MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) Alzheimer hastalarının tedavisi için onayladığı ‘Aducanumab’ın, Türkiye’de ilk kez bir hastada kullanılması için Sağlık Bakanlığı yolu açtı. ABD’den ithal edilecek ilaç için hasta, yıllık 22 bin dolar (yaklaşık 324 bin lira) ödeyecek.
Geçen yılın Alzheimer’la ilgili en önemli haberi, aducanumabın şartlı da olsa (sadece erken dönemdeki hastalar için) onaylanmasıydı. Hastaların henüz şikâyetleri başlamadan beyinde birikmeye başlayan amidoid proteinini temizleyen ilacın ilk onaylandığında (Haziran 2021) yıllık tedavi tutarı 58 bin dolardı (yaklaşık 855 bin lira). Biogen ilaç firmasının ürettiği ilaçla ilgili çalışmalar 2019’da etkisinin bulunmadığı düşünülerek durdurulmuştu. Ancak firma ilacın yüksek dozda kullanılması halinde faydalı olduğunu öne sürerek yeniden çalışmalara başlamıştı. Biogen’in başvurusu üzerine FDA yeniden değerlendirmiş, tartışmalı ve şartlı da olsa da ilacı onaylamıştı.
Başka antikorlar da yolda
Türkiye Alzheimer Derneği Onursal Başkanı, nöroloji uzmanı Prof. Dr. Murat Emre’yle hem Alzheimer hastalığını hem de en yeni tedavi silahı aducanumabı konuştuk.
Alzheimer hastalarının beyinlerinde beta amiloid ve tau proteinleri birikiyor. Bir antikor olan aducanumab (pasif aşı da deniyor), beyinde çöken amiloid plaklarını (özellikle yumuşaklarını) söküyor, yenisinin çökmesini engelliyor.
Emre, uzun yıllardır amiloid üzerine etki edecek tedaviler üzerinde çalışıldığını anlattı: “Çok sayıda başarısız deneme oldu. Amiloid çok erken dönemde birikiyor ve hasar veriyor. Klinik belirtiler ortaya çıkmaya başladığında hasar tamamlanmış oluyor. Sökülse de faydası yok.”
Bugüne kadar kullanılan ilaçlar hastalığın belirtilerine yönelikti, hastalığa yol açan mekanizmayı hedeflemiyordu. Aducanumab sadece erken evre hastalar için onaylandı. FDA firmanın dördüncü faz aşamasında ilacın etkisini ortaya koymaması halinde onayını geri çekecek.
Emre şöyle konuştu: “Daha önce başka moleküllerin de amiloidi temizlediğini görmüştük. Ancak hastanın klinik seyrinde yararları olmadı. Orta ve ileri evre Alzheimer hastalarında amiloidi oradan uzaklaştırmanın hiçbir faydası yok. Ben de sadece erken evrede kullanılabileceğini düşünüyorum. Başka antikorla ilgili çalışmaların sonuçları da açıklandı. Önümüzdeki birkaç yıl içinde elimizde en az üç antikor olacak.”
Öte yandan ilaç damardan uygulanıyor. Beyinde ödem ve küçük kanamalar yapabiliyor. Dolayısıyla çok dikkatli seçilmiş hastalarda uygulanması öneriliyor.
‘Alzheimer kör avcı’
“Alzheimer kör avcı. Her yere ateş ediyor, kimi vuracağı belli olmaz” diyen Emre, hastalığın sadece yüzde beşinin kalıtsal olduğunu hatırlattı. Yüzde 95’inin ailesinde başka hasta yok. Kısacası herkesin başına gelebilir.
Genel sağlığı korumak, Alzheimer’dan da koruyor. Emre, “Kalbinize iyi gelen her şey, beyninize de iyi gelir” dedi. Akdeniz tipi beslenme, kafayı çalıştıran faaliyetler, zihinsel, sosyal, fiziksel olarak aktif hayat tarzı sürdürmek, yeni şeyler öğrenmeye çalışmak, damar risk faktörü (yüksek tansiyon), diyabet varsa kontrol altında tutmak, kafa travmalarından kaçınmak ilk akla gelen korunma önlemleri.
Öte yandan düşük eğitim, riski artıran faktörlerden biri. Emre, “Eğitim beyinde rezerv sağlıyor. Hasta beyin rezervini kaybetmeye başlasa dahi kritik eşiğe ulaşmak daha geç oluyor” dedi. Tansiyon, kan şekeri ve kolesterol, orta yaştan itibaren riski yükseltiyor. Sigara, içki, madde kullanımı, düşük sosyo-ekonomik durum, iş kaybı, büyük acı deneyimi, depresyon ve stres, beyin damar hastalıkları riski artıran diğer faktörler. Hava kirliliğiyse en yeni tanımlanan faktör.
Emre, yaşlılardaki işitme ve görme kayıplarının önemsenmesi gerektiğini belirtti: “İşitme ve görme sinyalleri, beyin girdileri. Kayıpları halinde girdiler devre dışı kalıyor. Dolayısıyla yaşlılarda bu kayıpların üzerine gidilmeli ve telafi edilmeli.”
Yalnızlık riski artıran faktörlerden biri. Emre, “Yalnızlık, sosyal ilişkiler kurmamak da beynin girdisini azaltıyor” dedi.
Erken tanının önemi arttı
Hastalığın seyrini etkileyebilecek tedaviler, erken tanının önemini artırdı. Erken tanı için kullanılan yöntemlerden biri ‘amiloid PET’. Bununla amiloid plaklarının beynin neresinde, ne miktarda oturduğu görüntülenebiliyor. Bir diğer yöntem, beyin omurilik sıvısına bakmak. Hastalıkta, amiloid beyinde birikmeye başladığı için omurilik sıvısında düşme başlıyor. Bu değişiklik hastalık klinik belirti vermeden en az 10 yıl önce başlıyor. ‘Tau PET’ de var ancak henüz Türkiye’ye gelmedi. Beyin omurilik sıvısında tauya ise burada da bakılabiliyor.
Emre, şöyle konuştu: “Erken tanıda asıl heyecan verici gelişmeler, kanda tau ve amiloid proteinlerini tespit edebilmek. Kandan testlerin yaygınlaşması ve makul fiyatla yapılabilmesiyle ne PET çekimleri ne de omurilik sıvısının alınmasına gerek kalmayacak. İki senede bu kan testleriyle tanı koymanın mümkün olacağını düşünüyorum.”
Bunama hiçbir yaşta normal değil
Emre bunamanın hiçbir yaşta normal olmadığını belirtiyor: “En sık nedeni Alzheimer de olsa bunama yaşlanmanın doğal sonucu değil. Hangi yaşta olursa olsun, 100’ün üzerinde bile bir hastalığın sonucudur.”
Unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, geri çekilme, algılama zorluğu, yavaşlama belirtileri gösterenlerin mutlaka hekime götürülmesi gerekiyor.
Emre şunları söyledi: “Bazen bunların altından depresyon, hormonal bozukluklar, vitamin eksiklikleri gibi tedavi edilebilir sebepler çıkıyor. Beyindeki tümörlerin bazıları sadece unutkanlık, zihinsel bozulma yapabiliyor. Bunama işaretleri gösterenler mutlaka teşhis sürecinden geçmeli. Altında ne yatıyorsa o saptanmalı. Yaşlı bir insana yapılacak en büyük kötülük, ‘Sen yaşlandın, yaşlı insanlar bunar’ deyip hekime götürmemek.”
Yeni şeyler öğren!
Türkiye Alzheimer Derneği’nin hastalık riskini azaltmak için aşağıdaki önerilerde bulunuyor:
- Zihinsel olarak zorlayıcı ve ilginç aktivitelerle meşgul ol.
- Kademe kademe yeni bilgiler öğren yeni uğraşılarla meşgul ol, yeni bilgiler öğren (sudoku, yeni bir dil, satranç vb.)
- Yeterli uyu. Beynin bilgi ve deneyimleri uzun süreli hafızaya kaydetmesi için süreye ihtiyacı vardır.
- Stresi azalt. Stres dikkat, konsantrasyon ve hatırlamayı bozar.
- Fiziksel aktiviteleri sürdür. Egzersiz kan dolaşımını artırarak beyin hücrelerine oksijen ve gıdaların naklini artırır ve beynin daha etkili çalışmasını sağlar.
- Sosyal ilişkiler içinde ol. Araştırmalar geniş ve çeşitli sosyal ağ içinde olan kişilerin daha sağlıklı kaldığına işaret etmektedir. Aktif bir sosyal yaşam içinde ol.