor. 

Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararı

Baroların ve siyasi partilerin muhalefetine rağmen kanun bu şekilde değişirse Anayasa Mahkemesi’ne iptal talebiyle başvurmak dışında bir yol kalmıyor. Anayasa Mahkemesi, son yıllarda iktidarı rahatsız eden kararlarını minimize etmiş durumda, dolayısıyla bütün Anayasa’ya aykırılığına rağmen olası bir değişikliğin iptal edilmesi olasılığı güçlü görünmüyor. 

Oysa öngörülebilir bir hukuk düzeninde yaşıyor olsaydık böyle bir kaygı duymamıza da gerek kalmazdı.

Örneğin Anayasa Mahkemesi’nin 3 Aralık 1991 günü verdiği 45 sayılı kararı, mevcut yasa için birebir emsal oluşturuyor. AYM’nin bu kararı Türk Eczacılar Birliği Kanunu’nda yer alan, “Azası 200’e kadar olanlar 5, 200’den fazla olanlar 7 mümessil ve aynı miktarda yedek seçerler” hükmüne karşı İstanbul 1. Bölge Eczacılar Odası tarafından açılan dava sonunda verildi. Oda, ‘4 binin üstünde üyesi bulunan İstanbul Eczacı Odası’nın 7 delege ile temsil edilirken 200 üyesi olan başka bir odanın da Büyük Kongreye 7 delege gönderdiğini, böylece, odaların 200’den fazla kayıtlı üyelerinin kaç kişi olurlarsa olsunlar, oylarının hiçbir değeri kalmadığını, bunun da demokrasi ilkelerine aykırı olduğunu’ ileri sürerek açtığı davada Anayasa’ya aykırılık iddiası mahkeme tarafından AYM’ye götürüldü. AYM kararında ise Anayasa’nın 135. maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim ve işleyişinin ‘demokratik kurallara‘ aykırı olamayacağı belirtilerek şöyle dendi:

“Demokratik seçimin en önemli niteliği, adil bir katılım ilkesine dayalı serbest, eşit ve genel-oy esasını içermesidir. İtiraz konusu kuralın, sayısı kaç olursa olsun iki yüzden fazla üyesi olan eczacı odalarını Büyük Kongre’ye katılmasının yedi temsilciyle sınırlandırması ve böylece en önemli organın oluşumuna adil katılımı önlemesi, Eczacı Odalarının iç işleyişinde, demokrasiye aykırı düşen bir düzenlemedir.”

Sinsi düzenleme

Şimdi Anayasa Mahkemesi, 1991’deki demokrasi düzeyinin gerisine düşmeme pahasına barolarla ilgili değişikliği kabul ettiğini varsayalım. Teklife göre görev sürelerine bakılmaksızın tüm barolarda başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri ile TBB delege seçimleri ekim ayının ilk haftasında yapılacak. Birlik başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri seçimleri ise aralık ayında yapılacak. Bu kadar hızlı seçim öngörülmesinin elbette bir amacı var. Amaç, bu seçimleri bir an önce yaptırarak TBB yönetimini yeni yasaya göre seçtirmek. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümediği ve Anayasa Mahkemesi’nin ekim ayına dek karar vermeyeceği düşünüldüğünde teklifin anti-demokratik ruhunun yanı sıra ‘sinsi’ ruhunu da yakalamış oluyoruz. İktidar böylece AYM iptal etse bile yandaş bir Barolar Birliği yönetimine, en azından yeni seçim dönemine kadar, kavuşmuş olacak. 

Bütün bunların kısa bir açıklaması var: Barolarla ilgili yasa değişikliği, ‘sinsi’ bir yöntemle toplumu bir arada tutan en vazgeçilmez anayasa ilkesi olan demokrasiden vazgeçmeyi hedefliyor. Çünkü iktidar bundan bekası için bir medet umuyor.

Filed Under: 9 Soruda, Agora

Tüm yazılar: Kemal Göktaş

SON HABERLER

Kaşıkçı’nın nişanlısı bu kez AYM’ye başvurdu

Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci … Devamı...

Türkiye, İsveç ve Finlandiya’dan yazılı mutabakat istiyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin NATO'ya başvuran Finlandiya … Devamı...

‘Uyuşturucu kaçakçılığı’yla suçlanan işadamı Ali Osman Akat tahliye edilmiş

‘Uyuşturucu kaçakçılığı’yla suçlanan L’Actone’un Yönetim Kurulu … Devamı...

Manisa’da 38 öğrenci gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı

Manisa'nın Akhisar ilçesinde 38 öğrenci, gıda zehirlenmesi şüphesiyle … Devamı...

Ayakkabı kutusundan çıkmıştı: Oz Büyücüsü’ndeki elbisenin açık artırması iptal edildi

Oz Büyücüsü'nde Judy Garland'ın giydiği meşhur elbisenin açık artırması … Devamı...

‘Stranger Things’in son bölümün üzerinden üç yıl geçti: Yeni sezon öncesi ilk üç sezonun özeti

'Stranger Things'in üçüncü sezonunun yayınlanmasının üzerinden üç yıl … Devamı...

Akşam Postası / 24 Mayıs 2022

Kılıçdaroğlu saat verdi: Bir kaçış planının anatomisini ifşa … Devamı...

MSB: ‘Pençe-Kilit Operasyonu’ bölgesinde beş şehit

Milli Savunma Bakanlığı, Irak’ın kuzeyindeki ‘Pençe-Kilit … Devamı...

Jennifer Lawrence’ın çocukluk hayali gerçek oldu: Tuvalette Ellen DeGeneres’a röportaj verdi

Oyuncu Jennifer Lawrence çocukken tuvalette talk show sunucusu Ellen … Devamı...

Kılıçdaroğlu konuştu AKP’liler telefona sarıldı: ‘Erdoğan ne olduğunu çok iyi biliyor’

ALTAN SANCAR [email protected] / @altansancarr CHP Genel … Devamı...

İstanbul dergisi neden güzel olamadı?
Meral Akşener’in ‘emanet ettiği’ kürsü…

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1666 gündür hapiste

YAZARLAR

Ukrayna’dan Suriye’ye uzanan faylar

Bahadır Kaynak

Benim mezhepçi tanışlarım, aslında yok muydu?

Murat Sevinç

‘Hikaye’ olma hikayeler yaşa

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazarlar yazılarından sessizce çekilmesini bilmeli!

Mustafa Dağıstanlı

Kılıçdaroğlu aday olursa…

Levent Gültekin

Şöyle doya doya küfür de mi etmeyelim: Erşan Kuneri’nin düşündürdükleri

Arzu Uzunali

İsveç Köftesi, Kürt Böreği

Bahadır Kaynak

GÜNÜN 11’İ

Aytunç Erkin: Kılıçdaroğlu artık programın altını doldurmalı

Rahmi Turan: Oyları ‘torbada keklik’ sanmak hataların en büyüğü

Can Ataklı: ABD büyükelçisi, miting bittikten sonra çağrıldı

İbrahim Kahveci: Ülkemiz iflas bayrağını çekebilir mi?

Hayri Kozanoğlu: Eve ekmek götürebilecek miyim kaygısı duyanlar giderek artıyor

Kübra Par: Önde gelen isimler Kılıçdaroğlu’a sıcak bakmıyor

Alaattin Aktaş: Demek ki neymiş, faiz indirilince reel sektör zam yapıyormuş!

Ali Sirmen: Herkesin üzerinde birleştiği eksiklik

İbrahim Varlı: Saray rejiminin karşı koyabilecek gücü yok

Evren Devrim Zelyut: Allah’tan seçimler var

Esfender Korkmaz: Devlet iş yaratmıyor, para ve poşet dağıtıyor

Ezhel’den canlı yayında Kürtçe şarkı

Nesli tükenme tehlikesi altında: Hint gölet balıkçıl kuşu yaralı halde bulundu

Dünyanın en yaşlı ağacı Şili’de

Göçmen kuşlar geliyor

Anlaşamadığınız yöneticinize geribildirim vermenin beş yolu

Çevre için 37 saat aralıksız yüzdü

Sarılmak kadında stresi azaltıyor, erkeği etkilemiyor: Nedeni ‘erkeklik’ olabilir

Madalyası çalınan Milan teknik direktörü Pioli’ye yenisi verilecek

Kurt Cobain’in gitarı tahmin edilenin sekiz katı fiyata satıldı

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi