• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Adam bu defa kazanamadı

01/04/2019 06:17

KEMAL GÖKTAŞ

kemalgoktas@diken.com.tr

@kemalgoktas 

Sonuçları üzerinden çok farklı analizler yapılsa da 31 Mart seçimleri, tarihin en anti-demokratik seçimlerinden biri olarak kayda geçti.

Fotoğraf: Reuters

İktidarın el koyma, hapse atma, yönetimlerini değiştirme gibi türlü metodlarla yüzde 95’ine hakim olduğu medya, muhalefeti yok saymak bir yana, iktidar tarafından üretilen kara propagandayı filtresiz olarak haberlerinde, yorumlarında kullandı. Türk medyası 31 Mart seçimlerinde yalan haber (fakenews) konusunda dünyada emsali görülmeyecek bir performans sergiledi.


Kamu yayıncısı TRT’nin hangi partiye ne kadar yer verdiği sorusu o kadar anlamsızlaşmış ve haber değeri taşımaktan uzaklaşmıştı ki, artık TRT ekranlarından hangi muhalefet partisi aleyhine haber yapıldığına ilişkin istatistikler haber yapılıyordu.

Sadece manipülasyon değil, ona eşlik eden düşmanlaştırıcı bir dil de iktidar sözcülerinin ve medyanın seçimin demokratik doğasını zehirliyordu.

Nitekim, Bağımsız Seçim İzleme Platformu 31 Mart seçiminin kampanya dönemini analiz ettiği raporunda ‘nefret söyleminin en çok kullanıldığı seçim kampanyası’ tespitini yapmıştı. Aynı rapor, HDP’nin güvenlik güçleri ve adli makamlar tarafından en çok engellenen parti olduğu tespitini de yapıyordu.

Türkiye’nin, Harvard Üniversitesi tarafından hazırlanan Seçimin Güvenirliği ve Dürüstlüğü Endeksi’nde 165 ülke arasında 116’ncı sırada gelmesi de bu açıdan hiç şaşırtıcı değildi.

Demirtaş etkisi

İşte böyle bir ortamda yapılan seçimde, iktidar bloku açık bir yenilgiye uğratılmadıysa bile geriletildi ve bu anlamda toplumun iktidar karşısında direncinin kırılmadığı ortaya çıktı. İktidar medya manipülasyonlarıyla, parayla, devlet olanaklarıyla, askeriyle, polisiyle girdiği seçimde istediği sonucu alamadı.

Ankara ve İstanbul’un kaybedilmesi bile tek başına AKP-MHP bloku için yeterince zorlayıcı iken, buna Antalya, Adana, Mersin gibi büyükşehirler eşlik etti. AKP’den MHP’ye oy geçişleri olduğu kadar, azımsanmayacak oranda Millet İttifakı adaylarına da oy gitti.

Bununla beraber, seçimi iktidar açısından zafer olmaktan çıkaran olgu HDP’nin seçim taktiği idi. HDP, güçlü olduğu yerlerde kendi adaylarının kazanması ve Batı’da AKP karşısında kim güçlüyse ona oy verme şeklinde formüle edilen bir taktikle seçime gitti. Bu taktiğin Batı’da tutup tutmayacağı son düzlüğe kadar belirsizdi ama sonuçlar gösterdi ki İstanbul başta olmak üzere Antalya, Adana, Mersin gibi büyükşehirlerde ve Esenyurt gibi ilçelerde HDP, millet ittifakının kazanmasında kilit rol oynadı. Bunda Selahattin Demirtaş’ın son anda cezaevinden bu seçim taktiğine destek verilmesini isteyen açıklamasının çok büyük bir etkisi oldu. Demirtaş, HDP tabanında görülen kararsızlık ve sandığa gitmeme eğilimini tersine çevirdi ve bir sözü ile ülke siyasetinin kaderini değiştirebilecek bir lider olduğunu bir gösterdi.

‘Büyük kaybediş’ korkusu

Seçimin iktidar ve Erdoğan açısından en önemli sonucu bir tür ‘sonun başlangıcı’ işaretlerini vermesi oldu. Aslında normal şartlarda, AKP ve iktidar blokunun, derin bir ekonomik kriz ortamında yapılan seçimde, hezimete uğramaması ve başa baş sonuçlarla kaybetmesi başarı olarak görülebilirdi. Buna rağmen AKP için seçimi bir zafer olmaktan alıkoyan şey muhalefetin 24 Haziran’la sona erdi diye düşünülen direncinin ve umudunun yeniden doğması oldu.

İktidar, rakamsal bazda kaybettiğinden daha fazlasını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu anladı.

Bu yüzden de Erdoğan balkon konuşmasında tabanına  “Moralleri bozmayın” diye seslenirken “Sonuçta 4.5 yıl daha iktidardayız” diyerek muhalefetin psikolojik üstünlüğü ele geçirmesini önlemeye çalıştı.

Erdoğan, beka söyleminin tabanını konsolide edici etkisine rağmen, muhalefetin gösterdiği direncin, elindeki önemli bir kozu yitirmek anlamına geldiğini anladı.

İktidarın seçim sonrası tavrı, yerel seçimdeki ‘küçük kayıplar’dan ziyade gelecekteki ‘büyük kaybediş’ten korktuğunu ele verdi.

Adam, bu defa kazanamadı.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Kemal Göktaş

SON HABERLER

İsrail-İran gerilimiyle ilgili provokatif paylaşımlara soruşturma

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İsrail-İran gerilimiyle ilgili provokatif paylaşımlara resen soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Axios: ABD, İran füzelerinin savunulmasında İsrail'e yardım etti

İran’ın füze saldırılarının püskürtülmesinde ABD’nin İsrail’e destek verdiği öne sürüldü.

Netanyahu, İran halkını rejime karşı ayaklanmaya çağırdı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “İran halkının özgürlükleri için zalim ve baskıcı rejime karşı ayağa kalkmasının zamanı gelmiştir” dedi.

Atom Enerjisi Ajansı: İran'daki Natanz nükleer tesisinde sızıntı var

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) İsrail’in hedef aldığı İran’ın Natanz nükleer tesisinde sızıntı olduğunu bildirdi.

İranlı yetkili: İntikamımız daha yeni başladı

Reuters’a konuşan üst düzey bir İranlı yetkili, “İntikamımız daha yeni başladı. Komutanlarımızı, bilim insanlarımızı ve halkımızı öldürmelerinin bedelini ağır ödeyecekler” dedi.

Aşkım vapur, sevdam metrobüs (1)
Bir kriz haysiyet, zarafet ve cesaretle nasıl yönetildi?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 782 gündür hapiste

YAZARLAR

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

Bağıran lüks, suskun zarafet

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Halayda kiminlesin?

Ayhan Tinin

İlhan Şeşen'i üne kavuşturan aşkı: Bir adam, iki kadın ve 'ellerimde çiçekler'

Meşerret Şerbetçi

GÜNÜN 11’İ

Fehmi Koru: Sınırlarımızda yeni bir savaş çıkabilir…

Abbas Güçlü: Gençlerimiz mutsuz hem de çok mutsuz

Fikret Başkaya: Bireyler borçlu, aileler borçlu, belediyeler borçlu, şirketler borçlu, devletler borçlu…

Esfender Korkmaz: Türkiye yüksek teknoloji üretmezse, dış açıklardan kurtulamaz

Abdulkadir Selvi: Trump, İran'ı vurmak için vize isteyen Netanyahu'ya, 'Makul ol Bibi' demişti

Murat Muratoğlu: Mehmet Şimşek ne yapmaya çalışıyor gerçekten?

Mustafa Mutlu: İsrail'in arkasında ABD var

Zülal Kalkandelen: VELA, Mersin Limanı'ndan kolayca ayrıldı

Yalçın Karatepe: Raflarda ithalat, tarlada iflas, hanede açlık varken neyin büyümesi bu?

Çiğdem Toker: Milletin canı burnundayken Şimşek'in 'program çalışıyor' ezberi ziyadesiyle sıktı

Zeynep Aktaş: Son bilançolara göre Koç Holding'in esas faaliyet kârı yıllıklandırılmış verilerle yüzde 79 azaldı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×