Diyarbakır’da, 2007 yılında ortaya çıkarılan 1600 yıllık kilise önce tahrip edildi, çöplük olarak kullanıldı, sonra da devlet onayıyla üstüne türbe ve mescit inşa edildi. Üstelik sokağın hemen karşısında cami var!
Süreç şöyle gelişti:
Büyükşehir Belediyesi’nin Gazi Caddesi üzerinde düzenleme projesi kapsamında, mülkiyeti Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait 5 nolu parsel, 2007 yılında nitelikli yapılar yapılması için yıkılmak istendi. Bunun üzerine Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Müze Müdürlüğü’nün söz konusu alanda kazı yapmasını istedi.
20 gün süren kazılarda, 200 metrekarelik alanda 1600 yıllık Roma dönemine ait mimari bir yapı ortaya çıkarıldı. Zaten sokağın hemen karşısında 639 yılında tarihi Martoma Kilisesi’nden camiye dönüştürülmüş Ulu Camii vardı. Kalıntıların Martoma Kilisesi’ni ait olabileceği düşünülerek Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na rapor edildi. Rapor kurul tarafından onaylandı. Kalıntıların tarihi niteliği bilimsel olarak da kanıtlandı.
Bunun üzerine söz konusu alan 1’inci derece arkeolojik sit alanı ilan edildi. Ardından da Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden kalıntıların belgelenip korunması ve turizme kazandırılması için proje hazırlamasını istedi.
Müdürlük uzun süre koruma tedbiri alamayınca, kalıntılar tahrip edildi. Çevredeki bazı esnaf ise, alanı çöple doldurdu.
Neden sonra Vakıflar Bölge Müdürlüğü, başından beri bilimsel bir dayanaktan yoksun olarak alanın Sultan Sasa türbesine ait olduğunu öne süren çevrelerin baskısı üzerine yeniden Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvurarak, SİT koruma alanı kararının değiştirilmesini istedi. Oysa alanda 2007 yılında yapılan kazılarda herhangi bir türbe kalıntısına rastlanmamıştı. Bu nedenle kurul, başvuru üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne kalıntıların konserve edilip koruma önlemlerinin alınması ve sergilenmesine imkan vermek şartıyla üzerine türbe ve mescit yapılmasına onay verdi.
Ocak 2013’te ihale yaptı. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun şartına rağmen tarihi kalıntılar korunmadı. Kalıntılar gözetilmeden üstlerine ve içlerine demir kolonlar yerleştirildi.
Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen ise inşaat sürecinin Koruma Kurulu’nun kararına göre yürütüldüğünü söyledi.
Algı kampanyası yürütülüyor
Diyarbakır Mimarlar Odası Başkanı Necati Pirinçioğlu, şöyle konuştu: “Sultan Sasa türbesi bu bölgeden 1925 yılında taşınmış. Bazı çevreler, ulusal ve uluslararası alanda çok dilli, çok inançlı ve çok kültürlü olan bu kentin kimliğini değiştirmek için algı kampanyaları yürütüyor. Bu doğru bir anlayış değildir.”