• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Adaletsizliğin adını ‘güvenlik’ koymuşlar!

25/07/2014 09:48


 

topussALİ TOPUZ

[email protected]

2 Haziran 2013’te Antakya’daki Gezi Parkı protestoları sırasında polisin başından biber gazı fişeğiyle vurup öldürdüğü Abdullah Cömert’in davası, Balıkesir’e taşınacak.


Neden? Hep duyduğumuz gerekçeyle: ‘Güvenlik.’

Kimin güvenliği? Herkesin olabilir ama, öncelikle sanık, sanık müdafileri ve yakınlarının ‘güvenliği.’

Ölenin hakları? Ölenin canlıyken ‘güvenliği’nin hiçe sayılması, öldürenin güvenliğine dair bu titizlenmenin bir sonucu aslen.

Yargı göçebeleştiriliyor

Türkiye’de yargı göçebeleştiriliyor. ‘Önemli’ ceza davaları, ‘olağan mahkeme’lerinde değil, başka başka yerlerde görülüyor.

Şüphelileri kamu görevlisi olan davalarda artık kural haline gelmiş bir tuhaflık bu. ‘Şeklen’ kurallara uygun gibi duruyor, çünkü kanunlarda ‘güvenlik’ gerekçesiyle davaların taşınabileceği yazıyor.

Basitlik ve ilke

O halde önce basit kuralı hatırlatalım: Bir ceza davası, fiilin işlediği yerde görülür. Niçin? Bir yanıyla idari karışıklıkları önlemek nedeniyle. Basit çözüm, iyi çözümdür.

Fakat hukuki açıdan asıl önemli mesele şu: Hayati bir ilke, ‘tabii hakim’ ya da ‘doğal yargıç’ ilkesi aksini yasaklar.

Bir kişi bir suç işlediğinde önceden kurulmuş, yani var olan bir mahkeme, bir yargıç tarafından yargılanmalıdır kurala göre. Sırf o kişiye, o fiile özgü bir mahkeme kurulamaz, yargıç ataması yapılamaz. Yapılırsa, olağanüstü yargılama söz konusu olur, yani adil yargılama söz konusu olmaz.

‘Kanunsuz suç ve ceza olmaz’ prensibinin usul hukukundaki yansımasıdır en kaba özetle bu. Bu prensiplere uymayan bir ‘hukuk’, hukuk değildir.

Eğer, kamu görevlilerinin fail olduğu davalar neredeyse düzenli biçimde taşınıyorsa, ‘güvenlik gerekçesiyle nakil’, doğal yargıç ilkesinin ihlalini oluşturmaz mı? Kanun uygulayıcılarının eliyle kanuna karşı hile olmaz mı?

Cevap vermek için, taşınan davalardan bazılarını hatırlayalım, ‘sonuç’ oradan çıkacaktır. Bizi cevaba götürecek şey, ‘adil yargılama’ ve başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ihlallerine karşı ‘etkili kovuşturma’ gereğinin yerine gelip gelmediğidir. Doğal yargıç ilkesi, adil yargılama ve etkili kovuşturmayı da bütünler, güvenceye alır çünkü.

Biraz rastgele bir sıralamayla, taşınan davalara dair küçük bir özet:

Gazi Davası

İstanbul’da 12 Mart’ta bir cemevinin taranmasıyla başlayan olaylarda 17 yurttaş, polis ateşiyle yaşamını yitirdi.

Dava İstanbul’da başladı, Trabzon’a taşındı. Neticede sadece iki polis ceza aldı. Ceza dörder yıldı.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Metin Göktepe Davası

Metin Göktepe, Evrensel gazetesi muhabiri olarak cezaevinde öldürülen iki kişinin cenazesini izlerken 8 Ocak 1996 tarihinde polis tarafından işkenceyle öldürüldü.

Davası İstanbul’da başladı. Sonra Afyon’a nakledildi. Ardından Aydın’a nakledildi. Sonra tekrar Afyon’a alındı. Failler, fiille uygun olmayacak şekilde düşük cezalar aldı; ‘Rahşan affı’ndan da yararlanıp en uzunu bir yıl sekiz ay olmak üzere kısa süreler yatıp çıktı.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Uğur Kaymaz Davası

Mardin Kızıltepe’de, 21 Kasım 2004’te 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası polis tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Uğur’un bedeninden 13 kurşun çıkarıldı.

Dava Mardin’den Eskişehir’e taşındı. Yargılanan dört polis ‘meşru müdafaa’dan beraat etti.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Türkiye AİHM’de mahkûm oldu, elbette.

Lice Davası

Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin öldürüldüğü 1993 tarihli Lice katliamı davası, önce Eskişehir’e nakledildi. Ardından dosya Yargıtay’a gitti, oradan da İzmir’e nakledildi.

İki sanık var, ikisi de tutuksuz.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Kulp Davası

Kulp-Muş-Lice bölgesinde 8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında General Yavuz Ertürk komutasındaki askeri operasyonda köylerden toplanarak gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı.

Türkiye AİHM’de mahkum oldu. Kayıplardan bazılarına ait kemikler 2003’te bulundu.

Ekim 2013’te Ertürk hakkındaki 11 ağırlaştırılmış müebbet talepli iddianame kabul edildi. Dava Diyarbakır’dan Ankara’ya taşındı.

Ertürk duruşmaya gelmedi. Zaten tutuklama talebi de reddedildi.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Görümlü Davası

Silopi’de 21 yıl önce altı köylü gözaltında kayboldu.

Tuğgeneral Mete Sayar ve bazı rütbeli subaylara açılan dava, Ankara’ya nakledildi.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Dipçik Davası

Hakkari’de 2009 tarihinde, özel harekatçı Bahadır Turan, 16 yaşındaki Seyfullah Turan’ın kafasına silah dipçiğiyle öldüresiye vurdu.

Dava, beş duruşma sonra sonra güvenlik gerekçesiyle Isparta’ya yollandı.

Mahkeme, sanığın meşru müdafaa, bozuk psikoloji türünden savunmalarının ve iyi halini gözeterek altı ay yedi gün ceza verdi. Turan, yaşamına engelli olarak devam ediyor.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Şerzan Kurt Davası

Muğla’da Mayıs 2010’da, sol görüşlü bir kadın öğrencinin taciz edilmesi üzerine çıkan gerginlik, Kürt öğrencilerin gözaltına alınmasıyla devam etti. Olan biteni protesto eden öğrencilerden Şerzan Kurt, Gültekin Şahin adlı polis tarafından vurularak öldürüldü.

Dava Eskişehir’e taşındı.

Sanık, yürürlükte olmayan bir TCK maddesinden yararlandırılarak sekiz yıl hapse mahkûm edildi. Yargıtay Mayıs 2014’te, daha yüksek bir ceza gerektiğini belirterek kararı bozdu.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Musa Çitil Davası

Mardin’de görevliyken 1992-1994 yılları arasında 13 yurttaşı infaz ettiği belirtilen Tuğgeneral Musa Çitil’in davası, Mardin’den Çorum’a nakledildi.

Musa Çitil tutuksuz yargılanırken, Mayıs 2014’te beraat kararı çıktı.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Altınova Davası

Muş’ta 1993 yılında dokuz Kürt yurttaş, Nasır Öğüt, eşi ve çocukları evlerinde yakılarak katledildi.

Dava yıllar sonra açılabildi. Üç askerle bir polisin yargılandığı dava Kırıkkale’ye nakledildi. Tutuklu yok.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Nezir Tekçi Davası

Yüksekova’nın bir köyünde çobanlık yaparken 25 Nisan 1995’te gözaltına alındıktan sonra ‘kaybolan’ Nezir Tekçi’nin davası yıllar sonra açıldı, fakat o da Eskişehir’e alındı.

AİHM, Türkiye’yi mahkum ettikten sonra avukatlar, sanık Ali Osman Akın ve Kemal Alkan’ın tutuklanmasını istedi. İstek reddedildi. Mahkemenin AİHM kararından haberi yoktu.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Ali İsmail Korkmaz Davası

Eskişehir’de, Gezi eylemleri sırasında 2 Haziran 2013’te gece yarısı polis ve ‘esnaf’ tarafından öldüresiye dövülen Ali İsmail Korkmaz, 37 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz’da can verdi.

Dava, sayısız davanın ‘güvenlik gerekçesi’yle taşındığı Eskişehir’den Kayseri’ye taşındı.

Taşıma gerekçesi: Güvenlik.

Ve son olarak da Antakya’dan Balıkesir’e taşınan Abdullah Cömert’in davası… Gerekçe aynı: Güvenlik.

Biz kime güvenelim?

Şimdi, çoğu vakada sanıklar tutuksuz. Duruşmaya gelip gittikleri yok. O halde neyin ve kimin güvenliği?

Cevap, davaların sonuçlarında: Dava nakletme, ‘cezasızlık’ hedefini elde etme yollarından biri. Öyle olmasa bir devlet, hâkim olduğu topraklarda ‘güvenliği sağlayamadığını’ öne sürer mi hiç?

Yalancı devlet

Devletin kibrini ve nobranlığını aşan tek şey biliniyor, o da yalancılığı.

Dava nakletmenin bir diğer görünür sonucu da, mağdur yakınlarının hukuki haklarını kullanmalarının zorlaştırılması.

Etkili soruşturma/kovuşturma ilkesinden bahsedeceksek, davaya müdahil olanların hukuki ve fiziki imkânlardan mahrum edilmemesi gerekir. Fakat, mağdurların haklarına duyarlı bir devlet, zaten bu katliamları, zulümleri yapan devletle aynı devlet olamaz herhalde değil mi?

Adaletsizliğin adını ‘güvenlik’ koymuşlar

İstiklal Mahkemeleri’nden başlayarak, sıkıyönetim mahkemelerin, DGM’lerin, ÖYM’lerin ‘olağan mahkeme’ gibi dayatılmasına, bunun için mevzuat hileleri yapılmasına alışkınız. Dava taşıma da ‘olağan’ yargının olağanüstüleştirilmesi usullerinden biri; zulüm aygıtının daha iyi işlemesini sağlayan bir keşif.

Hedef, cezasızlık kültürünü korumak. Demek ki adaletsizliğin adını ‘güvenlik’ koymuşlar.

Taşıma suyla değirmen ne kadar dönerse, taşıma davalarla adalet o kadar tecelli eder.

Adaletsizliğin duble yolu

Dava taşıma, adaletsizliğin duble yolunu yapmaktan başka bir şey değil.

Böyle bir mekanizmaya karşı mücadele, bu davalara sahip çıkmakla olur. Davalardan dava beğenmek, kimine ağlarken, kimine sevinmekle değil.

***

Artık diken.com.tr‘deyim. Herkese merhaba.

 

Filed Under: Analiz

SON HABERLER

AKP’li Cahit Özkan’ın yakın çevresine göre istifa veya görevden alma yok

Partisinin sözcüsü Ömer Çelik tarafından 'düzeltilen' AKP Grup Başkanvekili … Devamı...

Son 24 saat: 1254 vaka, dört ölüm

Türkiye'de son 24 saatte 1254 vaka kaydedildi, dört kişi öldü. Bir günde … Devamı...

Erdoğan: İsveç terör örgütlerinin kuluçka merkezi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "İsveç terör örgütlerinin kuluçka merkezi" … Devamı...

Muhsin Yazıcıoğlu’nun koruma polisinin ölümüne soruşturma

Ankara başsavcılığı, Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin … Devamı...

Pınar Gültekin davası: 12’nci duruşmada da karar çıkmadı

Muğla’da Cemal Metin Avcı’nın Pınar Gültekin’i öldürmesiyle ilgili davanın … Devamı...

19 Mayıs’ta dansa davet

İstanbul Pera Müzesi 19 Mayıs'ı dansla kutluyor. 13 yaş ve üzeri herkesin … Devamı...

Çaykur’dan çaya yüzde 43,7 zam

Çaykur, çaya ortalama yüzde 43,71 zam yaptı. BloombergHT'den İrfan … Devamı...

İsveç ve Finlandiya Dışişleri bakanları Türkiye’ye geliyor

İsveç Dışişleri Bakanlığı, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ve Finlandiya … Devamı...

Akşam Postası / 16 Mayıs 2022

Kılıçdaroğlu’nu SADAT’a götüren bilgiler ‘devletin kalbi’nden … Devamı...

İsviçre’de artık herkes organ bağışçısı: Aksini söyleyen olmazsa

İsviçre'de düzenlenen referandumla ölen herkes aksini belirtmediyse organ … Devamı...

Kürdistan için Hawar! Dün bağımsızlık konuşuluyordu, bugün can derdinde
Yasla, tweetle, Hitlercilikle Filistin halkına dost olunmaz

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1658 gündür hapiste

YAZARLAR

İsveç Köftesi, Kürt Böreği

Bahadır Kaynak

Yekta Kopan’ın özrü, Gezi’nin sızlayan kemikleri…

Dağhan Irak

Akrep’te Ay Tutulması

Neslihan Kazdal

Buluşalım artık!

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Tekrardan kaçın ama sakınma!

Mustafa Dağıstanlı

Onca insan ‘sivil ölüme’ mahkûmken toplumda huzur olacaktı, öyle mi!

Murat Sevinç

Zafer Partisi nedir, kimin işine yarar?

Dağhan Irak

GÜNÜN 11’İ

Abdurrahman Yıldırım: ‘Mayısta sat ve tatile git yat’ eğilimi

Remzi Özdemir: Tarıma destek yerine betona tam destek veren bir iktidar

Barış Terkoğlu: Duyumu alan Kılıçdaroğlu, SADAT hamlesiyle iktidara mesaj verdi

Emre Bol: Fenerbahçe’de bazı oyuncular olmayınca makine bozuluyor

Hasan Basri Yalçın: Batı dünyasında topyekûn bütünleşme süreci

Aziz Çelik: TÜİK, TÜİK’e karşı

Mithat Fabian Sözmen: Özdağ futbol sahnesini de es geçmedi

Hakan Albayrak: İttifaktan hükümet çıkacağını ummak hayalcilik

Can Ataklı: SADAT fırsatı kaçırdığı gibi üstüne CHP genel başkanına saldırdı

İbrahim Kahveci: Nüfus artışımızı yabancılarla kapatıyoruz

Murat Muratoğlu: Uçakların boş gidip geleceğini birisi ona söylemeli

ABD İlaç Dairesi ilk kez onayladı: Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma yöntemi olarak külot

Los Angeles’ın Hollywood’u varsa Edirne’nin de ‘Ediwood’u var!

Machine Gun Kelly ödül törenine 30 bin dolar değerinde manikürle katıldı

Öksüz kalan tilki yavruları korumaya alındı, ‘Sarıkız’ emzirdi

Kolunu kaptırdığı timsahla güreşerek canını kurtardı

Bozuk paraları hurdacıya satmak isteyenlere ‘suçüstü’

15 Mayıs’ta iklim için el ele

Ukrayna’da Eurovision sunucusunun bomba sığınağındaki sevinci gündem oldu

Silifke’de, zehirli kestane toplamak için daldılar

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi