Yazar Ahmet Altan, ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlarından yargılandığı davada beş yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Altan, ‘FETÖ’nün medya yapılanması’ davasında da akademisyen Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak’la birlikte ‘anayasayı ihlal’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Başka suçtan tutuklu bulunan Ahmet Altan, İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasına cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada Altan’ın avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Altan, yazar olarak yazılarını ve ifadelerini kendisinin seçeceğini belirterek, şunları söyledi:
“Sur Mahallesi’nde (Diyarbakır) 13-14 yaşındaki askerle çatışan Kürt çocuklarına ‘çocuk’ dediğim için yargılıyorsunuz. Çocuklara çocuk diyemezmişim. ‘Biz onlara çocuk demiyoruz, sen de demeyeceksin’ diyorsunuz. Sizin ne dediğiniz beni ilgilendirmiyor, ne diyeceğimi size soracak değilim. Onlar çocuktu, birçoğu da öldü. Çocuklara ‘çocuk’ dediğim için beni yargılayacağınıza ‘Neden bu ülkede çocuklar ölüyor’ diye kendinize sorun. Çocuklara çocuk demek, suç değildir, çocukların öldürüldüğü bir ülke yaratmak suçtur. Birkaç oy fazla alabilmek için oradan oraya savrulan siyasilerin yanında yer almadığım için mi yargılayacaksınız?”
Altan, 10 gün önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı: “Şeriatçı, darbeci olarak ceza aldım, yine aynı yazıdan dolayı Marksist teröristlikle suçlayıp, bilmem kaç yıl ceza vermek istiyorsunuz. Verin benim omuzlarım güçlüdür. Daha birkaç yıl önce siyasi iktidar, Abdullah Öcalan’ın mektubunu insanların önünde okutturdu. O zaman yasa yok muydu, savcılar yok muydu? Hiç dava açmadınız, iyi de yaptınız. Peki bugün niye Kürt çocuklarına ‘çocuk’ dedim diye benim hakkımda dava açıyorsunuz. Yasa değişmedi aynı yasa.
İktidardaki parti, Kürt oylarından vazgeçip, milliyetçi oyların peşine düşerek, savaşı ve ölümü tercih eden bir politika izlemeye başladı. Bir siyasi parti pozisyon değiştirdi diye siz neden pozisyon değiştiriyorsunuz? Yasalar gereği o gün suç sayılmayanı bugün suç sayamazsınız. Eğer suç sayıyorsa yargı olmaktan vazgeçip bir siyasi partinin il teşkilatı olmayı kabul etmiş demektir. Çocuklara çocuk diyeceğim. Her zaman demokrasi ve barış isteyeceğim. Bunun bedeli hapis yatmaksa hapis de yatacağım.”
Cezada indirim yapılmadı
Altan’ın savunmasının ardından avukatları söz alarak, müvekkillerinin beraatine karar verilmesini talep etti.
Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, Altan’ın, ‘www.haberdar.com’ isimli internet sitesinde yayımlanan ‘Ezip geçmek’ adlı makalesinde kullandığı ifadelerle Diyarbakır/Sur, Şırnak/Cizre ve Mardin’de silahlı terör örgütü PKK’nın şehir savaşı stratejisi için kullandığı ‘hendek kazma’ eylemlerini masumane göstermeye çalıştığını belirtti.
Heyet, sanık Altan’ı ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan üç yıl hapis cezasına çarptırdı.
Ahmet Altan’ın dava konusu yazıda cumhurbaşkanı için yaptığı ağır ithamlar, cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığını küçük düşürücü ifadeler, bu ifadelerin ve ithamların farklılığı ile yoğunluğunu dikkate alan heyet, Altan’ı ‘Cumhurbaşkanına alenen hakaret’ suçundan iki yıl 11 ay hapis cezasına mahkum etti.
Mahkeme, sanığın, 4 Ocak tarihli duruşmada heyete karşı olumsuz tutum ve davranışları ile pişmanlık duymaması nedeniyle cezada indirim yapmadı.
Ahmet Altan, toplamda 5 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.