Görüntü o ki yerel seçim sonrasına kadar “idâre-i maslahat” a devam etmeyi sağlayabilecek üç unsur ön plana çıkıyor. Bunların ilki, Mehmet Şimşek’in ve yeni TCMB ekibinin piyasa kredibilitesi; ikincisi, geçmiş dönem “finansal baskılama” nın finans kesimi üzerinde yarattığı cebri disiplin sopasının hatırası; üçüncüsü, “Büyük Düzeltme” tabir ettiğim ekonomik ve dış politik dönüşümünün sağlaması beklenen sıcak para. Bu sonuncunun ilk maddede sözünü ettiğim piyasa kredibilitesinin sağladığı, ülkenin CDS’ine de yansıyan, risk primi düşüşünden de olumlu etkileneceği söylenebilir. Bu üçünün ilanihaye (sonsuza kadar) bir sigorta veya fırsat çerçevesi sağlayamayacağı da aşikâr. İlkinin performans ve yönetime ilişkin vadesi sınırlı, ikincinin piyasa bozucu etkisi onu çözümden ziyade sorunun parçası kılıyor, üçüncününse koşulları her daim soru işareti.
Geleceğe bakarsak manzar-i umumiye (genel görünüm) şöyle: Orta vadede enfl asyon yüksek seyredecek; Sabit gelirliler ücret artışlarıyla korunmayacakları güne (Vade parantezi: Seçim sonrasına.) kadar hayat pahalılığı karşısında nefes nefese sıkışıp ezilmeye, labirentte koşmaya devam edecek; muhtemelen Türk Lirasından kaçış sürecek ve dövizin yönü de yukarı olacak. Bugünden Mart’a kadar işsizlik, kredi, döviz, ödemeler dengesi, mal ve hizmet talebinde ters gidebilecek unsurlar kontrol altında tutulsa da (Temenni parantezi: Umarım öyle olabilir.); seçim sonrasında, piyasalara, o güne kadar birikecek hasarın şiddetine bağlı olarak, kısmen iyi gelebilecek, ancak vatandaşa çok acı verecek, bir dönem bizi bekliyor olabilir.
İşin nereye gittiği Ekim – Kasım 2023’de açıklık kazanacaktır.
Borsa’da olanlarsa şimdilik keyfini çıkarabilir…