• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Ziraatla zanaatın kavuştayı: Yeryüzü Renkleri

02/02/2025 22:23

NAZLI PİŞKİN

@nazlipiskin

Birkaç yıl önce, kahve kokusunun kağıt kokusuna, tunç havan çınlamasının Tahmis Sokak’tan yükselen seslere karıştığı etkileyici bir ortamda, kahveden doğal mürekkep yapımı ve boyama atölyesine katılmıştım. Küratör, sosyal girişimci Birnur Temel Birtane’nin, toprak, tarımsal üretim, iklim krizi ve geleneksel sanat pratiklerimize dair etkileyici anlatımı eşliğinde kahveden doğal mürekkep yapmıştık. O atölyeden sonra mürekkebin ve renklerin büyülü dünyasında yeni bir kapı aralanmıştı önümde.

MILKist Sosyal Proje Merkezi kurucusu Birnur Temel Birtane, 2018’den beri Birleşmiş Milletler, Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Türkiye’nin çeşitli yerlerinde, o bölgenin malzemeleriyle doğal mürekkep atölyeleri düzenliyor. Birnur hanım, atölyeler sırasında çiftçinin nerede ne ektiğini gözlemleyerek, coğrafi işaret alan ürünlerin neler olduğunu takip ederek toprağın sundukları üzerinden Türkiye’nin  bir renk paletini çıkarmayı amaçlamış. Ne harika, değil mi? Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü, dört tarafı denizlerle çevrili bu coğrafya şu renklerle menevişli diyebilmek için şevkle çalışıyor.


Beş çiftçi, beş bitki, beş moda tasarımcısı

Mürekkep atölyeleri sırasında Birnur hanım, Türkiye’nin dört bir yanından pek çok çiftçiyle tanışma ve çalışma fırsatı bulmuş. Küçük ölçekli çiftçinin ekonomideki çok ciddi zorluklar, su krizi ve iklim felaketinin yarattığı stresle mücadelesine şahit olmuş. Bu çoklu krizden en çok etkilenen gruplardan biriyse kadın çiftçilerimiz. İşte ‘Yeryüzü Renkleri’ sergisinin fikrini buradan yola çıkarak oluşturmuş Birnur hanım. Yapı Kredi Sanat’ta devam eden ‘Yeryüzü Halleri’ sergisine paralel sergi olarak Yapı Kredi Bomonti Ada’da izleyiciyle buluşan ‘Yeryüzü Renkleri’ sergisinde, beş kadın çiftçi ve beş kadın moda tasarımcının doğadan ilhamla ve işbirliği yaparak ürettiği 27 eser sergileniyor.

Çiftçilerle moda tasarımcılarını Anadolu’nun renklerinde birleştiren sergisi Yapı Kredi Bomonti Ada’da 12 Şubat’a kadar ziyaret edilebilir.

Türkiye, farklı coğrafi koşullar sayesinde farklı bitki örtüsü olan, çeşitli ürünlerin tarımına imkân tanıyan bir ülke. Toprak, su ve gıda vazgeçilmelerimiz. Tarım ve tekstil ise su kullanımının en yüksek olduğu alanlardan. Çiftçilerinin yetiştirdiği gıda geleneksel olarak hem bizi beslemiş hem de çok çeşitli zanaata malzeme olmuş. Tarımsal ürünlerden elde edilen doğal boyar maddeler, geleneksel tekstil malzemeleri imâlatında kullanılagelmiş.

Bu temeller üzerinde gelişen ‘Yeryüzü Renkleri’ sergisi fikri, ziraat ve zanaatkâr usulde tekstil ürünleri üretiminin bu topraklardaki köklü geçmişini hatırlatıp izleyiciyi sürdürülebilirliğin çeşitli bileşenlerine dair düşünmeye sevk ediyor.

Küratör Birnur Temel Birtane, sergiye dair şunları söylüyor: “Su kaynaklarını bugün en fazla kullanan sektörler tarım ve tekstil. Bu nedenle ortak bir üre­tim alanı yaratmak amacıyla beş tasa­rımcıyla çalıştık. Tasarımcıların da arka planlarında kırsal alanda­ki kadınların güçlenmesi, istih­dam yaratılması, el işlerinin ko­leksiyonlara dahil edilmesi gibi köklü bir geçmişi var.”

Sergiyi bir sosyal tasarım sergisi olarak tanımlamak yerinde olur.

Nar, mor soğan, ısırgan, dut yaprağı, ceviz

Emel Duman-Arzu Kaprol, dut

Sergide beş kadın çiftçinin sağladığı beş üründen elde edilen doğal mürekkeplerle boyanan kumaşlar beş moda tasarımcısının giysi tasarımlarında kullanılmış. Bu sergi kapsamın­da, çiftçilerin sunduğu tarımsal  atıklardan elde edi­len boyar maddeler kullanılarak hem kumaş boyamaları yapılmış hem de söz konusu giysilerin tasarım süreci, yine aynı boyar maddelerden elde edilen doğal mürekkeplerle çizilen eskizlerle aktarılmış.

Sergideki tasarımcılara destek veren çiftçiler; Ayşe Güneş, Emel Duman, Havva Değirmenci, Ner­min Çerçil ve Nurşan Güneş. Sergideki tasarım­cılar ise Arzu Kaprol, Başak Cankeş, Gül Ağış, Simay Bülbül ve Zeynep Tosun.

Sergiye konu tarım ürünleri neler derseniz, Karadeniz’den ısırgan otu, Marmara’dan mor soğan, Akdeniz’den dut yaprağı, Güneydoğu Anadolu’dan ise ceviz ve nar kabuğu.

Nursan Güneş-Başak Cankeş, nar

Sergide boyar madde olarak bu ürünlerin seçilme nedeni, ürünler işlenirken çok yüksek hacimde atık çıkması. Örneğin nar ek­şisi, nar sosu yapıldıktan sonra kilolarca, çuvallarca nar kabuğu kalıyor ya da mor soğan hasat edildikten sonra yerler kabuklarıyla kaplanıyor. Bu ürünlerin atıkları doğal boyar madde ve mürekkep yapımında kullanılarak gıda olarak kullanılmayan kısımlarını başka bir sektör için malzemeye dönüştüren geleneğe saygı duruşu niteliğindeki ‘Yeryüzü Renkleri’ sergisi, sürdürü­lebilirliği tarım, tekstil su ve zanaatlar perspektifinden hatırlatılıyor.

Çiftçiler, bitkiler, tasarımcılar eşleşince…

Sergideki çiftçi, bitki, tasarımcı eşleşmeleri ülkenin dört bir yanından bir olunursa neler yapılabileceğine örnek oluşturması bakımından beni çok heyecanlandırdı. Çiftçi-tasarımcı-ürün eşlemesi şöyle:  Havva Değirmenci-Zeynep Tosun, mor soğan; Nurşan Güneş-Başak Cankeş nar kabuğu; Emel Duman-Arzu Kaprol dut yaprağı; Nermin Çerçil-Simay Bülbül ısırgan; Ayşe Güneş-Gül Ağış ceviz.

Ayşe Güneş-Gül Ağış ceviz.

Ceviz çiftçisi Ayşe Güneş’in cevizlerinin kabuğundan elde edilen doğal mürekkep, Gül Ağış’ın tasarımında kullanılmış.

Hatay’da barış ipeği ya da şiddetsiz ipek adıyla bilinen yöntemle 2018-2019’dan beri ipek üreten Emel Duman’ın ürettiği ipek ve ayrıca keten kumaş, bölgenin dut ağaçlarının yapraklarından elde edilen mürekkeple boyanıp geleneksel yöntemleri ve ipekçiliği yaşatmaya gayret eden tasarımcı Arzu Kaprol’un tasarımının malzemesini oluşturmuş.

Mardin’de Dara antik kentinde nar yetiştiren Nurşan Güneş’in narlarının kabuklarından elde edilen boyar madde, tasarımcı Başak Cankeş’in büstiyer kalıpçısından terziye başka zanakârların ve kaligrafi sanatçısı Saim Yeşildağ’ın katkılarıyla izleyiciyle buluşan ‘Persephone’nin Elbisesi’ adlı tasarımına renk olmuş.

Persephone’nin Elbisesi

İnce kabuklu mor soğan, Balıkesir’in Kapıdağ Yarımadası’nın önemli ürünlerinden. Erdek bölgesinin kumlu topraklarında yetişen ve coğrafi işaretle tescillenmiş bu soğan çeşidinin kabuklarına dokunmak bile elimizi boyar. Öyle kuvvetli bir boyar madde!

Mor soğanın kabuğundan elde edilen antosiyanin ekstraktı bilhassa yün boyamada ve dokumacılıkta kullanılıyor.

Kapıdağ Yarımadası’nda 33 yıldır mor soğan tarımı yapan Havva Değirmenci, “Ne zamanki insan her şeyi dışarıdan almaya başladı, problem de başladı. Kendi kendimize yetiştirmeyi unuttuk. Hazır istedik, hazır talep ettik ve ekip biçmekten uzaklaştık. Ben, çiftçiyim ve köylüyüm derken gurur duyuyorum. Baksanıza çöpü bile değerli bir mahsulü ekip biçiyorum” diyor.

Mor soğan kabuklarının kuru hali, doğal boyama ustası Mustafa Genç tarafından kumaşa uygulanarak tasarımcı Zeynep Tosun’un giysi tasarımı için hazırlanmış.

Havva Değirmenci-Zeynep Tosun, mor soğan

Gelelim Karadeniz’e; Giresun’un Esentepe köyünden fındık üreticisi Nermin Çerçil, fındık bahçesindeki ısırganlarıyla sergiye katkıda bulunmuş. Nermin Çerçil’in yetiştirdiği hammaddeyle boyanan kumaşlar, Simay Bülbül’ün tasarımlarında vücut bulmuş.

Bülbül, bu ekolojik ve sosyal işbirliği için şu yorumu yapmış: “Bu yolculuktaki en kıymetli yoldaşlarım hep Anadolu’nun dört bir köşesindeki kadınlar oldu. Ne kadar özümüze dönersek, ne kadar çevresel değerlerimize sahip çıkarsak, o kadar kıymetli bir hayat yaşayacağız.”

Nermin Çerçil, Simay Bülbül, ısırgan

Toprak, su, ziraat ve zanaat birleşince

Birnur Temel Birtane, çiftçilerin sadece gıdaya değil söz konusu gıda atıklarından elde edilen doğal boyar maddeler olduğunda kültür ve sanata da yön verdiğini belirtiyor. Ayrıca hasattan boyaya ulaşım süre­ci de uzun ve meşakkatli. ‘Yeryüzü Renkleri’ sergisi işte bu yüzden sürece odaklanan, amacı süreci hatırlatmak olan bir sergi. “Çünkü emek sadece bi­zim gördüğümüzden ibaret değil” diyor Birnur hanım.

Birnur Temel Birtane

Isırgan, mor soğan kabuğu, dut yaprağı, ceviz kabuğu ve nar kabuğu gibi boyar maddeler, tekstilin başlangıcı ve sürdürülmesi için yüzey ve renk olarak kullanılan toprağın vazgeçilmezliğini kanıtlıyor. Bu birliktelik, toprak kaybedildikçe yalnızca gıdamızı değil, kültürümüzü ve renklerimizi de kaybedeceğimizi gösteriyor; ziraat ve zanaatın yüzyıllardır işbirliği içinde olduğunu hatırlamak için bizi harekete çağırıyor.

Yapı Kredi Step’in destekleriyle hayata geçen sergi, dünya üzerinde ihtiyacımız olan değişim için atacağımız adımların birbiriyle bağlantısını ve birbirine olan etkisini göstermeyi amaçlıyor.

Nazlı Pişkin- Birnur Temel Birtane

‘Yeryüzü Renkleri’ sergisi, 12 Şubat 2025’e kadar pazar ve pazartesi günleri hariç, 11:00-19:00 saatleri arasında Yapı Kredi Bomonti Ada’da ziyaret edilebilir. Toprağa, suya, mahsüle, renklere, emeğe, tasarıma saygı duruşu niteliğindeki bu sergi, üretim süreçlerine dair bakışınızı tazeleyecektir.

Hayatımızdan renkler hiç eksilmesin!

Kategori:Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Nazlı Pişkin

SON HABERLER

Kuvvetli sağanak bekleniyor: 20 ile sarı ve turuncu kodlu uyarı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) sağanak yağış beklentisiyle 20 ili sarı ve turuncu kodla uyardı.

İçişleri Bakanlığı uyardı: Sel, yıldırım, kuvvetli rüzgar, hortum…

İçişleri Bakanlığı, Türkiye’nin birçok bölgesinde kuvvetli sağanak yağış beklendiğini duyurarak vatandaşları uyardı.

28 Şubat davası: 13 kişiye 'darbe girişimine yardım' suçlamasıyla 18'er yıl hapis

Yargıtay’ın bozma kararının ardından emekli orgeneraller Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık ve dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de aralarında bulunduğu 16 ismin yeniden yargılandığı 28 Şubat davasında karar açıklandı.

Halep'te SDG ve Suriye güvenlik güçleri arasında çatışma

Suriye’nin kuzeyindeki Halep kentinde, omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar çıktı.

Afife Ödülleri töreninde Tamer Karadağlı'ya teşekkür yuhalandı

27’nci Afife Tiyatro Ödülleri töreninde ‘En iyi kadın oyuncu’ ödülünü alan Sükut Işıtan’ın konuşması sırasında Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’ya teşekkürü salonda yuhalamalara neden oldu.

Bilinçsiz pestisit kullanımı: Tarım zararlıları ilaçlara dirençli hale geldi
Seyyan Hanım'la bir kış akşamı

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 897 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir illüzyon: Çalışırsan başarırsın

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

'İnsan Avı: Usame Bin Ladin': Belgesel mi istihbarat operası mı?

Ayhan Tinin

Edebiyat Müzesi… Şiir Kütüphanesi… Nâzım'ın bavulu küçük İskender'de mi?

C. Hakkı Zariç

Türkiye'nin yeni dili

Mustafa Alp Dağıstanlı

Sürtünmesiz dünya

Diken

'Av'ını kaybetse de muhabbeti bâki tutanların mekânı 

Behzat Şahin

Memleketin geleceği hangi fotoğrafta?

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Örsan K. Öymen: Faşizm, 1930'larda Almanya'da ırkçılık, 2010'larda Türkiye'de dincilik temelinde ortaya çıktı

Erdal Sağlam: Ekimde faiz indirimi yapılmaması gerekiyor

Orhan Uğuroğlu: Erdoğan, Fidan'ı dışladı; Hamas'la diyaloğa Kalın'ı yolladı

Zeynep Gürcanlı: KAAN uçağı için, daha geçenlerde Endonezya ile 'satış sözleşmesi' imzalanmamış mıydı?

İpek Özbey: 'İstanbul'dan başka yerde yaşayamam' diyenlerin artık söyledikleri tek şey var; 'Emekli olduğum gün kaçacağım'

Deniz Zeyrek: Mehmet Şimşek'e soruyorum; yabancı sermaye neye güvenerek Türkiye'ye gelecek?

Gökhan Aktürk: İtalyan hocayı düşünceli günler bekliyor

Yıldıray Oğur: Sumud tecrübesinden herkese ve her kesime çıkarılacak dersler var

Bekir Ağırdır: 'Çalışırsan sınıf atlayabilirsin' umudu, yerini 'Çalışsan da yaşlılıkta yoksullaşacaksın' hissine bırakıyor

Faruk Bildirici: Anadolu Ajansı editörleri kendilerine yeni bir iş edindi; Hakan Fidan'ı düzeltmek

Mehmet Y. Yılmaz: Can Holding'i bu işe yönelten meğerse 'bir devlet büyüğü' imiş

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×