CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com / @canancoskun
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın başvurusuyla ilgili nihai kararını açıkladı.
Daire, Demirtaş’ın ifade özgürlüğünün, özgürlük ve güvenlik hakkının siyasi nedenlerle ihlal edildiğine ve derhal tahliye edilmesine hükmetti.
Türkiye’nin 3 bin 500 avro maddi tazminat, 25 bin avro manevi tazminat ve 31 bin 900 avro masraf ödemesine karar verildi.
Kararda, Demirtaş’ın Kobani eylemleri gerekçe gösterilerek tutuklu yargılandığını ve bu tutukluluğun yargılamayı yapan mahkemenin 2 Eylül 2019’da verdiği kararla sona erdiğini hatırlatıldı. Demirtaş’ın tutukluluğunun sürdürülmesinin haklarının ihlalinin de sürmesi anlamına geleceğini belirten Daire, Türkiye’nin Demirtaş’ın derhal tahliyesi için tüm gerekli işlemleri yapma sorumluluğu olduğuna karar verdi.
Türk yargıcın şerhi
Kararda, Türk yargıç Saadet Yüksel muhalefet şerhi de bulunuyor. Şerhte AYM’nin 9 Haziran 2020 tarihli kararıyla Demirtaş’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmettiğini hatırlatarak, bu miktarın yeterli ve orantılı olduğunu belirtildi.
Yüksel, Demirtaş’ın ikinci tutukluluğu ile ilgili AYM’ye bireysel başvuruda bulunduğunu anımsattı ve AİHM’in tutukluluk kararının olgusal temelini tespit etmesi durumunda ‘savcı’ konumuna gelebileceğini belirtti. Yüksel, bu durumun AYM’nin önündeki yargılamalara halel getireceğini ifade etti.
‘Müdahale acil bir ihtiyaca karşılık geliyor’
Demirtaş’ın 20 Eylül 2019’daki ikinci tutukluluğunun Daire önündeki başvuruya dahil olmadığını belirten Yüksel, Demirtaş’ın konuşmalarının şiddeti yüceltici ve övücü görülemeyeceği görüşünden şüphe duyduğunu öne sürdü. Demirtaş’ın ifade özgürlüğüne müdahalenin terörle mücadele edildiğinden öngörülebilir olduğunu ve acil bir ihtiyaca karşılık geldiği sonucuna vardığını belirtti.
Yüksel, Demirtaş’ın kendisinin ve partisinden diğer kişilerin Türk siyasi sahnesindeki konumları nedeniyle özellikle hedef alındığından şikayetçi olduğunu hatırlattı ve diğer siyasi partilerden de ceza yargılamasına konu olan milletvekillerinin bulunduğuna dair bilgi olduğunu söyledi. Yüksel’e göre ‘bu nedenle, yerel yargı makamlarının özel olarak belirli milletvekillerini hedef aldığı söylenemez.’
Yüksel, Demirtaş’ın serbest seçim hakkının sulh ceza hakimleri ve yargıçlar tarafından ihlal edildiği tespitine katıldığını belirterek ağır ceza mahkemelerinin bir milletvekili ve bir siyasi partinin eş başkanının tutukluluğunun devamının mantıksız olduğu yönündeki iddiaları değerlendirmediğini kabul etti.
AİHM, 20 Kasım 2018’de Demirtaş’ın ‘hukuki’ değil, ‘siyasi’ nedenlerle hapsedildiğini, Meclis’teki siyasi faaliyetlerde yer almasının engellendiğini, bunun da ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme özgürlüğünün ihlali olduğunu belirtmiş, tutuksuz yargılanmasına hükmetmişti. Hükümet kararın bütününe itiraz ederken Demirtaş’ın avukatları da karardaki ‘tutuklanmasının makul bir şüpheye dayandığı’ kısmının yeniden değerlendirilmesini istemişti.
Ne olmuştu?
Selahattin Demirtaş, HDP eş genel başkanıyken 4 Kasım 2016’da Diyarbakır’da gözaltına alınarak tutuklandı ve Edirne F Tipi Cezaevi’ne kondu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Demirtaş hakkında iddianame hazırlandı.
31 Ocak 2017’de kabul edilen iddianamede Demirtaş’ın Kobani olaylarının meydana gelmesinde etkili olduğu öne sürüldü. İddianamede Demirtaş’ın ‘terör örgütü yöneticiliği’, ‘terör örgütü propagandası yapmak’, ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet’, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’, ‘halkı kanunlara uymamaya tahrik’, ‘suç işlemeye tahrik’ ve ‘suçu ve suçluyu övme’ suçlamalardan 43 yıldan 142 yıla hapsi talep edildi.
Demirtaş hakkında açılan 32 dava dosyası Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan tek davada birleştirildi. Tahliye talepleri sürekli olarak reddedilince Demirtaş, tutukluluğunun haksız olduğu ile ilgili AİHM’e başvurdu.
Erdoğan’ın hamlesi
AİHM, 20 Kasım 2018’de Demirtaş’ın ‘hukuki’ değil, ‘siyasi’ nedenlerle hapsedildiğine hükmederek tahliye edilmesi gerektiğine karar verdi. Aynı gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, karara tepki göstererek “AİHM’in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” dedi. Demirtaş’ı yargılayan Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi ise 30 Kasım 2018’de Demirtaş’ın tahliye başvurusunu tutukluluğun ölçülü olduğunu belirterek reddetti.
Tahliye edilmeyen Demirtaş’ın 2013’te Nevruz kutlamasındaki konuşma gerekçe gösterilerek İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dört yıl sekiz ay hapis cezasına mahkum edildiği dosya işleme kondu ve ceza 4 Aralık 2018’de istinaf mahkemesi tarafından onandı. Ancak yerel mahkeme birinci yargı paketi kapsamında Demirtaş’ın tahliyesine ve infazın durdurulmasına hükmetti. Ancak Demirtaş Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyadan tutuklu olduğu için tahliye edilmedi.
Bu sırada AİHM’in kararına hükümet itiraz ettiği için dosyanın Büyük Daire’de görüşülmesine karar verildi. Duruşmanın 18 Eylül 2019’da yapılacağı duyuruldu.
AİHM Büyük Daire’deki duruşmadan önce Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Eylül 2019’da Demirtaş’ın tahliyesine karar verdi. Büyük Daire’de 18 Eylül 2019’da yapılan duruşmada yargıçlar hem Demirtaş’ın avukatlarını hem de Türk hükümetini dinledi.
‘Takipçisi olacağız’ demişti
Bu duruşmadan iki gün sonra, 20 Eylül 2019’da Demirtaş ve 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan HDP’nin eski eş genel başkanı Figen Yüksekdağ, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kobani olaylarında sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle başlattığı soruşturma kapsamında bir kez daha tutuklandı.
Erdoğan, aynı günkü açıklamasında HDP’yi eleştirerek “Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Bunları bırakamayız. Eğer biz bırakırsak ebedi alemde şehitlerimiz bize bunun hesabını sorar. Bu topraklar rastgele topraklar değil” dedi.
Demirtaş, tutukluluğuyla ilgili birçok kez Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu. AYM, 19 Haziran’da verdiği ihlal kararıyla Demirtaş’ın 4 Kasım 2016 ile 2 Eylül 2019 tarihinde gerçekleşen tutukluluğuyla ilgili, makul sürenin aşıldığını, tedbirin ölçülü olmadığını ve tutukluluk devam kararlarının gerekçeli olmadığını tespit etti. Bu tutukluluğa gerekçe olarak Kobani olayları gösteriliyordu. Demirtaş, aynı gerekçeyle bir kez daha tutuklandığı için AYM’nin ihlal kararı özgürlük getirmedi.