MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Martta girdikleri Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) uzmanlık eğitimi almaya hak kazanan hekimlerden yaklaşık 250’si kliniklerine yerleştirilmeyi bekliyor. Çalışmaya başlayacakları şehirlerde ev kiralayan ve beklerken maaş alamayan hekimler, “Güvenlik soruşturmaları artık tamamlansın. Maddi, manevi zorluk yaşıyoruz” diyor.
6 Mart’taki TUS’a giren hekimlerin yerleştikleri klinikler 28 Nisan’da açıklandı. Kazananlar 17 Mayıs’a kadar Sağlık Bakanlığı’na gerekli evraklarını ulaştırdı. Bu tarihten sonra yaklaşık 10 bin hekimin güvenlik soruşturması başladı. Hekimlerin dokuz bini 22 Haziran’da Sağlık Bakanlığı Çekirdek Kaynak Yönetim Sistemi’nden kliniklere yerleştiklerini gördü. Kalanlar yavaş yavaş kliniklerine yerleştirildi. Ancak 250 hekimin güvenlik soruşturması (arşiv araştırması) hala tamamlanmadı ve göreve başlatılmadı.
‘Çoğumuz daha önce güvenlik soruşturmasından geçmiştik’
İstanbul’da bir kamu hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum kliniğini kazanan, adını vermek istemeyen bir hekim, “Diğer asistan arkadaşlar başladı, bir aydır çalışıyorlar. Bense hala bekliyorum” dedi. Sağlık Bakanlığı’nı aradıklarını ancak soruşturmayla ilgili belgelerinin nerede beklediğini öğrenemediklerini belirten hekim şöyle devam etti: “Telefonlarımız ya açılmıyor ya açılsa da yüzümüze kapatılıyor ya da ‘bilmiyoruz’ denilerek geçiştiriliyor. Belgelerimizin emniyette mi bakanlıkta mı nerede olduğu bilgisine dahi çoğumuz sahip değiliz. Bireysel çabalarımız ve şansımız varsa akıbetini öğrenebiliyoruz. Emniyet ‘güvenlik soruşturmanızı tamamladık, belgenizi bakanlığa gönderdik’, bakanlık ‘bizde değil’ diyor. Kayıp mı, değil mi, bir yerde mi unutuldu bilmiyoruz.”
‘Yüzde 80’imiz daha önce güvenlik soruşturmasından geçtik’
Sadece ‘Beyaz Kod davası’ olduğu için de bekleyen var, hiçbir davası bulunmayan da. Hekim, “Kaldı ki yüzde 80’imiz daha önce zaten güvenlik soruşturması geçirmiş, bakanlık bünyesinde çalışmıştık. Ben 2019’da zorunlu hizmetimi yapmak için güvenlik soruşturması geçirerek göreve başladım. İki kez de plaketle ödüllendirildim. İki yıl aktif çalışıp, sınava hazırlanmak için istifa ettim. Şimdi memuriyete, asistanlık eğitimine başlatılmıyorum. Çıldırmamak elde değil. Sebepsiz bekletiliyorum” dedi.
250 hekim, evde işsiz bekliyor
Evlerini tuttuklarını ancak işlerine başlayamadıkları için borçlanarak yaşadıklarını söyleyen hekim, “Hastalar hekim azlığı sebebiyle randevu alamazken biz 250 hekim evde, işsiz oturuyoruz. Bu kadar doktor 10 hastaneyi döndürür. Kıdem, maddi ve manevi hak kaybımız var. Bir an önce sınavla kazandığımız görevlerimize başlatılmayı, geriye dönük kayıplarımızın da giderilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
‘Geliri olmayan borçlanıyor’
İzmir’deki bir araştırma ve eğitim hastanesinde kulak burun boğaz hastalıkları uzmanlığını kazanan bir başka hekim, “Hastanelerde hekim yok, randevu yok ama 200-250 hekim atama bekliyor. Bir doktorun ortalama 100 hasta baktığını düşünürsek, her gün 20 bin hasta sağlık hizmetinden mahrum ediliyor” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın hekimlere maddi, manevi ve psikolojik şiddet uyguladığını söyleyen hekim, “TUS’u kazandığı için ev kiralayan ve bekletilen doktorlar hiç geliri olmadan sadece borçlanıyor. Bu kadar vicdansızca, umursamazca davranılmaz. Bakanlık o zaman neden asistan kadroları açtı” dedi.
‘Suçluymuşuz gibi davranıyorlar’
Koşulları zorlayarak dosyasının 28 Haziran’da il emniyet müdürlüğünden Sağlık Bakanlığı’na gönderildiğini öğrenen hekim, “Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra devlet yükümlülüğüm için atama yapılmadan önce güvenlik soruşturmasından (arşiv araştırması) geçmiştim aslında. Sınavı kazandığım için devlet yükümlülüğüne gitmedim. Sicilime yansıyan bir şey yok. Buna rağmen hala bekliyorum. Dosyamın Sağlık Bakanlığı’nda olduğu 22 Temmuz’da öğrenebildim. Hukuk birimine günde 100-150 kez arayarak ulaşabiliyorum. Ama ya açmıyorlar ya açıp kapatıyorlar. Suçluymuşuz gibi davranıyorlar” dedi.
Sisteme güvenemediği için daha önce işyeri hekimliği sınavlarına girdiğini anlatan hekim, “Beklerken işyeri hekimliği yapıyorum. Ama başka arkadaşlarım zor durumda. Bazıları iki-üç aydır oturmadığı evlere kira vermek zorunda kalıyor. Bekletilenler hiç geliri olmadan sadece borçlanıyor. Umursanmamak vicdansızca” diye konuştu.