MURAT SEVİNÇ
Deprem. Yüzlerce ölü. Ölenler Kürt. Sevinenler malum.
Irkçılık gülümsenecek, şakası yapılacak, sempatiyle karşılanacak bir iş değildir, suçtur. Irkçılar suçlu ve alçaktır. Utanmazdır. Arsızdır. Aptaldır.
Vatan sevmek, memleket sevmek ile milliyetçilik farklı olgulardır. Irkçılık, milliyetçiliğin en azgın, en pervasız çocuğudur. Kuşkusuz bütün milliyetçiler ırkçı değildir, ne tarihte ne günümüzde. Buna mukabil tüm ırkçılar milliyetçidir.
19. yüzyıldan başlayarak 20. yüzyılı kana bulamış bir baş belasıdır milliyetçilik ideolojisi ve azgın emperyalizmin, toprak/kaynak bölüşümü hedefinin en kullanışlı ‘aracıdır.’ İnsanı sömürür. Memleket sevgisini sömürür. Her sömürü gibi mide bulandırıcıdır.
Irkçılık bölücülüktür. Ülkeleri böler, toplumları böler, insanı böler, arkadaşlığı dostluğu böler, mahalleleri sokakları böler.
Irkçılık aymazlıktır.
Hiç düşündün mü, neden senin çocuğun olurken, Kürt çoğalır? Neden onunki bir üreme faaliyetidir de seninki aşktır, sevgidir, çocuk yapıp büyütme hayalidir. Çok çocuk mu yapıyorlar? Bak sen. Anamın anası, yoksul köylü kadınıydı. Yüzyılın başında doğmuş. Bir Türk. Doğu’nun zihniyetinde ve koşullarında, 21 kez hamile kalmış. Tam 21 kez. Çoğu ölmüş çocuklarının. Sağ kalan, sekiz. Neden benim annemin güzel anasının çocukları öldü, çocukları doğdu da, Kürt sürekli üredi? Çoğaldı. Neden biri ‘doğururken’, diğeri mahrum bırakıldı bu sözcükten?
Irkçılık kötüdür. Dildedir. Davranıştadır.
Neden sen bir şehre taşınırken, Kürt o şehre ‘doluşur!’ Neden sen gezer tozarken, tatile çıkarken, deniz kıyılarına ‘akın’ ederken, onlar hep bir yerlere ‘dolar.’ Neden Diyarbakır, Mardin, Van senin asla vazgeçmeyeceğin toprağındır da, İstanbul Kürt’ün değildir. Neden sen ‘taşınırsın’ ama Kürt her zaman, her yeri ‘işgal eder.’ Neden sen sıkılıp bunaldığında ve büyük şehirden kaçmak istediğinde, buraların yaşanmaz olduğunu düşündüğünde ve bir Güney kasabasında şöyle bir başını dinlemek istediğinde bu muteberdir de; Kürt aynı sahile hep ‘iner’ hep ‘işgalcidir.’ Senin ‘çokluğun’ güzeldir de, onunki neden ‘kalabalıktır?’
Irkçılık berbat bir şeydir. Zihindedir. Sözcüklerdedir. Duygudadır.
Senin derdin kesinlikle Kürt ile değil, yalnızca PKK ile öyle mi? Neden sürekli bu yalanı söylüyorsun? Neden yalan üzerine kuruyorsun yaşantını? Kendi düşüncenden, sözlerinden mi utanıyorsun? Kaç kez “Buralara doluştular” demedin mi? Kimdi doluşan peki, PKK mı? Ayrıca senin şehrine ‘doluşmaya’ çok mu meraklılar zannediyorsun? Senin tarafından horlanmaya çok mu gönüllüler? Ne diye Almanya’ya doluşup rahatsızlık verdin? Ne diye Avusturya’ya doluştun da adamların toprağını ‘kirlettin’? Fransa’da ne işin var senin, Allah’ın kara kafalısı! Birileri böyle adlandırıyor seni o ‘doluştuğun’ topraklarda. Yoksa sen Batılının ırkçılığından çok rahatsızsın da, yalnızca kendininkini mi seviyorsun?
Irkçılık yalancılık gerektirir. İnkâr gerektirir. Yalancıdır ırkçılar. Kişiliksizdir. Adidir.
Bugüne dek Türk ve Sünni olduğun için baskı yaptılar mı sana? Türkçe konuşuyor olmanın cezasını çektin mi sokakta? Senin dilini, mezhebini inkar ettiler mi? “Öyle bir dil yok aslında” dediler mi? Annenin konuştuğu ve sana öğrettiği dilin varlığını; diğer diller gibi saygın, o dili konuşan güzel annenin de diğer anneler gibi biricik olduğunu kanıtlamak zorunda kaldın mı?
Irkçılık körlüktür. Görmemektir. Israrla duymamaktır.
Senin, vefat etmiş bir sevdiğini, misal anneni, toprağa veremediğin oldu mu? Toprağa. Veremediğin. Toprağa. Irkçılık işte budur.
Bir deprem olduğunda, neden sen ve sevdiğin ölür de, diğeri geberip temizlenir. Senin sevdiğin ‘cenaze’dir,’ onunki ‘leş’ öyle mi?
Irkçılık vicdan yoksunluğudur. Ahlaksızlıktır.
Irkçılık bir toplumun başına gelecek en feci şeydir. Soru sorulmasını engeller. Vereceği yanıt yoktur. Soru ile karşılaştığında becerebildiği; daha fazla kötülük, daha fazla alçaklık, daha fazla körlük, daha fazla küfür ve daha fazla şiddettir. Irkçılık zavallılıktır. Irkçılar dünyanın çevrelerinde döndüğünü zanneden zavallı cahillerdir. Korkaktırlar. Saldırganlıkları korkaklıktan, söyleyecek anlamlı tek bir sözcükleri olmamasındandır.
Irkçılık suçtur. Üzeri örtülecek bir ideoloji değildir. Irkçılıkla mücadele edilmelidir. Zihinde, dilde, okulda, yolda, evde… Her yerde.
Irkçılık alçaklıktır. Alçaklık gurur duyulacak bir vasıf değildir.
Bu memlekette yaşayan Kürt ve Türk ve diğerleri, yurttaştır. Eşittir. Eşitlik mücadelesi insanlaşma mücadelesidir. Kendisini, yalnızca ‘bir yerde’ doğmuş olduğu için ve hiç emek harcamadığı, seçmediği nitelikleri nedeniyle ‘diğerlerinden’ üstün görenler, ırkçıdır. Küstahtır.
Irkçılık faşistliktir. Faşizm bir ‘hak’ değildir. Suçtur. Faşizmle her düzeyde mücadele edilmelidir. Ola ki pek farkında olmadan ırkçılık yapanlara, ırkçı söylemin suç ve alçaklık olduğu hatırlatılmalıdır.
Irkçılık yapmamak gerekir…
Yazı önerileri: Değerli meslektaşım Ahmet Murat Aytaç’ın nefis yazılarından birini, buraya bırakıyorum. Diğerlerini de siz keşfedin!
Kitap yazısı: Mustafa Kemal güçler birliğinden mi yanaydı?