MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) Türkiye ve diğer ülkelere metamfetamin ve başka uyarıcı bağımlılığında tedavi ihtiyaçlarının artacağına dair genel uyarıda bulundu.

INCB 2024 Raporu’nu dünyayla aynı anda, kurul üyesi Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy açıkladı.
Kurulun önceki başkanı da olan Atasoy, sentetik uyuşturucu maddelerin üretimi, pazarlaması ve tüketiminin yaygınlaşmasının yakın gelecekte bütün dünya için büyük sorun olacağını söyledi.
Yasadışı sentetik uyuşturucu endüstrisinin hızla genişliğini belirten Atasoy, “Sentetik uyuşturucular bitkisel kökenli uyuşturuculardan çok daha etkili. Her yıl yüz binlerce aşırı doz ölümüyle, hızla ölümcül bir sorun haline geliyor” dedi.
Talebin artmasıyla sentetik uyuşturucular kolaylıkla üretilip ticareti yapılıyor.
Metamfetamin miktarı patladı
Haşhaşın yerini metafemamin alıyor. Afgan eroininin taşındığı yol şimdilerde metamfetamin taşınmasında daha çok kullanılıyor.
Atasoy bu konuda, “Afganlar haşhaştan morfin, morfinden eroin yapmaktansa, çok daha hızlı, en az onun kadar para getiren bir başka uyarıcı elde edip batıya, doğuya ve Rusya’ya doğru kaçakçılığını yapıyorlar” dedi.
Rapordaki verilere göre Türkiye’de metamfetamin yakalamalarında 2019’dan bu yana önemli bir artış var. Yakalamalarda eroin azaldı, ancak metamfetamin gibi diğer maddelerinki artıyor.
2023’de 21,9 ton gibi rekor miktarda madde ele geçirildi. 2022’de bu miktar 16,2 tondu. Bir yılda yüzde 35,5’lik bir artış oldu.
Atasoy, Türkiye’ye kaçakçılığı yapılan metamfetamin, İran’dan veya İran üzerinden, muhtemelen Afganistan’dan ülkeye kaçakçılığının devam etmesiyle bağlantılı olabileceğini söyledi.
INCB, Türkiye ve diğer ülkelere metamfetamin ve başka uyarıcı bağımlılığıyla ilgili tedavi ihtiyaçlarının artacağına dair genel uyarıda bulundu.
Atasoy, “Türkiye’de de atık sularda metamfetaminin izlerine rastlandı” dedi.

Captagon üretimi Türkiye’ye kayabilir
Türkiye 2023’de 13,7 milyon captagon tableti ele geçirdi. Bu tutar yaklaşık 24 milyon tabletin ele geçirildiği 2022’ye göre yüzde 42,5 düşük.
Söz konusu rapor 8 Aralık 2024 öncesini (Suriye’deki rejim değişikliği olmadan) değerlendiriyor. Önceki rejim sırasında neredeyse her köşe başında captagon imal eden fabrikalar olduğunu belirten Atasoy, şunları söyledi:
“Yeni rejim bu üretim yerlerini imha etmeye çalışıyor. Suriye’deki fabrikalar imha edilse de üreticilerin faaliyet alanlarını Irak, Kuveyt, Türkiye ve diğer ülkelere yaymaya çalışacağından korkuyoruz. Suriye her zaman kimya endüstrisi, ilaç üretimi açısından güçlü bir ülkeydi. Böyle bir potansiyeli hiç kuşkusuz hâlâ var.
Milyar dolarlara varan gelir getirmesi nedeniyle captagon imalatının bir şekilde, bir yerde devam edeceğinden korkuyoruz. Rejim değişikliğinden sonra da ülkemizde yakalanan çok sayıda captagon var.”
Kokainle bağlantılı bağımlılık talepleri artıyor
Türkiye, Latin Amerika’dan veya Batı Afrika üzerinden Avrupa’daki hedef pazarlara gönderilen kokain için giderek daha fazla transit koridor haline geliyor. Türkiye’de 2023’de 2,5 ton kokain ele geçirdi.
Bu miktar 2021’de ele geçirilen 2,8 tonluk rekor miktardan daha düşük. Ancak 2022’de ele geçirilen 2,3 tona kıyasla yüzde 8,8’lik artış oldu.
Atasoy “Türkiye’de, birincil kullanım uyuşturucusu olarak kokainle bağlantılı bağımlılık tedavisi talepleri son on yılda arttı” dedi.
Ele geçirilen eroin miktarı azaldı
Türkiye’de ele geçirilen eroin miktarında 2021’de 22,2 tondan 2022’de 8 tona olmak üzere yüzde 64’lük bir düşüş var.
Bu düşüş Taliban’ın Afganistan’da afyon üretimini yasaklamasından kaynaklanıyor. Küresel miktarın yüzde 90’ından fazlasını tedarik eden, dünyanın önde gelen yasadışı afyon üreticisi olan Afganistan, yasadışı üretimi ciddi biçimde azalttı.
2022’de haşhaş ekiminin yasaklanması ve fiili otoriteler tarafından yürütülen imha çalışmaları yapılınca, boşluğu sentetik uyuşturucu üretimi doldurmaya başladı. Ülkede metamfetamin üretimi artmaya devam ediyor.
Öte yandan Türkiye’de esrar reçinesi yakalamasında da düşüş bildirdi. 33 tondan, 29 dona düştü. Atasoy esrarın Lübnan’dan Avrupa’ya gittiğini, Türkiye’ninse çok ciddi bir transit ülke durumunda olduğunu söyledi.
Sentetik uyuşturucu üreticileri hızlı
Bitkisel kökenli ilaçların etkilerini taklit etmek üzere tasarlanan, ancak etki gücü ve süresi bakımından çok daha güçlü olan sentetik maddeler, çok az teknik veya bilimsel uzmanlık gerektirerek, daha düşük işçilik ve işletme maliyetleriyle kolayca üretilebiliyor.
Tıbbi olmayan sentetik opioidler de dahil olmak üzere bu psikoaktif maddelerin yaygınlaşması, yasadışı aktörlere uyuşturucu piyasalarını temelden yeniden şekillendirmek için neredeyse sınırsız yol sunuyor.
Sentetik uyuşturucu üretiminin bitki bazlı uyuşturucu yetiştiriciliği ve kaçakçılığına göre bazı avantajları var. Hızlılar ve farklı öncül malzemeler kullanılabiliyor.
Atasoy, bitki bazlı uyuşturucuların ekim, hasat ve işleme için geniş bir arazi ve insan kaynağına ihtiyaç duyduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
“Hava koşullarına, uydu tespitine ve zorla imha edilmeye karşı savunmasızlar. Örneğin koka bitkisi, üreticilerin yüksek rakımlarda, uzak ve gizli bölgelerde çiftlikler kurmasını gerektiriyor.
Sentetik uyuşturucu üretimi için işgücüne veya ekim için araziye daha az ihtiyaç var. Sentetik uyuşturucuların yasadışı üretimi, kolluk kuvvetlerinin tespit etmesi zor olan küçük imalathanelerde olduğu gibi büyük ölçekli üretim için endüstriyel düzeyde tesislerde de yapılabilir.
Üretim herhangi bir yerde yapılabilir. Transit ve hedef pazarlara daha yakın yerleştirilebilir. Aynı ekipman farklı sentetik çıktılar için kullanılabilir. Kimyasallar farklı kombinasyonlarda kullanılarak, farklı etkiye sahip çeşitli ilaçlar üretilebilir.”
Fentanil, karfentanil, netizen etkisini arttırdı
Sentetik uyuşturucu üretimine fentanil, karfentanil veya netizenlerin dahil edilmesi, uyuşturucunun etki gücünü ölümcül seviyelere kadar arttırdı.
Daha güçlü sentetik opioidlerin etki gücü/ağırlık oranının artmasıyla, tespit edilmesi daha zor olan daha küçük hacimlerin ticaretinin yapıldığını anlatan Atasoy, “Bitkisel kökenli uyuşturuculara küresel yasadışı talep, halen sentetik maddelerin mevcut arzını aşsa da ele geçirmeler, bitkisel kökenli uyuşturucuların bazılarını geride bırakmaya başladı” dedi.