Başbakan IŞİD örgütünü Müslüman saydığı için onların müslüman vicdanına hitab ediyor. Peki, bizzat kendisi en azından bu mübarek ayın yüksek hâtırı için bir başka Müslüman’ın kalbini kırmaktan vazgeçtiğini söyleyebilir veya en azından IŞİD için tercih ettiği yumuşak dili, okullarını devletleştirmek için fırsat kolladığı Hizmet topluluğu için de kullanabilir mi?
Muhtemelen, “Nee, bunları da Müslüman mı sayacağız şimdi” diye itiraz edecektir! Öyleyse dürüst olup bari şu mübarek Ramazan ayını politika malzemesi yapmaktan vazgeçsek! Bırakalım siyaset din diliyle değil de kendi tabii diliyle yürütülsün. Bu ay mübarektir diye -Aristo’nun tabiriyle- hiçbir “political zoon”, “Evvelâ Müslüman, daha sonra siyasi bir figür” olduğunu hatırlamaya yanaşmıyor; bilakis herkes politik menfaatlerin derdinde. Uzvi heyecanlar, ulvi ürperişlere her defasında yeniden galebe ediyor.
Müslümanlık ha! Birbirinden yüzü kara yavrularım benim!