MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Bekledikleri yasa teklifinin büyük hayal kırıklığı yarattığı hekimler ve sağlık çalışanları bugün (15 Haziran Çarşamba) tüm yurtta iş bırakıyor. Türk Tabipleri Birliği ile (TTB) on ayrı birlik, sendika, dernek ortak eyleme gidecek. İlk kez bu kadar geniş katılımlı olacak eyleme, 100 bin sağlık çalışanının gelmesi hedefleniyor.

Cumhuriyet tarihinin sağlık sektöründeki en yoğun iş bırakma eylemini Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim-sen), Kamu Dişhekimleri Derneği (KADHED), Kamu ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Tabip-Sen), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) birlikte yapıyor. Söz konusu kurumların başkan ve temsilcileri bugün düzenledikleri ortak basın toplantısında meslektaşlarına g(ö)reve katılma çağrısı yaptı.
Aciller, yoğun bakım ve onkoloji hastaları dışındakilere hizmet verilmeyecek.
‘Bu yasayı geri çekin!‘
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) teklife karşı güçlerini birleştiren örgütler, tüm sağlık kurumlarında gerçekleştirecekleri eylemlerle seslerini bir kez daha duyurmaya çalışacak.
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla piyasalaşan; hastayı müşteri, hastaneleri işletme, hekim ve sağlık çalışanlarını köle gören sağlık sisteminin pandemi ve krizlerin etkisiyle gittikçe tıkandığını söyledi.
Defalarca taleplerini dile getirdiklerini belirten Fincancı şöyle devam etti: “Aylardır “çıktı çıkacak, müjdemiz var, yeni düzenleme kapıda, bu ay gelecek” sözleriyle oyalama taktikleri devreye konuldu. Komisyondan geçen ve bugün TBMM’ye getirilecek, içinde bizlere, taleplerimize, haklarımıza yönelik hiçbir iyileştirme içermeyen bu yasayı kabul etmiyoruz. “Bu yasayı geri çekin” diyoruz.”
‘Oyalama taktikleri‘
Sağlıksızlık dayatan sistemin içinde görevlerini yapamadıklarını söyleyen Fincancı, şunları dedi:
“Koruyan değil hastalık üreten bu sistem daha fazla hasta, daha fazla hastalıkla kâr etmeyi hedeflerken, bizlere de mesleki tatminsizlik, daha yoğun geçen çalışma saatleri, daha uzun mesailer, daha büyük duygusal yük olarak yansımakta. Bu yılın daha mayıs ayında hekim göçü 938’e ulaşmış, giderek artan intiharların en son örneği daha dün 9 Eylül Tıp Fakültesi’nde yaşanmışken, ekran başlarında, meclis komisyon odalarında emeğimiz ve mesleklerimizle adeta alay ediliyor. Oyalama taktikler ile mücadelemiz zayıflatılmaya çalışılıyor.”
Topluma çağrı: Yanımızda olun
Bunun en ilk ne de son eylem olacağını söyleyen Fincancı, “Bu geçirilmeye çalışılan içi boş yasaya itirazın eylemidir. Daha uzun süreli g(ö)revlerden sakınmayacak bir krizin içinde olduğumuzdan kimse şüphe etmesin” diye konuştu.
Toplumu da sağlık çalışanlarının yanında olmaya çağıran Fincancı, taleplerinin herkes ve daha iyi bir sağlık sistemi için olduğunu söyleyerek “Sizler de biliyorsunuz, farkındasınız bu sağlık sistemi yürümüyor. Yarın tüm ülkede omuz omuza yan yana emek bizim, söz bizim, sağlık hepimizin diyeceğiz” dedi.
‘Hukuki sorumluluğu alıyoruz‘
Hekimsen’den Dr. Mine Kayacı Yıldız hekimlerin haklarının görmezden gelindiğini ve değersizleştirildiğini söyledi: “Bu değersizleştirme bize karşı güvenlik zaafını da ortaya çıkardı. Biz Mayısta altı gün süren iş bırakma eylemleri gerçekleştirmiştik. Tüm bunlara rağmen hekimlerin hakları yadsınmış, gerekenler yapılmamış, iyileştirme ve hak verme sürüncemede bırakılmıştır.”
Yıldız, üyeleri olsun ya da olmasın eyleme katılanların tüm hukuki sorumluluğunu üzerlerine aldıklarını ve idari sorun yaşamaları halinde destek vereceklerini söyledi.
‘Aile hekimliği çökmek üzere‘
AHEF Başkanı Dr. Kemal Noyan, kanun teklifi hazırlanırken muhataplarına sorunlarını anlatmaya çalıştıklarını ancak anlaşılmadıklarını söyledi.
Ülkedeki yıllık toplam 600 milyon poliklinik hizmetinin 247 milyonunun aile sağlığı merkezlerinde verildiğini belirten Noyan, şunları dedi: “Toplam sağlık personelinin yüzde beşiyle poliklinik hizmetlerinin yüzde 40’ndan fazlasını biz veriyoruz. Ancak aile hekimliği sistemi çökmek üzere. Sağlık sisteminin tüm derdinin para olduğunu sanılıyor. Aksine, ortada bir demokratik bakış eksikliği var. Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta çöküşe döndü.”
‘Bu bir çığlık’
Oyalandıklarını belirten TDB Başkanı Dişhekimi Tarık İşmen, şöyle konuştu: “Bu bir çığlıktır aslında. Önüne geçmek bu işi yönetenler için çok basittir. Tercih meselesidir. Tercih hep yanlış yönde kullanılıyor. Pandemide dedikleri gibi hekimlerin, sağlık çalışanlarının hakkı ödenmez hale getirildi. Ülkenin büyüklüğüne, gücüne inanıyoruz. Atfedilen vergiler, kamu kaynaklarının bir takım manipülasyonlarla el değiştirmesine bakınca, demek ki bu ülkenin bir takım kaynakları başka alanlara akıtılabiliyor. Biz hakkımız olanı istiyoruz.”
‘Algı yönetimi yapılıyor‘
AHESEN Başkanı Dr. Gürsel Özer, sürekli iyileştirmeden, ek ödemelerden bahsedilerek algı yönetimi yapıldığını söyledi.
En yakınlarının bile bunları aldıklarını zannettiğini belirten Özer, “Bakanlığı sözlerinde durmaya davet ediyoruz. Daha iyi çalışma koşulları, emeğimizin karşılığı ücret istiyoruz. Ceza yönetmeliğinden sonra zaten aile hekimliğini bitirme noktasına getirdiniz” diye konuştu.
‘Yenisi aralıktakinden bile kötü‘
Tabip Sen Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ayyıldız (Tabipsen), şunları dedi: “Biz bir mecburiyetten kurulduk. Toplu sözleşme yapıldı, ‘doktorlar hariç’ ibaresi konularak dışlandık. Aralık ayında bir kanun getirdiler. Ama ortalık karıştı ve o kanun da geri çekildi. Daha da önemlisi o gün geri çekilen kanun bugün geri getirildiğinde kat sayıların daha da aşağıya düşürüldüğünü gördük.”