• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • SANAT
  • KEYİF
  • AGORA

Katliamın altındaki imzayı tanıyoruz

12/10/2015 21:24

 

20140329 kadri gurselKADRİ GÜRSEL

[email protected]

Ankara’da 10 Ekim’de 100’den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan çifte intihar saldırısının soruşturması IŞİD üzerinde yoğunlaştırılıyormuş.

Reklam

Öyleyse unutun gitsin.

Bu Türkiye’de, bu soruşturmadan sonuç alınacağına dair bir beklenti içine girmenin lüzumu yok.

Reklam

5 Haziran’da Diyarbakır’daki HDP mitinginde bomba patlatıldı; beş kişi öldü, 50’den fazla kişi yaralandı. Adıyaman’daki ‘İslam Çay Ocağı’nda sosyalleşirken IŞİD saflarında savaşmak üzere Suriye’ye gidip geldiği söylenen bir kişi olayın faili olarak yakalandı da ne oldu?

Aradan dört aydan fazla bir süre geçti; failin suç ortakları ve azmettiricileri yakalandı mı? Bombanın izi sürüldü mü?

Hayır.

İşte size hükümetin cevabını veremeyeceği sorular

Ya Suruç katliamı?

Teröristin parçalanmış cesedi dışında elde ne var bilmiyoruz. Bu saldırganın da IŞİD’e katılmak için aynı çay ocağından kalkıp Suriye’ye gittiği söyleniyor.

Diyarbakır ve Suruç saldırılarını başkalarının izlemesini önlemek için bugüne kadar IŞİD’e karşı hangi operasyonlar düzenlendi, kaç kişi örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklandı?

İşte size hükümetin cevabını veremeyeceği sorular…

Gözlem ve tecrübeyle sabittir: Bu tür karanlık terör eylemleri hakkında yürütülen soruşturmalarda alınan gizlilik kararlarının asıl sonucu, olayın gerektiği gibi soruşturulmaması oluyor.

Dolayısıyla katliamların üzerine IŞİD şalı örtülerek soruşturulmaması, Ankara katliamının da bihakkın soruşturulmayacağına dair güçlü bir karine oluşturmaktadır.

IŞİD rumuzunu taşıyan bombalı saldırıların hususiyet ve zamanlamasına bakınca, bu eylemlerin PKK ile ilgili bir Suriye ya da Irak hesabının Türkiye’de görülmesini amaçlamaktan ziyade, doğrudan ülkemizdeki seçim gündemiyle alakalı olduklarını görüyoruz.

Başka türlü düşünmek mümkün değildir.

IŞİD’in kendi gündemiyle ilgili doğrudan bir beklentisi olabilir miydi?

Diyarbakır’daki HDP mitingine karşı seçimlere iki gün kala girişilen bombalı saldırı, PKK’yı Rojava’da zayıflatmayı ya da yıldırmayı amaçlıyor olamazdı.

Suruç katliamı da öyle.

Bu katliam, PKK ile hükümet güçleri arasında üç yıla yakın bir süredir devam eden çatışmasızlığın 1 Kasım seçimleri öncesinde bitirilmesine hizmet etti.

Ankara katliamına işte bu zeminde geldik.

1 Kasım seçimlerine üç hafta kala, akan kanın durması ve seçimlere güvenlik ortamında gidilmesini talep etmek için Ankara’da bir miting düzenlemek isteyenlere saldırıp onları öldürmekten, IŞİD’in kendi gündemiyle ilgili doğrudan bir beklentisi olabilir miydi?

Velev ki IŞİD, PKK’nın Suriye’ye teksif ettiği dikkat ve gücü dağılsın diye Türkiye’deki çatışmanın sürmesini ister olsun…

Bir an için Ankara katliamının böyle bir maksadının olduğunu varsayalım.

Peki Türkiye’deki reel iktidar, çatışmanın durmasını istiyor mu?

Öyle olsa, bu iktidar ‘IŞİD engeli‘ni bertaraf etmek için acil, etkin ve çok yönlü güvenlik tedbirlerini almaz mıydı?

Bu ‘IŞİD‘, canlı bombalarını böyle elini kolunu sallayarak insanların içine gönderebilir miydi?

Bu imzayı çok yakından tanıyoruz

Bakınız, çok enteresan…

Türkiye’de solculara, Kürtlere, muhaliflere ve demokratlara karşı önlenemeyen saldırıların aynı zamanda aydınlatılmayan saldırılar olması bir tesadüf değildir.

Türkiye’de bir cinayet önlenebileceği halde önlenememişse, bilin ki aydınlatılmayacaktır. Türkiye’deki düzen karanlığının sahibi değişebilir ama değişmeyen imzası işte budur. Ve biz, faili meçhul cinayetlerin mahalline bırakılan bu imzayı çok yakından tanıyoruz.

Rumuz değişebilir. 70’lerde başkaydı, 2015’te IŞİD oldu. İmza aynıdır. Ankara’da etrafa saçılan vücutların üzerinde bu imza vardır.

İmzayı atanların amacı ise politik psikoloji uzmanı Dr. Murat Paker’in 12 Ekim tarihli Cumhuriyet’te yayımlanan söyleşisinde ifade ettiği gibidir:

“Hedeflenen, toplumu duyarsızlaştırmak, kabuğuna çekmek, evine kapatmak, yıldırmak, geleceğinden endişe eder hale getirmek. (…) Muktedirler öteden beri umarlar ki, söz konusu güvenlik olduğunda, insanlar mevcut statükoyu muhafaza etmek lehine davranırlar. Siyasi olarak dönüşüm potansiyeli taşıyan toplumları bu dönüşüm potansiyelinden caydırmak için geniş kitleleri apolitize edecek, korkutacak, sindirecek bu tür açık terör eylemlerinin yapıldığı bir gerçek.”

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Kadri Gürsel

SON HABERLER

Türkiye kredi notu liginde 15 basamak indi: Artık 82’nci

Türkiye’nin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlarla oluşturulan listede son üç yılda 15 sırda gerileyerek 82’nci sırada yer aldı.

İddia: Merkez Bankası’nın kararı vatandaşı borçlandıracak, enflasyon artacak

Merkez Bankası aldığı kararla bankaların piyasaya yaklaşık 10 milyar lira daha fazla kredi kullandırmalarının önünü açtı. Bu kararın enflasyonu tırmandıracağı iddia edildi.

İnce’den Erdoğan’a: Dünya lideri olacağım derken bakmışsın manav olmuşsun

CHP’nin 24 Haziran seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, hükümeti “Devlet niye domates, soğan, patates, biber, patlıcan satıyor; biliyor musunuz? Toplumda rıza düşük rıza. Rızası yok insanların sana. Çünkü insanları kırıyorsun, döküyorsun, bölüyorsun, ayrıştırıyorsun” diye eleştirdi.

İran dışişleri bakanı: İsrail’le savaş riski çok yüksek

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, ülkesinin İsrail’le savaş riskinin çok yüksek olduğunu söyledi.

Kuran kursunda cinsel istismar davası: İki sanığa hapis, üç sanığa beraat

Konya’da, 16- 18 yaşlarındaki beş öğrencinin, yatılı Kuran kursunda 11- 12 yaşlarındaki beş erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada mahkeme, Ö.Ş. ve E.A.’ya, ikişer yıl altışar ay hapis cezası vererek, cezalarını erteledi. Tutuksuz üç sanığın ise haklarında şikayet olmaması nedeniyle beraatine karar verdi.

Ankara Garı: Bu satırları, şans eseri o noktada olmadığım için yazıyorum
AKP güvenlik zafiyetinin ta kendisidir

DİKEN’İ TAKİP EDİN…

  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

Osman Kavala 475 gündür tutuklu

AGORA

Muhalefete bir soru: HDP’li vekillere ne yapıldığında rahatsız olacaksınız?

Murat Sevinç

Popülizmde yeni bir eşik: Patlıcanla ters köşe

Banu Güven

Kuyruktakiler

Murat Sevinç

Mankafalar için kadınları anlama kursu

Elçin Poyrazlar

BTK artık müstehcen sitelere erişimi engelleyemeyecek

Yaman Akdeniz

Meclis tutanağını erişime engelleyen hakimlere kim ‘Dur’ diyecek?

Yaman Akdeniz

Türkiye’nin beka sorunu

Levent Gültekin

Mülakat ve güvenlik soruşturmasıyla ayrımcılık

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Zeynel Balcı: İyimserlik zayıflıyor

Dilek Güngör: Bankaların kredi verirken aldığı ücret ve komisyonlar sınırlandırılacak

Murat Bardakçı: Sultan Abdülhamid dilekçede ‘perişanım ve merhamet gerektirecek haldeyim’ diyor

Necati Doğru: Tarımcılık ve rant

Mensur Akgün: Türkiye’nin yönetmesi zor bir beka sorunu bulunmamaktadır

Zeynep Oral: Laiklik sadece kadınların meselesi değildir!

Candaş Tolga Işık: İstanbul’un en büyük sorunu

Orhan Uğuroğlu: İşte AKP’nin Ankara anketi

Jale Özgentürk: ABD ile arka kapı diplomasisi

Yılmaz Özdil: Ekonomik kriz ve üçüncü sayfa haberleri

Yücel Sayman: Perakende muhalefet

BİR SAYI

155

Uluslararası Basın Enstitüsü’ne (IPI) göre Ocak 2019 itibariyle Türkiye’de hapisteki gazeteci sayısı

Tarihe ‘sıradan’ Bir Bakış: ‘Bir Alman’ın Hikâyesi’

Yapımcılar birliğinden Yılmaz Erdoğan’a eleştiri: Netflix kararına şaşırdık

Hollywood tepki gösterdi, Akademi geri adım attı: Tüm kategoriler canlı yayında

Ne okusak: Dört kitap önerisi

Ufak Yangınlar’ın yazarı Celeste NG: Gerçek hayatın hep ilgi çeken hikayeleri yok

Erdoğan’ın mitinginde ambulans krizi: Trafiği açmayan polise tepki gösterildi

Fransa’da direniş ve özgürlük değerlerine veriliyor: Montluc ödülü Demirtaş’ın

Futbol tarihinde ilk: İngiliz kulüp, LGBTİ hakları için gökkuşağı formalarla sahaya çıkacak

2018’de 3 milyon 429 bin 294 kişi CİMER’e başvurdu

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • SANAT
  • KEYİF
  • AGORA
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube
Diken 'Yılın Internet Gazetesi' ödülünü kazandı...

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi