B. NECDET ÜLKER*
Ülkenin en kritik seçimi yaklaşırken çeşitli seçim sonrası senaryoları üretilmeye başladı. Bu noktada, yurttaşlara gerçekleşmesi mümkün olmayan, manipülatif senaryolar sunulması, vebali büyük sonuçlar doğurabilir. İşte bu yüzden gerçeklerden, gerçeğe en yakın yaklaşımlardan yola çıkmak çok önemli.
Dün Diken sayfalarından yayınlanan Mert Yıldız imzalı bir seçim analizinde maalesef ki bu manipülatif, insanları yönlendirmek amaçlı ifadeler sıkça kullanılmıştı. Yazımda, söz konusu analizin hatalarını ve olası senaryoların aslında nasıl ele alınması gerektiğini açıklamaya çalışacağım.
Seçim aritmetik sonuçlar üretir. Ülkedeki 46 milyon geçerli oy 550 milletvekiline karşılık gelmekte. Ancak, milletvekili sayılarının dağılımı öyle kabaca dört işlemle hesaplanmamakta.
Mert Yıldız, analizinde o kaba dört işlemle bu işi çözmüş görünüyor. Örneğin, çok büyük uğraş gerektirdiğini hissettirdiği oy dağılım tablosunda her bir yüzdelik oy artış ya da azalışının altı milletvekiline karşılık geldiğini hesaplamış.
Gerçekleşen seçim, gerçeğe yakın analizler
Şu örnekle başlayalım. Bayburt, yaklaşık 50 bin seçmeni olan bir kentimiz ve iki milletvekiliyle temsil ediliyor. Bu da her milletvekilinin 25 bin seçmeni temsil ettiğini gösteriyor. Bu temsiliyet oranı İzmir’de yaklaşık 120 bin seçmene çıkıyor, yani Bayburt’un beş katına. Diğer illerdeki dağılım da takdir edersiniz ki farklılıklar arz ediyor.
Mert bey, bu önemli temsiliyet sorununa hiç değinmeden AKP’nin yüzde 50 oy alması durumunda 286 milletvekili çıkarabileceğini hesaplamış HDP’nin barajı aşması senaryosunda. Hâlbuki ortada gerçekleşmiş, mazbatası alınmış bir seçim var. AKP’nin yüzde 50 oy alması durumunu dört işlem gerektirmeden de gösterebilirdi. Çünkü, AKP 2011 Genel geçimlerinde zaten yüzde 50 oy almıştı.
Peki, nasıl sonuçlanmıştı 2011 seçimleri? AKP 327 milletvekili kazanırken, CHP+MHP 188 milletvekili kazanmıştı, Mert beyin ifade ettiği gibi 206 milletvekili değil. Bağımsız milletvekili sayısı da 35 idi. HDP’nin barajı kıl payı geçmesi durumunda 58 milletvekili çıkaracağını öngörürsek yeni durumda, yani 7 Haziran’da aşağıdaki sonucun ortaya çıkacağını görüyoruz.
HDP barajı geçtiği takdirde yaklaşık 40 milletvekilini bölgedeki illerden çıkarıyor (Bu hesaba Adana, Mersin, Kars gibi iller dahil değil).
Mert bey şöyle talihsiz bir sonuç daha çıkarmış. HDP barajı aşamadığı takdirde kazanacağı 25 meclis sandalyesi CHP+MHP’nin olacakmış. Bölgede toplamda yüzde 10 oy toplayamayan iki partinin HDP’den 25 milletvekili çalacağı iddia ediliyor yani. Hâlbuki herkes biliyor ki bu sandalyelerin çoğu AKP’nin olacak. HDP’nin barajı aşamadığı koşulda gerçekleşecek senaryo aşağıdaki gibi olacak.
Tablolardan da görüleceği üzere Mert bey, gerek yanlış hesapla milletvekillerini dağıtarak gerekse de kentlerin özgün koşullarını görmezden gelerek bir dizi hata yapmakta. Kendisinden, HDP’nin barajın altında kalması durumunda boşta kalan 25 milletvekilini nasıl CHP+MHP hanesine yazdığını gösteren tabloyu acilen bizimle paylaşmasını istiyorum. Eğer bu talebime cevap vermezse kendisinin başka niyetlerle, çarpıtılmış bir tablo hazırladığını düşüneceğim.
Gözünüz korkmasın. AKP yüzde 50 oy alamayacak. Ancak, yüzde 40 oy aldığı takdirde de Mert beyin hesaplamış olduğu gibi (her bir yüzdelik oya karşılık altı milletvekilinin karşılık gelmesi) bir sonuçla da karşılaşmayacağız. Doğmamış çocuğa don biçmek istemiyorum ancak HDP’nin barajı geçmesi halinde, eğer AKP oyların yüzde 44’ünden azını alırsa tek başına hükümet kuramayacak durumda olacak.
Yukarıdaki senaryo HDP’nin barajı kıl payı geçmesi durumundaki AKP’nin milletvekili sayısını göstermekte, ancak yine takdir edersiniz ki gerçekleşmesi muhtemel senaryolardan biri. Eğer HDP yüzde 10’dan yüksek oy alırsa bu sayılar 250’nin altına düşecek.
AKP’nin yüzde 44’ün altında oy aldığı ve HDP’nin barajı geçtiği durumda AKP tek başına hükümet dahi kuramazken, AKP’nin yüzde 45’in üzerinde oy aldığı ve HDP’nin barajı aşamadığı durumda AKP ülkeyi başkanlık sistemine götürecek referandum için milletvekili yeter sayısına ulaşmakta. Bu durum, Mert beyin atladığı, hiç değinmediği ve gerçekleşmesi çok muhtemel bir sonuç olarak karşımızda durmakta.
HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ağırlıklı olarak AKP tabanından oy çekmişti. Çekmeye de devam ediyor. Tayyip Erdoğan’ın ikinci tura kalmadan cumhurbaşkanı seçilmesi MHP tabanından gelen oylar ve sandığa gitmeyen CHP+MHP seçmeninden dolayı gerçekleşmişti bilindiği gibi.
AKP, HDP yüzünden oy kaybetmekte, MHP ve milliyetçi/muhafazakâr oylar sayesinde ise oy oranını dengeleme fırsatı bulmakta. Tayyip Erdoğan bu durumun farkında. AKP ve Tayyip Erdoğan’ın son bir yıl içerisinde ortaya koyduğu performans artık HDP tabanından tek bir oy dahi çekemeyeceğini göstermiş, AKP de bu gerçeklikten hareketle, tercih edilen milletvekili adayları ve kullanılan çatışmacı dille birlikte MHP ve milliyetçi tabana seslenmeye başlamıştır.
Mert beyin HDP’nin barajı aşmasından rahatsızlık duymasını bir nebze anlayabiliyoruz ancak sarf ettiği enerjiyi esas olarak MHP ve milliyetçi oyları korumaya dönük analizlere harcamamasını anlayamıyoruz, zira MHP de AKP’nin tek başına iktidar olamamasında büyük bir etken olacak.
Bir bağımsız AKP kampanyası
Gelelim seçim sonrası hükümet kurma senaryolarına. Meclis’in belki de tek muhalefet partisi HDP’yi AKP’nin doğal bir müttefiki olarak göstermek aslında Mert Yıldız’ın hazırladığı tabloları çöpe atmak anlamına geliyor. HDP, sunduğu kanun teklifleri, araştırma önergeleriyle Meclis’in en üretken partisi durumunda. Ne var ki sunduğu hiçbir kanun teklifi ve araştırma önergesi kabul edilmemiş. Tüm bunlar sadece 35 milletvekilinin marifetiyle gerçekleşmiş ayrıca.
HDP’nin iktidar karşısındaki güçlü muhalif duruşunu göstermeyip onu olası bir koalisyonun doğal müttefiki olarak sunmak başka bir niyeti daha akla getiriyor. AKP’ye AKP dışından oy kazandırmayı.
AKP gibi 12 yıldır tek başına iktidar olan, istikrar ve güç üzerinden siyaset yapan bir partinin HDP’nin barajı geçmesi halinde koalisyona mahkum olacağını hesaplamamış olması düşünülemez. Ancak, bu hesabı seçmenlerine sunduğu vakit yaratacağı olumsuz ve güvensiz tablo HDP karşısında oy kazanmasına değil, oy kaybetmesine neden olacaktır. Bunun farkındalar. Haliyle, asla koalisyon seçeneğine karşı bir kampanya yapmayacaklardır. Bu ihtimali yok sayacaklardır.
Öte yandan, bu kampanya dışarıdan, üstelik CHP destekçisi görünümlü insanlar tarafından yapıldığı vakit, çok memnun kalacaklardır da. HDP’yi olası bir koalisyonun ortağı olarak gösterip ülkeyi istikrarsızlığa götürmenin yolunu işaret etmiş olursanız, ekonomik ve toplumsal istikrar üzerinden AKP’nin peşine takılmış milyonların tercihlerini belirleme konusunda iktidar partisine destek vermiş olursunuz.
Anketbükücü arkadaşların dikkatine
Meclis’te HDP’nin beş katı fazla milletvekiliyle temsil edilen CHP+MHP’nin AKP’nin ışık hızıyla onaydan geçirdiği kanun teklifleri karşısında taş üstünde taş koymaması gerekirken deyim yerindeyse sürekli tren sallaması olası bir koalisyon kurulması durumunda AKP’nin yüzünün kime dönük olacağını göstermekte. Meclis’te koalisyona bağışıklığı olan iki partinin CHP ve MHP olduğunu da hatırlatmak isterim.
Kafayı bulandırmaya gerek yok. Her şey, her hesap ortada. HDP seçimin en belirleyici partisi. Seçmenlerin, AKP’nin 12 yıllık iktidarında bu kadar rahat hareket etmesinin, giderek güçlenerek tek adam diktatörlüğüne doğru ilerlemesinin kimlerin eksik muhalefeti yüzünden gerçekleştiğini bildiğini ve iktidarın milleti alkışlatarak değişmeyeceğini anketbükücü arkadaşların dikkate almasında fayda var.
İyi günler.
*Bankacı, 10dansonra İnisiyatifi’nden