İstiklal Caddesi’nde dört kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının ardından patlama noktasına karanfil değil gül bırakmakla övünen müteahhit Ali Ağaoğlu, fakirliği kendisinin de iyi bildiğini savundu.
Ali Ağaoğlu, projesinin tanıtım toplantısında, İstiklal Caddesi’ne ‘ortanca hanım’ıyla birlikte gül bıraktığını keyif içinde anlatmış, “Millet fakir karanfil bırakıyor, ben gül bıraktım” sözlerine salondan da kahkahalar yükselmişti.
’15 gün simit parasız gezdim’
Habertürk’ten Meltem Ersoy’a konuşan Ağaoğlu, tepki çeken sözlerini, ‘Karadenizli ve esprili bir insan’ olmasına bağladı.
İstiklal Caddesi’ne ‘kanına dokunduğu’ için gittiğini ve tesadüfen orada gül satıldığını gördüğünü söyleyen Ağaoğlu, “Millet fakir” sözlerini de şöyle gerekçelendirdi: “O da benim Karadenizli esprili dilimden kaynaklanıyor. Onu da anlasınlar. Her konuya bu kadar karamsar bakmamak gerek, espriye açık olmak, havayı dağıtmak gerek.”
Fakirliğin ne olduğunu bilen bir insan olduğunu söyleyen Ağaoğlu, “22 yaşımda babamdan ayrıldığımda 15 gün simit parası bile olmadan gezdim. Fakirliğin içinden geliyorum. Hayatta kimseyi küçümsemem. En çok zevk aldığım yemek, işçilerimle yediğim karavana yemektir. Bebek’te havyar yiyeceğime, şantiyeye gider kuru fasulyeye kaşık sallarım daha lezzetli gelir bana. Asla fakirlikle dalga geçmem söz konusu değil” diye konuştu.
‘O kadar kültürüm var yani’
Ağaoğlu, anma törenlerinde neden karanfil bırakıldığını da bildiğini söylemeden geçmedi: “Karanfil kan akmasının sembolü. Mitolojide tanrıçalardan biri bir çobanın gözünü oyuyor, yere atıyor, gözünden kan akıyor. Öyle mitolojik bir referansı var. Onu da bilecek kadar kültürüm var yani.”
Ortanca dediysek…
‘Ortanca hanım’ sözünü de izaha girişen Ağaoğlu, “Ortanca dediysek, hepsinin ortasına yatan bir adamım demek değil yani” dedi.
Kendisinin Karadenizli bir aile çocuğu olduğunu aktaran Ağaoğlu şöyle devam etti: “Oflu özelliklerini taşırım. Karadeniz insanı kendisiyle dalga geçebilen, hoşgörülü insandır. ‘Ortanca hanım’ dedim, doğrudur, lafımın da arkasındayım. Ayten Hanım kendisi. Ayten Hanım ile uzun süren bir beraberlik, güzel bir aşk yaşadım, bir de çocuğumuz oldu. Sonra anlaşamadık, ayrıldık. Ayten Hanım benim çocuğumun annesidir. Ondan önce de eşim Semra Hanım vardı. Bir de sonrasında 3’üncü hanım var. Yaşandı ve bitti. Yani ben koloni, komün gibi, harem gibi yaşayan biri değilim.”
Ağaoğlu, yaşadıklarından utanmadığını da eklemeyi unutmadı: “İşimde de özelimde de utanacak hiçbir işin içinde olmadım. Başkaları saklı köşelerde buluşuyor, biri arka kapıdan çıkıyor, biri sonra çıkıyor vs. Bana göre esas bu kadına yapılan en büyük hakaret, aşağılamadır. Ben birisiyle berabersem onu aslan gibi takarım koluma gezerim.”