İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Adalar’a zorla minibüs getirmesi Adalılar tarafından tepkiyle karşılandı. Üç gündür eylemlerine devam eden Ada halkı, basın açıklamayı yaptı. Açıklamayı Ada Dostları Derneği Sözcüsü Ataol Behramoğlu okudu: “Bu inattan vazgeçmenizi bildiriyorum, talep ediyorum ve istiyorum.”
İETT Genel Müdürlüğü bünyesindeki elektrikli minibüsler 15 Haziran’da Büyükada’da seferlere başladı. Minibüsleri başından beri isteyemeyen Adalılar eylem başlattı ve İBB yetkililerine seçimden önce verdiği sözleri hatırlattı. Bunun üzerine İBB konuyu emniyete bildirdi. Bölgeye gelen polisler Adalıları ittirerek gözaltına aldı. Gösteriler sırasında IETT Metrobüs ve Elektrikli Ulaşım Dairesi Başkanı Ali Tuğrul Küçükalioğlu, bir vatandaşa karşı öfkesini kontrol edememiş, bir görevliye ‘savcı gibi’ talimat vererek vatandaşın gözaltına alınmasını istemişti.
Adalalıların açıklaması şöyle:
” Sevgili Adalılar, Ada Dostları, İstanbullular,
İstanbul’un gözbebeği Adalar’a getirilen ve Azmanbüs lakabı takılan araçlar hakkındaki tartışmalar aylardan beri sürmektedir. Yerel seçimler öncesinde Ada Dostları Derneği’nin ve diğer sivil toplum örgütlerinin isteklerine rağmen idari makamlardan ve siyasilerden bilgi ve cevap alınamamıştır.
Adalar’a uygun olmayan bu araçların şeffaf ve demokratik olmayan bir yöntemle devreye alınacağı hakkındaki kanaatin yaygınlaşması üzerine bir imza kampanyası başlatılmış, 4 binden fazla imzalı dilekçe toplanarak, düşüncelerimiz karar verici makamlara önceden bildirilmiştir. Bu tepkiler, İstanbul nüfusuna oranlandığında 4 Milyon insan anlamına gelmektedir.
Adalarımızdaki sorunlar ‘modern hizmet’ adı altındaki makyajlarla çözülemez. Adalılar’ın düşüncelerinin özetlendiği Adalar Deklarasyonu UKOME’ye ve Alt Komisyonuna sunulmuştur. Deklarasyondaki ilkeler; Adalı Muhtarlar, Siyasi Partiler, Adalar Belediyesinin eski ve deneyimli yöneticileri ile neredeyse tüm sivil toplum örgütleri tarafından imzalanarak kabul edilmiştir.
İtiraz ve tepkilerin çoğalarak Adalar halkının ayağa kalkması üzerine, Adalar Belediye Başkanı, İETT Genel Müdürü, İBB’nin ulaşımdan sorumlu yöneticileri, Adalar’ın Sivil Toplum Kuruluşları ve Adalı uzmanların katılımı ile 27 Mayıs günü Büyükada’da gerçekleştirilen toplantıda, herkesin bu araçlara karşı olduğunun anlaşılması üzerine,
Bu araçların ‘bir ulaşım çalıştayı yapılarak yeni bir çözüm yolu bulunana kadar çalıştırılmayacağına’ dair İETT Genel Müdürü tarafından halk huzurunda söz verilmiştir.
İETT müdürü 27 Mayıs günü Büyükada’da halkın karşısında verdiği sözde durmamıştır. Söz verilen Ulaşım Çalıştayı yapılmamıştır. UKOME’den henüz bir karar çıkmamıştır.
Metazori bir yöntemle bu araçlar trafiğe çıkarılmak istenmektedir. Bu yol yanlıştır. Bu kaotik durum ancak gerçekçi bir akıl ve sağduyu ile çözülebilir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na, Uluslararası Sözleşmelere; doğal ve kültürel mirasın korunmasına ilişkin evrensel ilke ve ölçütlere göre, Adalar, bir bütün halinde Doğal, Kentsel ve Arkeolojik ait alanıdır. Her bir Ada’mız yasal olarak koruma altındadır.
İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kurulu’ndan (Anıtlar Kurulu) izin alınmadan Adalar’da çivi çakılması bile yasaktır. Bu kararlara aykırı her türlü karar ve icraat SUÇ’tur.
İstanbul içinde bile kaldırılan bu minibüslerin, Ada içi ulaşımda kullanılması akıl dışıdır, Adalar’ın ruhunu, kimliğini, kültürünü, yaşama alışkanlıklarını ve gıpta edilen yaya dostu özelliklerini korumak yerine İstanbul’un kaosunu, yaşam kargaşasını Adalar’a taşımak akıl ve yasa dışıdır. Adalarımızın SİT Alanı Statüsü’nde geri dönülmesi olanaksız yıkımların yolunu açacaktır.
Yurttaşlara polis müdahalesi ise Adalar’ımızda bir ilktir ve korkunç bir olaydır. Kaymakamlığın yapması gereken polislik değil, SİT Alanına bu DİNAZORLARIN sokulmaması ve toplatılmaları için gerekenlerin yapılmasıdır.
Ayrıca, 4758 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile, Marmara Denizi ve Adalar, Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiştir. Tüm kamu görevlilerinin yasalara uyma zorunluluğu bulunmaktadır.
Değerli basın mensupları;
- Adalar’ın bir bütün halinde SİT alanı olması nedeniyle,
- Adalarımızın sokak ve caddelerinin yasal olarak Yaya Yolu olmaları nedeniyle,
- Ada sokaklarında çocuklarımızın oynayacağı alanların iyice daraltılması nedeniyle,
- Akülü araç ve bisiklet kaosundan ötürü belli yaş üstündeki kimseler şu anda bile sokaklarda yürüyemezken Azmanbüs’lerin gelmesi ile durumun daha da kötüleşecek olması nedeniyle
- İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun yerleşik kararlarına aykırı olması nedeniyle,
- Şeffaf ve demokratik yolların izlenmemiş olması nedeniyle,
- Bu azmanların sokak ve caddelerimize sığmayacak olmaları ve bu sokak ve caddelerde Ada Kültürüne aykırı çirkin görünümleri nedeniyle,
- Adalıların, Adalar Belediyesi’nin ve siyasi partilerin bu minibüslere karşı olmaları ve yaklaşık 4.000 resmi imza ile demokratik tepkilerini dile getirmiş olmaları nedeniyle,
- Adalar’ın sorunları üzerine uzun yıllardır çalışan, Ada Dostları Derneği, Adalar Vakfı, Adalar Kültür Derneği, Adalar Akademi Vakfı, İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği gibi önde gelen sivil toplum örgütlerinin tamamının bu araçların Adalar’a getirilmesine karşı olmaları nedeniyle,
- Zaten ve ayrıca 04.11.2021 tarih ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Marmara Denizi ve Adalar’ın “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilmesi nedeniyle,
- Anakaraya göre üretilmiş bu araçların Adalar’daki kedi, köpek, kuş, kirpi ve diğer hayvanların can güvenliğini de yok edecek olmaları nedeniyle,
- Yaşlıların, çocukların, Adalı yurttaşların ve turistlerin yürüme yollarının gasp ve işgal edilecek olması, can ve mal güvenliğinin tehlike altına girecek olması nedeniyle,
- Ve son olarak İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in de bizzat kendi ifadesi ile; “Bu minibüsler Adalar’a yakışmaması” nedenleriyle
Azmanbüsler, Adalar’dan derhal ve hemen defedilmelidir
Değerli basın mensupları, sevgili Adalılar, Ada Dostları, İstanbullular ve bütün Türkiye sevdalıları, sevgili yurttaşlar
Adalar’da kronikleşen ve giderek büyüyen; Kıyı, yol, park, meydan, orman ve diğer kamu arazisi işgalleri; İllegal akülü ve elektrikli araç kaosu; Kaçak yapılaşma; Çevre, deniz ve orman kirliliği; denetimsiz ziyaretçi yığılmaları Ve bugün de azmanbüs dayatmasıyla, Dünya Mirası Prens Adaları’nın yok olma tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Başta Adalar Belediyesi ve Adalar Kaymakamlığı olmak üzere sorumlu tüm kişi ve kurumları bu sorunları çözmeye; kamu hizmeti yürüten bütün bu kurumları, Adalar Kültürünü göz önünde bulundurmaya, halk, sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleriyle iş birliği yaparak doğru kararlar vermeye; özetle akla, mantığa, sağduyuya ve yasaya uygun davranmaya çağırıyor ve önemle talep ediyoruz.